Bu haftaki yazımda üzerinde duracağım Bi’ Şarkım Var! müzikal oluşumu ise popüler eğilimlerden uzak tavrı ve kendine özgü hedefleriyle dikkat çeken bir oluşum.

Şarkı yazarlığını ve müziği yeniden düşünmek: ‘Bi’ şarkım var!’

Ozan Eren

Yeni yıl, yeni umutlar, yeni şarkılar… Bir taraftan da hâlâ devam eden bir salgınla baş etme stratejilerinde yeni arayışlar, yeni kaygılar… Artan eşitsizlikler, ekosisteme verilen zararlar; kurumların ve bireylerin aynı hataları devam ettirmesi ya da yeterli seviyede özeleştiri yapılmaması elbette tartışılmalı.

(Derlediğim ve yazar arkadaşlarımla yayına hazırladığımız Karşı Salgın (2021) adlı kitapta çeşitli eleştirileri ve özeleştirileri daha sesli olarak dile getirmiş; kurgunun gücüyle, karşı salgın metaforundan hareketle kendimizi ifade etmiştik.) Diğer yandan, Hayvan Çiftliği (Orwell, 1954), 1984 (Orwell, 1984), Körlük (Saramago, 2017), Cesur Yeni Dünya (Huxley, 1999) gibi kitaplarda okuduğumuz distopyalar son yıllarda kurgudan gerçekliğe dönüşse de bütünüyle karamsar olmamayı tercih edenlerdenim ben. İyiye, güzele yol açabilecek tasarımlara; ütopyalara olan ihtiyacımızın arttığı bugünlerde edebiyat yapıtlarının, sanat eserlerinin anlattıklarına ya da anlatacaklarına kulak vermekte yarar var. Bir şiir ya da bir şarkı bütün dünyayı bir anda tamamen değiştiremese de değişim için küçük tohumlar ekebilir ve umut vaat edebilir. Bu yüzden, merkezin dışından seslenenler, çemberin dışında yaşayanlar ya da alternatifler sunanlar oldukça değerli. Tabii bu aşamada sorulması gereken ilk soru merkezin, çemberin ve alternatif tanımının hangi zaman ve bağlamda yapıldığı. Mevzubahis olan bugünkü müzik endüstrisiyse, müzik endüstrisindeki dijitalleşmeyle birlikte 2000’li yıllarda dijital müzik platformlarının daha etkili olmaya başladığını söylemek mümkün. Bununla birlikte televizyon, radyo, gazete, dergi, internet yayınları gibi çeşitli iletişim araçlarının da etkilerinden bahsedilebilir. Bu araçlar müzikal tercihleri şekillendirirken, ana akım medyanın temel kriterlerine göre başarılı müzik ürünlerinde ilk aranan özellikler markalaşmak, daha fazla dinlenmek ve neticesinde daha fazla satmak olarak belirginleşmiştir. Bu durum, kültürel ürünlerin metalaşmasını ve standartlaşmasını beraberinde getirirken tek tipleşmenin de önünü açmıştır. Bu haftaki yazımda üzerinde duracağım Bi’ Şarkım Var! müzikal oluşumu ise popüler eğilimlerden uzak tavrı ve kendine özgü hedefleriyle dikkat çeken bir oluşum.

Kurucu ekipte uzun süre Başak Yavuz ve Ceyda Özbaşarel’in yer aldığı bu oluşum süreç içerisinde iki yeni müzisyeni, Gülce Duru’yu ve Dilek Yılmaz’ı da çekirdek kadroya dahil etmiş. Bi’ Şarkım Var! ortaya çıktığı zamandan beri takip ettiğim bir oluşum. 24 Aralık 2016’da, Kaset Mitanni’de, Bi’ Şarkım Var!’ın organizasyonunu yaptığı bir gecede ben de grubum İkinci Perde’yle iki şarkımızı, (‘Aranızdan Ayrıldım’ ve ‘İkinci Perde’) seslendirmiştim. Birçok müzisyenin sahne aldığı bu konser daha önce adını duymadığım, şarkılarını bilmediğim birçok müzisyenden haberdar olmamı sağlamıştı. Umutlanmıştım! Farklı müzik türlerine, alternatif seslere imkân tanınmasına dair yeni umutlar…

Bu haftaki yazım için e-posta üzerinden Başak Yavuz’a birkaç soru yöneltmiş; böyle bir müzikal oluşumun arka planında nasıl bir düşünsel zemin olduğunu, amacının ve kapsamının neler olduğunu sormuştum. Başak Yavuz’un Bi’ Şarkım Var!’a dair söyledikleri dikkat çekiciydi:

sarki-yazarligini-ve-muzigi-yeniden-dusunmek-bi-sarkim-var-965344-1.

“Bi’ Şarkım Var! kendi halinde bir oluşum. Organizasyon demeye bile dilim varmıyor. Albüm yapıp bandrol koyduğumuz an müzik endüstrisiyle bir ilişki kurmuş oluyoruz mecburen. Biz kimseye diğer şarkı yazarlarıyla bir araya gelmek dışında bir şey vaat etmiyoruz. Bizce asıl önemli olan da bu. Sonuçta hayat yolculuğunda ve şarkı yazım serüvenimizde her birimiz eşsiziz. Şarkı yazarı olmak aslında yalnızlığı da içinde barındırıyor. Ancak bir arada olunca ilham, motivasyon kazanıyoruz. Biricikliği yok edip genelliğe yönelten endüstrinin dişlilerine karşı gelemiyoruz ama biz de varız diyebiliyoruz. Bizler rekabeti öğrenmedik, yarışmayı istemedik, popüler kültürün sahasında yer almayı seçmedik. ‘Bi’ Şarkım Var!’ı, bu kavramları içinde barındıramayacak bir saflıkta korumayı başarabildik, ki bizce en büyük başarımız da budur” (Yavuz, 2022).

Eşsiz olmak, bir aradalık… Rekabetin her geçen gün biraz daha arttığı bir dünyada yarışmamak ve popüler kültür sahasında yer almamak… Artık bu tarz eğilimlere rastlamak gerçekten çok zor. Bi’ Şarkım Var!’ı anlamlı, değerli kılanlar da bunlar kanımca.

Başak Yavuz’un “başarabildik” dediği yorumunu okuyunca ister istemez günümüzde başarıya atfedilen anlamları düşünürken buldum kendimi. İyi bir meslek sahibi olmanın başarıyla nasıl bir ilişkisi vardır? Müzisyenlik mesleği nasıl tanımlanır? Müzik yapmak, şarkı üretmek ne zaman boş zaman etkinliğinden çıkar ve itibar görür? Boş zaman ve çalışma tanımları nasıl yapılır?

“Türkiye’de meslek sahibi olmak genellikle, ekonomik bir etkinliği profesyonel uğraş haline getirmek olarak görülür ve meta ile kurulan ilişki üzerinden tanımlanır. Çalışma kavramı, kullanım değeri olan mal ve hizmetlerin üretimi üzerinden kurulacak geniş kapsamlı bir tanıma kurumsal ve yapısal olarak işlevsellik kazandıramadığı için birçok uğraşı - bunlar üretim sürecine dâhil olsa da - boş zaman aktivetesi veya hobi olarak görülür” (Eren, 2016: 100).
Bi’ Şarkım Var! ise müziğe ve müzisyene atfedilen anlamları belirlemede ikilikleri aşmaya çalışan yapısıyla verili anlamları yeniden düşünmemize olanak sağlıyor. Şarkı yazarlarını, profesyonel-amatör ayrımı gözetmeksizin bir araya getirmeyi amaçlayan Bi’ Şarkım Var! 2014’ten beri açık sahne etkinlikleri düzenliyor. Bu etkinliklere katılan besteciler kendi eserlerini seslendirmelerinin yanı sıra kendilerinden ve ilham kaynaklarından da bahsediyorlar (Yavuz, 2022).

Bi’ Şarkım Var! adının Şirin Soysal tarafından ortaya atıldığını belirten Başak Yavuz, bu adlandırmayı ifade imkânlarının beraberinde getireceği itiraz noktalarıyla paralel yorumluyor: “Bi’ şartım var gibi de tınlıyor. Yani tek şartımız şarkınızın olması; söyleyecek bir sözünüz, bir meseleniz olması gibi düşünebiliriz.” (Yavuz, 2022).

Şarkı yazarlarının kendilerini ifade edebilmeleri için birkaç sene Açık Radyo’da müzisyenlere yer veren oluşum ileride daha çok sahne imkânlarına kavuşmayı; hatta festival ve belgeseller üzerinden de ilerlemeyi düşünüyor (Yavuz, 2022).

İlk albümünü 2016’da çıkartan oluşumun bugünlerde ikinci albümünü çıkmak üzere. 4 Şubat 2022’de dinleyicilerle buluşacak bu albümün kayıtları Cansun Küçüktürk’ün evinde yapılmış. Albümde Yasin Bozkurt, Sahtegi, Esra Kayıkçı, Batuhan Polat, Şevket Akıncı, Ceren Toksöz, Cansun Küçüktürk, Dilek Yılmaz ve Ardından yer alacak. Bi’ Şarkım Var! gibi oluşumların çıkartacağı yeni albümleri ve müzik dünyasına getireceği yeni renkleri ben de merakla bekliyor olacağım.

Kaynaklar
Eren, O. (2016). Türkiye’de çalışma ve meslek sahibi olma algısı-şiir/edebiyat alanı örneği. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi, 36(1): 99-123.
Eren, O. (Der.) (2021). Karşı salgın. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Huxley, A. (1999). Cesur yeni dünya (Ü, Tosun, çev.). İstanbul: İthaki Yayınları.
Orwell, G. (1954). Hayvan çiftliği (H.E. Adıvar, çev.). İstanbul: Maarif Vekâleti.
Orwell, G. (1984). 1984 (C. Üster, çev.). İstanbul: Can Yayınları.
Saramago, J. (2017). Körlük (I. Ergüden, çev.). İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi.
Yavuz, B. (2022). Kişisel görüşme. 3 Ocak, İstanbul.