Şarkıların için teşekkür ederiz

BURAK ABATAY

Müzik tarihimizin, hatta daha geniş çerçevede dünya tarihinin sahip olduğu bazı insanlar vardır. İsimleri ya çok az duyulmuştur ya da hiç duyulmamıştır. Taci Uslu ismi de benzer bir talihe sahip bence. Ancak bu belli belirsiz tanınırlık Taci Uslu’nun yaratılarının önüne geçmediği gibi çok da kıymetli bir yere koymuştur kendisini.

Benim kişisel tarihimde Taci Uslu’yu keşfetmem hala üzerinde çalıştığımız Ezginin Günlüğü belgeseli için yaptığım kazılara denk gelir. ‘Adını Gelincik Koydum’ isimli albümünü bilmiyorum kaç kere üst üste dinlemişimdir.

1956 yılında Bergama’da doğan Uslu, Ankara’da 2 yıl, İzmir’de 1 yıl, ardından da İstanbul’da 3 yıl konservatuar eğitimi almasına rağmen üç şehirde de eğitimini tamamlayamaz. Birçok tesadüfü de beraberinde getiren hayatı çocukluk arkadaşı Hüsnü Arkan’ı, yıllar sonra üniversiteden sıra arkadaşı olan Emin İgüs’ün kurucularından olduğu Ezginin Günlüğü grubunun yeni dönem erkek solisti dahi yapar.

GRUP YORUM’A GİRİŞİ

Uslu müzik hayatı boyunca pek çok otel, restoran, pavyon sahnesinde de müzik yapar. Okul arkadaşı Emin İgüs’le birlikte Dostlar Tiyatrosu’nun üst katında Çatı Restoran’da da çalarlar. Genco Erkal’lar, Aziz Nesin’ler, İlhan Selçuk’lar gibi insanlar dinleyicileri olur. Bu dönemde İgüs’ün öncülüğünde Ezginin Günlüğü kurulur. Gruba dâhil olamaz ancak sonra kardeşi Ayşegül Uslu’nun arkadaşı Ayşegül Yöntem onu Grup Yorum’a davet eder.

Sıyrılıp Gelen ve Berivan albümlerinde klavyede oturur Taci Uslu. Sonra birliktelikleri sona erer. Kendi şarkılarını kaydetmek ister. Ancak tercih yapması lazımdır: Grup Yorum ile mi, Ezginin Günlüğü ile mi? Şarkılarının batılı sound’unu düşünerek Ezginin Günlüğü’nü tercih eder. Bu Yorumcular ile arasında ufak bir husumete de sebep olur.

HA BUGÜN HA YARIN

Kaydettikleri albüm Güneş Plakçılık tarafından yayımlanır. Bunu Cumhuriyet’in bir ilanında görür. Unkapanı’na gider kapıyı çalar, “Ben Taci Uslu” der. “Aaa o sen misin?” tepkisiyle karşılaşır. Eline eşe dosta dağıtması bahanesiyle 15-20 tane kaset tutuşturulur. Bir nevi telif olur bu. O şarkıları yeter ki yayımlansın diye düşünür. Sonraki aylarda yeni şarkılarının da olduğunu yeni bir albüm daha yapabileceğini söyler plak şirketine Uslu. Ha bugün, ha yarın, ha kriz var, ha bekle Küçük Emrah çıksın derken sonu gelmeyen bir süreç onu bekler.

Yeni albüme oturacakları zaman ise gırtlak kanseri teşhisi konur. Doktor kurtuluşun anca ses tellerini almakta olduğunu söyler. “Az yaşayayım ama şu albümü kaydedip öyle öleyim” diye düşünür Uslu. Kardeşi ikna eder. “Sen ameliyatını ol, bak onca arkadaşın var. Onlarla hallederiz” der. Ameliyatlar, kemoterapiler... hastanede geçen uzun süreler. Emin İgüs ve Hüsnü Arkan’ın girişimleriyle ‘Uslu Şarkılar’ ismiyle Ada Müzik etiketiyle yayımlanacak albüme girişilir. Bestelediği şiirlerin telifleri, izinleri derken süreç biraz uzar. Ancak kanser metastaz yapar. Kötü haber süreci biraz daha hızlandırır.

‘USLU ŞARKILAR’ YAYIMLANIR

En nihayetinde albümde Emin İgüs, Ezginin Günlüğü, Harun Tekin, Hüsnü Arkan, İlkay Akkaya, Serdar Keskin, Vedat Sakman, Yasemin Göksu ile Uslu'nun kız kardeşi Ayşegül Uslu ve kuzeni Muhlis Uslu yer alır ve Taci Uslu şarkıları ses bulur.

Şarkılarla, müzikle, şiirle geçmiş bir hayat bize birbirinden güzel şarkılar armağan etti. Taci Uslu bu şarkıların Uslu Şarkılar albümündeki gibi kâh yaratıcısı oldu kâh da ‘Adını Gelincik Koydum’ albümünde olduğu gibi yaratıcısı ve yorumcusu oldu. Fark etmez. Onca olumsuzluğa, onca kötü şeylere rağmen tarih onu sesiyle, sözüyle yazacaktır. Birbirinden güzel şiirlerin müzikleriyle. Hatta bugün unutulmaya yüz tutan şiir besteciliğiyle.

Onun sesinde şiirin sözü vardı. Ya da sesi şiir barındırırdı. Belki de başka bir demeyle şiiri söz eden bir haldi bu. Güzeldi, çok özel.

Onu tanıdığım için çok mutluyum. ‘Piraye’, ‘Leylim Leylim’, ‘Bu Aşk Burada Biter’, ‘Ne Fayda’, ‘Özgürlük Şarkısı’ ve daha pek çok şarkı... Şarkıların için çok teşekkürler!