Yarım milyondan fazla insan öldü. Nüfusun yarısı yerinden edildi. Amerikalılar’ın hava bombardımanı, Ruslar, Suriyeliler ve diğerleri Suriye’yi ve Irak’ı harap etmeye devam ediyor

Savaş yanıt olamaz

Vijay Prashad

ABD Deniz Kuvvetleri, Suriye hükümetinin İdlib’in güneyindeki Han Şeykun’da kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine El Şayrat hava üssüne füze saldırısı düzenledi. Peki biz Han Şeykun’da ne olduğunu nasıl öğrendik? Batılı medya organlarının kaynakları genellikle “muhalif aktivistler”. 4 Nisan’da yayınlanan bir BBC haberinde, başvurulan kaynaklar şöyle sıralanıyor:

1. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR): 2006’da kuruldu. İngiltere merkezli. Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere tarafından fonlanıyor. Suriye’deki muhalif aktivistlerden alınan ham bilgiyi Direktör Rami Abdul Rahman işliyor. Açık şekilde Esad karşıtı.

2. Step haber ajansı: 2013’te muhalif aktivistler tarafından kuruldu. Genelde muhaliflerin elindeki bölgelerde yerleşik 40 muhabirleri var. 2014’te direktörleri Muhammed Hrith’in Suriye geçici hükümetinin Başbakanı Ahmed Tuma’yla arasındaki kavga haber olmuştu. Tuma tarafı Hrith’in kendilerinden fon istediğini ileri sürmüştü.

3. Yerel Koordinasyon Komitesi (LCC): 2011 sonrası gösterileri koordine etmek için ortaya çıkan yerel gruplardan oluşan ağın parçası. Yerleşik oldukları yerin politikalarını temsil ediyorlar. Ortak eğilimleri Esad karşıtlığı.

4. Hüseyin Kayal: Muhalifleri destekleyen İdlib Medya Merkezi’nden bir fotoğrafçı. Kayal ve İdlib Medya Merkezi, Halep Medya Merkezi’yle bağlantılı gazetecileri de içeren bir ağ içinde yer alıyor. Mazen Hasan tarafından yönetilen Suriye Göçmen Örgütü’yle bağlantılılar. Hasan, Batı’daki Suriye muhalefetinin önde gelen figürü ve ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Demokratik Suriye Koalisyonu’nda kilit bir kişi. Koalisyon, ABD’yi, Esad’ı düşürmek için silahlı müdahaleye çağırıp duruyordu.
5. AFP haber ajansından ismi verilmeyen bir gazeteci: İdlib’den gelen önemli fotoğraflardan bazılarının kaynağı iki önemli AFP fotoğrafçısı; Ömer Hac Kadur ve Muhammed el Bakur. Her ikisi de Maaret en Numan ve Han Şeykun’daki hastanelerden etkili fotoğraflar geçti. Twitter hesabına bakılırsa Kadur kesinlikle muhaliflerin tarafında. El Bakur’un hesabında ise “Benim işim fotoğraf çekmek, bu saldırıyı görüntülemek, dünyaya bu korkunç savaşı göstermek” ifadeleri yer alıyor.

İki AFP muhabiri de bu silahları sivillere karşı kimin kullandığını doğrulamıyor. Sadece olanı kayıt altına alıyorlar. Uzman değiller. Delilleri, kurbanlardan birinin ağzındaki köpük ve koku. “İlk fark edilen koku” diyorlar. Çoğu sinir gazı kokusuzdur.

Fotoğrafçılar deneyimledikleri şeyi tarif ederler. Onlardan gelen bilgiyi analiz etmek için alanda çok daha fazla süre geçirilmesini gerektirir. BBC’nin alıntı yaptığı diğer kişiler tereddüt etmeden Esad’ı işaret ediyorlar. Silahlı muhaliflerle en fazla ilişkisi olanlar bu saldırının hükümet tarafından yapıldığını ilk iddia edenler.

Soruşturma

savas-yanit-olamaz-270593-1.
Daha önce, yasaklı tüm kimyasal silahları yok etmek için Suriye’de çalışmış Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW), şimdi Han Şeykun’daki saldırının soruşturulacağını söylüyor. “Bilirkişi Heyeti’nin (FFM) mevcut tüm kaynaklardan bilgi toplama ve analiz etme sürecine girdiğini” belirtiyorlar. FFM’nin çok tartışmalı bir tarihi var. Kerim Makdisi ve Coralie Pison Hindawai, Suriye’de kimyasal soruşturmasında BM’nin rolüyle ilgili önemli bir çalışma kaleme aldı. FFM’nin BM’deki saygın kişiler tarafından “yüksek derecede politik” olarak görüldüğünü, FFM’nin çalışmasının profesyonellikten ve metodolojiden uzak olmakla eleştirildiğini belirtiyorlar. FFM’nin raporları BM Güvenlik Konseyi’nin 2015’teki 2209 ve 2235 nolu kararlarına temel oluşturdu. Bu kararlar Suriye’yi silahlı müdahaleyle tehdit etti.

İnkâr
Ağustos 2015’te BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2235 nolu kararı üzerine tartışmalar sırasında, Rus Elçi Vitaly Churkin, karar lehine oy verdi. Fakat Churkin, “kimyasal silahı kim kullandı” diye sordu. Rus ordusu bir sonraki ay Suriye’ye müdahale etti. Rus güçlerinin Suriye’de olduğu Ağustos 2015 ve Nisan 2017 arasında, hükümet aleyhinde kimyasal silah kullanımıyla ilgili ciddi bir suçlama yok.

Suriye’nin BM Elçisi, Beşar Caferi, Ağustos 2015 toplantısında, ülkesinin “Konseyi, bazıları El Kaide bağlantılı terörist grupların kimyasal silah kullanma tehlikesine karşı uyardığını” söyledi. Han el Assal’da Temmuz 2013’te yaşanan, Batı’nın ciddiye almadığı olaya dikkat çekti. SOHR, gaza maruz kalmış gibi yerde yatan Suriye askerlerinin görüntülerini yayınladı. İkisi de El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi ve Ensar el Halife bu saldırıyı gerçekleştirdi. Soruşturma yapılmadı.

Haziran 2016’da Guta’nın doğusunda, Suriye Ordusu, askerlerinin zehirli gaz saldırısına uğradığını söyledi. Bölgede Suudilerin vekili Ceyş el İslam, kimyasal silah kullanımını reddetti. Fakat kaydedilen görüntüler, askerlere karşı bir çeşit hava silahı kullanıldığını ileri sürüyordu.

Rusya ve Suriye hükümetleri, Han Şeykum’da bu tür silahların bulunduğu bir deponun hava saldırısıyla vurulmuş olabileceğini söylüyorlar. Rus Savunma Bakanlığı bu bilginin “tamamen nesnel ve doğrulanmış” olduğunu söylese de öyle bir depoya dair bir kanıt bulunmuyor. Hava bombardımanının, depoda bulunan gaz üzerinde bu tür bir etkisinin olup olmayacağının da araştırılması gerekiyor.
savas-yanit-olamaz-270594-1.
Anın politikası
20 Mart’taki Cenevre görüşmeleri, Suriye silahlı muhalefetinin cesaretini kırdı. Suriye Ordusu ile Rus ve İranlı müttefikleri ülke çapında kazanımlar elde etti. Cenevre görüşmelerinde, Silahlı muhalefet ABD’yi kendilerine yardım için müdahaleye çağırdı. Tamamen izole edilmiş hissediyorlardı.

Birkaç gün sonra, Trump yönetimi, Eylül 2015’teki Rus müdahalesinden bu yana malum olanı ilan etti: Şam’da rejim değişikliği masada değil. Trump’ın ekibi gerçeği kabul etmişti: Tabloda Rusya ve İran varken, Esad’ın düşürülmesinin bedeli Suriye’nin içine düştüğü trajediden çok daha kötü bir uluslararası kriz yaratabilirdi.

Türkiye, Rusya ve İran’ın yönüne doğru sürüklenirken Ürdün’ün ise mülteci krizi nedeniyle kaosa sürüklenmesi, isyancıların destekleneceği kolay sınırları ortadan kaldırdı. Silahlı muhaliflerin Halep yenilgisi en büyük darbeydi.

Şu anda, açık şekilde kimyasal silah kullanılması, Suriye hükümeti için sadece çılgınlık değil aynı zamanda ABD saldırısına da davet demek. Böyle bir suçu ancak, kibirli ve kör bir yönetim işleyebilir. Fakat Şam’daki yönetim, kurnazlığını, ayakta kalmak için her türlü fırsatı değerlendirerek göstermiş bulunuyor. Bu, hükümetin bu tür bir saldırıyı kesinlikle yapmayacağı anlamına gelmiyor. İsyancılarla politik bir anlaşma olmadan hızlı şekilde savaşı bitirme arzusu, bu tür silahların kullanımına neden olabilir. Fakat bu, olasılık olarak sayılmıyor.

Yarım milyondan fazla insan öldü. Nüfusun yarısı yerinden edildi. Amerikalılar’ın hava bombardımanı, Ruslar, Suriyeliler ve diğerleri Suriye’yi ve Irak’ı harap etmeye devam ediyor. Amerikalılar son olarak Musul’da büyük bir mezalime meydan verdi, 200 sivil öldü. Saldırı ne BMGK’da ne de Batı basınında aynı etkiyi yarattı. BMGK’da ahlakın esası ikiyüzlülük. Bu, Han Şeykun’da olanların insanı dehşete düşürmediği anlamına gelmiyor.

Her şeyden önemlisi, uluslararası toplum, orada ne olduğuyla ilgili adli bir yargıya varmadan ve askeri müdahaleyle karşılık verilmeden önce, derinlemesine bir soruşturma ısrar etmeliydi. Savaş yanıt olamaz. Özellikle sorunun kendisini bilmediğimizde.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif