Kendisine kucak açan genç cumhuriyette önüne dikilen bütün duvarları birer kapıya çeviren engelli, güzel bir kadının tükenmez sevgisine, özlem ve kavgalarına tanık olacağımız bir tutku romanı.

Savaştan kaçan kimsesiz küçük bir kızın öyküsü

ECEM KODAK

Bir Osmanlı Yazı, Terk Edilmiş Manalar Cenneti, Kudüs’ün Güvercinleri, Marlene’in Yetimi ve Paylaşılamayan Cinayet kitaplarının ardından geçen yıl yayımlanan Bir Kadın Bir Cinayet isimli romanıyla dikkat çeken Melih Esen Cengiz ile Altın Kitaplar’dan çıkan yeni kitabı Tiraje üzerine konuştuk.

Yeni kitabınız ‘Tiraje’de 1920’li yıllarda Karadağ’daki savaştan kaçan insanlara sığınan kimsesiz ve engelli küçük bir kızın hikâyesini anlatıyorsunuz. Bu konuyu işlemeye nasıl karar verdiniz?
Köklerimin bir kolu Karadağ’a dayanıyor. Dedem 1920’li yıllarda Karadağ’da kaybolmuş ve bir daha kimse hakkında bir şey duymamış. Nasıl öldüğünü hiç bilemedik. Balkanlar’daki Türkler ve Boşnaklar 1820’lerden beri büyük kıyımlara uğradı milyonlarcası hayatını yitirdi. Nedense Batılı aydınlar ve maalesef Türk aydınlarının bir kısmı Rumeli’de yaşananları hep görmezden gelir. Oysa çok büyük trajediler yaşandı. Ülkemize büyük göçler yaşandı 19. yüzyılın başlarındaki Yunan başkaldırısından bu yana. Maalesef şu anda aynı sıkıntıları bir başka halk, Ukraynalılar yaşıyor.
Muhacir atalarımın hatırası hep kalbimde ve hafızamdadır. Bu nedenle bu romanıma oralardan başladım. Kahramanlarım Karadağca da türkü tutturuyorlar, Rumca da sevgi ve hayranlıklarını ifade ediyorlar Türkçenin yanı sıra. Her inanca saygı doğal olarak yüreklerinde yer tutmuş.
Aslında roman engelli bir kızın bir dünya insanı olarak yaşam savaşını irdeliyor.

Yaşanmışlığı olan, güçlü kadın karakterlere kitaplarınızda sıklıkla yer veriyorsunuz. ‘Tiraje’ de tuttuğunu koparan, güçlü ve zeki bir kadın olarak dikkat çekiyor. Bu karakteri yazarken esin kaynağınız ne oldu?
Çevremde küçük yaştan beri konuşamayan duyamayan komşularımız, dostlarımız oldu. Onların hayata tutunmalarının engelsiz insanlardan daha sağlıklı ve coşkulu olduğuna tanık oldum ve sonunda da güçlü karakterlere sahip olduklarına. Bu romanımda güçlü karakter seçmemde de bu tercihim öncelikli oldu onu belirtmek isterim. Esin kaynağım bir değil birçok insan. Yaşamdan, tarihten. Virginia Woolf, Sabiha Gökçen, Rosa Lüksemburg…

Küçük Tiraje’nin hayatını, tabiri caizse kaderini isim annesi olan Tiraje değiştiriyor aslında. Bu ikili arasındaki bağı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Büyük Tiraje bir Osmanlı paşası kızı. Tek çocuk. Üstüne titreyerek büyütmüşler. Karadağlı küçük çocuğa bağlanıyor ve onu çok iyi yetiştiriyor.
Küçük kız ise ona hep iyi davranan ve hayata hazırlayan büyük Tiraje’yi tek öğretmeni olarak görüp tutkuyla bağlanıyor. Öğretmeni, ablası bir anlamda annesi gibi. Öyle ki ihanete uğradıktan sonra yirmi küsur yıl önce ölmüş ablası Tiraje’yi tek aşkı olarak kabul ediyor, onun yolundan gidiyor.