Şarbon ve düşündürdükleri

Dr. H. Yalçın Köksal - Veteriner Hekimler Derneği Genel Sekreteri

Ankara’da yaşanmakta olan Şarbon vakası hastalığın tehlikesinin yanında, ülke insanımızın plansız ve kontrolsüz yapılan canlı hayvan ve et ithalatı ile karşı karşıya kaldığı tehlikelerin göstergesi olarak da son derece önemlidir.

Şarbon hastalığı ZOONOZ denen yani hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden insanlara geçen hastalık gurubunda bir hastalıktır.

Özellikle sığır, koyun, keçi gibi çeşitli hayvanlarda görülen bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalık olup insanlar üzerinde 3 yolla bulaşma riski vardır.

Hasta hayvana temas yolu ile bulaşımında deri şarbonu, hava yolu ile teneffüsle bulaştığında Akciğer şarbonu, hastalıklı etlerin tüketimi ile ise Mide barsak şarbonu olarak kendisini gösterir.

Şarbonlu hayvanların kesimi ve tüketimi yasaktır. Hastalık sonucu ölen hayvanların ise yakılarak veya 2 metre derinlikteki çukurlara kireç ile kaplanacak şekilde gömülmesi gerekir.

Hastalığın çıktığı yerler yoğun bir şekilde dezenfekte edilip 21 gün süre ile karantina uygulaması gerekir. Bu durumda mevcut tüm hayvanların aşılanması ve karantina sonucunda hastalığın sönmesi durumunda ise, o yöredeki hayvanların 5 yıl süre ile aşılanmasının takibi gerekir.

İnsan sağlığı açısından bu denli önemli ve tehlikeli bir hastalığın Et ve Süt Kurumunun Brezilya’dan ithal edilen 3950 baş sığırda çıkması ve bu aşamada 50 sığırın ölümü ile gün yüzüne çıkmış olması tabiidir ki düşündürücüdür.

2010 yılından beri ülkemizde uygulanan canlı hayvan ve et ithalatının ülke hayvancılığına hiçbir yararı olmadığı yetiştirici ve tüketici için de getirisi olmadığı ortada iken hala özellikle ve ısrarla devam edilmesi şaşırtıcı ve üzücüdür.

Zaman zaman haberlerde ülke limanlarımıza büyük nakliye gemileri ile binlerce hayvanın hayvan hakları açısından da asla kabul edilemeyecek koşullarda getirilmesi sırasında bu on binlerce hayvanın ülkeye girmeden önce nasıl sağlık kontrolünden geçirilebildiği de bence soru işareti ile karşıladığım bir olgudur.

Şu anda Et ve Süt Kurumu ile Tarım Orman Bakanlığı yetkili ve ilgililerinin halktan hiçbir şey saklamadan gerçekleri ortaya koymaları gerekir.

1- Brezilya’dan ithal edilen hayvanların gerçek sayıları

2- Bu hayvanların sağlık ve aşı rüporları

3- Ülkeye kabulünden önce uygulanması zorunlu olan sağlık kontrol rapor ve tutanakları

4- 50 hayvanın ölümünden önce veya hastalık sürerken bu hayvanların bazılarının satılıp satılmadığı ve veya her hangi bir resmi veya özel mezbahada kesim ve parçalama işlemi yapılıp yapılmadığı

5- Şu anda adı geçen işletmede kaç baş hayvan bulunduğu ve bunların aşı raporları

Tüm bu bilgi ve belgeler halkımızla açık ve net bir şekilde paylaşılmalı ve özellikle insanların haklı olarak yaşadıkları endişeleri giderilmelidir.

Bir başka husus ise sağlık kuruluşlarına şarbon ile bağlantılı baş vuruların olup olmadığı, oldu ise hastalığın görüldüğü mevki ve tedavi süreçleri hakkında da bilgi verilmesi gerekmektedir.

Özellikle veteriner hekimler olarak daima karşı çıktığımız bu ithalatlara son verilerek hem ülke kaynaklarımızın dışarıya gitmesi önlenirken bu kaynağın ülke yetiştiricilerine sunulması (yemde ve damızlıkta uygulanacak destekleme gibi), aynı zamanda da halk sağlığını önemli ölçüde riske sokan bu ve bunun gibi dışarıdan ülkemize taşınan hayvan hastalıklarının önlenmesi yoluna gidilerek “zararın neresinden dönülürse kârdır” diye düşünülmesi acil ve gereklidir.

Umarım bir musibet bin nasihatten evla olur, umut ve beklentilerimle.