Google Play Store
App Store

Erdoğan ile Biden bugün gerçekleşecek NATO Zirvesi’nde bir araya gelecek. S400’lerden Halkbank davasına pek çok konu ele alınacak. İki Soru İki Cevap’ta konuştuğumuz uzmanlar, Saray için iktidarda kalma anahtarının, ABD politikalarıyla uyum olduğunu vurguluyor.

Saray umudu Biden’a bağladı

POLİTİKA SERVİSİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın da bir araya geleceği Brüksel’deki kritik NATO Zirvesi bugün başlıyor. Biden’ın ABD başkanı seçilmesinin ardından ilk kez yüz yüze gerçekleşecek görüşmede Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S400 hava savunma sistemlerinin akıbeti, Halkbank Davası, Suriye ve Libya gibi krize neden olan konular masaya yatırılacak. Erdoğan, Brüksel'e hareketi öncesi Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında Biden ile öncelikle savunma sanayine ilişkin yarım kalan projeleri konuşacaklarını belirtti. “F-35 konusunda Türkiye maalesef ahdini yerine getirdiği halde ahdini yerine getirmeyen, sözleşmeye uymayan bir ABD var” diyen Erdoğan, Biden’ın 24 Nisan Ermeni Soykırımı’na ilişkin sözlerine de tepki gösterdi.


Ankara’nın rol kapma çabası

İki ülke arasında tansiyonun yüksek seyrettiği bir dönemde gerçekleşecek görüşme Ankara için hem iç hem de dış politikada kaybettiği gücünü emperyalistlerin desteğini alarak yeniden kazanma arayışı olacak. Son dönem dış politikada ibreyi ABD ve NATO eksenine çeviren Saray rejimi, Karadeniz’deki Rusya-Ukrayna geriliminde batıdan yana tavır alırken Ukrayna, Letonya, Polonya gibi ülkelere de SİHA desteğinde bulundu. Doğu Akdeniz’de de geri adım atan iktidar, Montrö’yü bile tartışmaya açmaktan geri durmadı. Suriye ve Libya’da ABD ile daha yakın ilişkiler kuracağının sinyallerini veren Saray yönetimi, Biden dönemiyle gelişen yeni emperyalist düzende rol kapmaya çalışıyor. Öte yandan görüşmenin bir başka kritik noktası da 15 Temmuz darbe girişiminin ardından pek çok bölgede Rusya ile girişilen geçici ortaklığın seyrini etkileyecek olması.

Bu hafta “İki Soru İki Cevap” köşesinde bugünkü kritik Zirve’yi Galatasaray Üniversitesi’nden Doç Dr. Ali Faik Demir ve Moskova Devlet Üniversitesi'nden Doç. Dr. İkbal Dürre ile konuştuk. Demir, ABD’nin bazı esnemelerinin bölgede Türkiye’ye olan ihtiyacından kaynaklandığını belirtirken Dürre ise, “AKP iktidarı içinde bulunduğu şartlarda ancak ABD’nin genel stratejisine uyumlu siyaset yürütürse bir süre daha iktidarda kalma şansı var” diyor.

Erdoğan’ın taviz vereceğini biliyorlar

Erdoğan Biden görüşmesini, ABD’nin Türkiye’ye yönelik tavrı ve Türkiye’nin beklentileri açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

İkbal Dürre:
Trump gibi sistem dışı, narsist ve bu yönüyle “kafalanması kolay” bir ABD lideriyle muhatap olmanın rahatlığına alışmış Erdoğan için Biden hiç de iç açıcı bir sinyal değil. Son yıllarda ABD’de “Ben senin için çok önemliyim, beni kaybetmeyi göze alamazsın” kisvesi altında Ankara’nın şansını çok zorladığı kanaati oluştu. İki liderin görüşmesi bu psikolojik ortamda gerçekleşecek. Ama önemli bir detay var o da şu; Erdoğan ne kadar daha direnebileceğini kestiremiyor ve karşı taraf da bunu çok iyi biliyor.

Ali Faik Demir: Biden’ın dış politikası açısından önemli yerde duran bu peş peşe zirveler ve görüşmeler, önümüzdeki günlerde nasıl bir dış politika izleyeceği hakkında bize mesajlar verecektir. Öte yandan Biden ve Erdoğan görüşmesinde Biden’ın büyük tablosuna bakmak gerekiyor. Biden neyi hedefliyor, öncelikleri neler? Kimlerle dostluğunu sağlamlaştırmak istiyor? Biden’ın bölgedeki çıkarları doğrultusunda, Türkiye’yi de ciddiye alması gerekiyor. Türkiye ile gergin bir ilişkiye neden olan sorunlar konusunda belki bazı esnemeler var ama bunlar Türkiye’den kaynaklı değil, bölgede diğer dış dengelerde Türkiye’ye olan ihtiyacından kaynaklı. Türkiye açısından önemli olan Biden görüşmesi kadar, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşmelere de dikkat edilmesi gerekiyor. Amerikan basını bu görüşmelere giden süreçte sık sık “Rusya ve Türkiye ilişkilerinin gelecek seyri” konusunda görüşlere yer veriyor ve gündeme getiriyor.

İktidarda kalmak için ABD ile uyum içinde

Rusya ile ilişkileri de düşünürsek Türkiye nasıl bir pozisyon almaya çalışıyor?

Ali Faik Demir:
Bugünün dış politikası, Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi siyah ve beyaz keskinliğinin olmadığı bir yer. Böyle baktığımız zaman Rusya, Türkiye ile ortaklıklar kursa bile karşısındakinin NATO üyesi, Batı ile ittifaklara sahip bir ülke olduğunu ve bunun önemini biliyor. Türkiye’nin son dönemde attığı adımlara bakacak olursak, dış ilişkilerde sadece Rusya’ya bağımlı bir hale gelmek istemiyor. Eğer Türkiye, diplomaside sadece Rusya’ya bağımlı bir hale gelirse, Rusya’nın Türkiye’ye dair olan tavrı da değişecektir.

İkbal Dürre: Türkiye’nin Suriye siyasetinin ABD ile daha uyumlu bir sürece girmesini öngörmek mümkün. S400 konusunda ‘bu bitti’ söyleminden geri adım atılacak. Rusya ile ilişkilerde daha zorlu bir döneme girilecek. ABD açışından asıl olan Çin ve daha sonra Rusya’yı frenlemek. AKP iktidarı içinde bulunduğu şartlarda ancak ABD’nin bu genel stratejisine uyumlu siyaset yürütürse bir süre daha iktidarda kalma şansı var. Bu bağlamda Çin ile özellikle Uygur Türkleri ile ilgili daha dik bir duruş sergilenmeye başlanması da şaşırtıcı olmaz. Filistin ve Libya konuları daha rahat geçecektir. Her iki lider de sonuçta Filistin’de iki devletli bir çözümden yana. Erdoğan’ın bu sorunu iç politikada nasıl kullandığı Biden için önemli değil. ABD, Libya’da kaybettiği etki alanını, Rusya faktörünü de göz önüne alırsak, Türkiye üzerinden yeniden kazanmak isteyebilir. İnsan hakları, basın özgürlüğü gibi konulara gelince, iç politik dengeler hesaba katıldığında Erdoğan’ın bu konularda adım atması zor görünse de döndüğünde siyasi ortaklarıyla görüşüp, adım atılmamasının daha zor olacağını onlara anlatması gerekecek.”

***

Masadaki kritik konular neler?

• ABD, Rusya’dan satın alınan ve henüz etkinleştirilmeyen S-400’lere ilişkin CAATSA (ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) yaptırımlarını başlatırken Türkiye’yi F-35 sisteminden çıkardığını duyurdu.

İran’ın BM tarafından uygulanan yaptırımları delmesine yardım etmekle suçlanan “Halkbank” davası da iki ülke arasında gerilime neden oldu.

• ABD sık sık yabancı güçlerin Libya'dan çekilmesi için tanınan sürenin dolduğuna işaret ederek Türkiye ve Rusya'dan Libya’daki güçlerini çekmesini istiyor.

• Washington yönetiminin Suriye'nin kuzeyinde YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verdiği destek karşısında Ankara'dan sert mesajlar geliyor.