Google Play Store
App Store

“Öğretmenlik mesleğine darbe” olarak nitelendirilen teklif, Meclis Komisyonu’ndan geçti. TBMM Genel Kurulu’na sunulması beklenen teklifin görüşmelerinde AKP’li vekiller, muhalefetin hiçbir eleştirisine yanıt veremedi.

Saray’da hazırlandı, komisyon onayladı
Eğitim Sen, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı eylem yapmıştı. (Fotoğraf: Eğitim Sen)
Mustafa Bildircin
Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.net

Muhalefetin, “TBMM baypas edilerek Saray’da hazırlandı” dediği Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK), TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu’ndan geçti. Geçici üç maddeyle birlikte toplam 42 maddeden oluşan teklifin komisyon görüşmeleri 48 saat boyunca neredeyse kesintisiz sürdü. Komisyon süreci tamamlanan 8 Temmuz haftasında TBMM Genel Kurulu’na taşınması planlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu, “öğretmenlik mesleğine darbe” olarak nitelendirildi. Çok sayıda tartışmalı düzenlemeyi içeren teklifte, öğretmen istihdamında ayrımcılığa yol açacağı gerekçesiyle eleştirilen, “öğretmenlikte kariyer basamakları” uygulaması da yer aldı.

KADROLAŞMA ÇABASI

Kanunun en tartışmaları maddeleri ise öğretmen yetiştirme uygulamasını yeniden düzenleyen maddeler oldu. Eğitim fakültelerinden ya da “MEB’in uygun bulduğu” bölümlerden mezun olanların direkt göreve başlamasının önü kapatıldı. Eğitim Fakültesi mezunlarının, “öğretmen” unvanı yerine, “öğretmen adayı” unvanını alması kararlaştırıldı. AKP’nin, “öğretmen adayı” olarak tanımladığı Eğitim Fakültesi mezunlarına, kanun ile kurulacak Milli Eğitim Akademisi’nde iki yıl eğitim verilmesi planlandı.

Akademide eğitim alan öğretmenlerin, kurulacak komisyonun değerlendirmesinin ardından ancak göreve başlayabileceği belirtildi. Düzenleme, “Eğitim Fakültelerindeki nitelik düşüklüğünün itirafı” ve “AKP’nin eğitimde kadrolaşma çabası” olarak yorumlandı.

YASAMA KURNAZLIĞI

2022 yılında çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiğini anımsatan CHP Milletvekili Suat Özçağdaş, yüksek mahkemenin yeniden düzenleme için Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 9 ay süre verdiğini ancak AKP’nin teklifi, “tartışılmasın” düşüncesiyle son gün Meclis’e getirdiğini söyledi. Yasanın TBMM’de değil de MEB koridorları ve Saray’da hazırlandığının bizzat Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ağzından itiraf edildiğinin altını çizen Özçağdaş, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yasama ve yürütmenin ayrılacağı iddiası yerine getirilmedi. Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlanırken katılımcı bir süreç işletilmedi. Siyasi partilerden, eğitim sendikalarından, konunun uzmanlarından görüş alınmadı. TBMM Eğitim Komisyonu’na geldikten sonra komisyon başkanı Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonları’na, ‘Bu teklifi görüşün’ diye yazı yazdı. Ancak her iki komisyonda teklifi görüşmek istemedi. Burada bir yasama kurnazlığı var. Bakanlıkta hazırlandı, AKP milletvekilleri imzaladı.”

Komisyon tartışmalarının açık bir şekilde yürütüldüğünü, tüm milletvekilleri ve sendika temsilcilerine söz verildiğini belirten Özçağdaş, “Bir kısıtlama olmaksızın görüşleri dile getirmek mümkün oldu ama tartışmalar tek kale maç gibi yürütüldü” dedi. Komisyon sürecinde hiçbir fikir tartışması yapılamadığının altını çizen Özçağdaş, “Teklif, o derece Anayasa’ya aykırı ve ülke gerçeklerinden uzak ki iktidar milletvekilleri tarafından savunulamadı. İktidarın her zaman yaptığı gibi dinlediği, ancak eleştirilere yanıt vermedi bir komisyon süreci yaşandı” diye konuştu.

ANAYASA İHLALİ

Öğretmenlik Meslek Knunu’nun temel niyetinin öğretmenlerin sorunlarını çözmek olmadığını dile getiren Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yusuf Tekin’in bir an önce Öğretmenlik Akademisi’ni çıkarmak ve öğretmenleri elemek istiyor. Burada Anayasa’ya aykırı bir durum var. Öğretmenler, Eğitim Fakülteleri’nden mezun olduktan sonra öğretmen unvanını kazanırlar. Bu tasarı ise onları öğretmen adayı olarak kabul ediyor. Bu açıkça hak ihlali. Aynı sınıftaki iki öğrenciden, mezun olduktan sonra devlette çalışmak isteyen öğretmen adayı, özelde çalışmak isteyen öğretmen olarak görünüyor. Öğretmen Akademisi ile Cumhuriyetçi, ilerici insanları sistemin dışına itmek istiyorlar. Öğretmen adaylarına uyarı cezasını da ortadan kaldırdılar. Cezalar direkt kınamadan başlıyor. Hazırlıksız ve kötü niyetle hazırlanmış bir kanun bu.”

Eğitim Fakülteleri ve YÖK’ün 22 yıldır aynı iktidar tarafından yönetildiğinin altını çizen Özçağdaş, şunları kaydetti: “Eğitim Fakültelerinde sorun varsa neden aynı iktidar Eğitim Fakültesi müfredatını değiştirmiyor? Fakültelerdeki toplam bin 400 profesör, 10 bine yakın öğretim üyesi ile verilen 3 bin 300 saatlik eğitim yetersiz mi? Bu yetersizlik, Öğretmen Akademilerindeki dört haftalık eğitimle mi giderilecek? Ayrıca eğitimler, şu anda başarısız olduklarını iddia ettikleri Eğitim Fakülteleri hocaları tarafından verilecek.”