Cemaat’le ilişkilerini “Aldatıldık, “Kandırıldık” sözleriyle geçiştirmeye çalışan AKP, artan tepkiler üzerine parti içinde de ‘temizlik’ başlattı. Bu çalışmayı diğer darbe operasyonlarına nazaran ‘sessiz sedasız’ yürütmeye çalışması da dikkat çekti

Savcılar göreve!

'Ne istediyse verdiklerini' söyledikleri Cemaat tarafından 'kandırıldıklarını' savunan AKP, darbe girişiminin ardından parti içinde bir 'temizlik' başlatarak adeta işbirliğini itiraf etti. Darbeyle bağlantısı olduğunu belirttiği her kuruma ya da kişiye bile 'örgüt üyesi' gerekçesiyle polis ve savcılarla operasyon yapan AKP'nin parti temizliğini 'gürültü koparmadan' sadece bir genelgeyle yapması da dikkat çekti.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı imzasıyla gönderilen genelgeyle, teşkilatlardaki ve belediyelerdeki Cemaat mensuplarını ayıklama çalışmalarının 'ivedilikle ve dedikoduya yol açmadan' yürütülmesi istendi. Genelgede, “FETÖ mensuplarının ayıklanması ile ilgili çalışmalarımızın teşkilatımız içinde dedikodu ve fitneye mahal vermeksizin, titizlikle ve ivedilikle parti tüzüğümüz ve programımızda belirtilen kurucu değerler ve etik ilkeler ışığında yürütülmesinin gerekli olduğu bilinmelidir. Bu kapsamdaki çalışmalar, ivedilikle ve özenle yürütülmelidir" denildi.

"15 Temmuz, planlandığı gibi hain bir darbenin gerçekleştiği gün olmamış, bilakis şanlı bir halk direnişi ile 'Demokrasi Bayramı' sıfatını hak eden bir gün olarak tarihimize geçmiştir" ifadelerinin kullanıldığı genelgede, OHAL uygulaması kapsamında teşkilatlara ve belediyelere de önemli görevler düştüğü belirtildi. Kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan Cemaat operasyonlarını hatırlatan Hayati Yazıcı, teşkilatların ve belediyelerin de benzer şekilde aynı 'ayıklama çalışmalarını' yapmasını istendi.

'Fitneye izin vermeyin'
Genelgede şu ifadeler yer verildi; "Menfur darbe girişimine destek verenler ve bu örgütle bağlantısı bulunanlar, kamu kurum ve kuruluşlarından, ihraç, açığa alma ve uzaklaştırma yöntemleriyle arındırılıyor. Zor günlerden geçilen bu süreçte terör örgütü mensuplarının, gerek kamu kurumlarında gerekse parti teşkilatımızda görev yapanlar hakkında gerçeği yansıtmayan iddialar ortaya atarak fitneye neden olabilecekleri, bu yüzden birlik ve beraberliğimizin zarar görebileceği dikkatlerden kaçmamalı."

***

Eski HDP’Lİ vekil Hasip Kaplan: Hâlâ beraber çalışıyorlar

Zaten 10 sene beraber çalıştılar. Hem milletvekilleri hem teşkilatlarında kimlerin olduğunu çok iyi biliyorlar. Hem parti teşkilatlarında hem sivil toplum örgütlerinde hem de bakanlıkların önemli kilit noktalarında hâlâ beraber çalışıyorlar. Yani böyle bir durum tespitinde bulunmaları şaşırtıcı. Darbe yapan silahlı örgüt olarak niteledikleri kişilerle beraber çalışmışlar. Polis kendilerinin emrinde, operasyon yapan onlar. İçerideki silahlı güçlerin emir komutası hükümette. Yani kendileri de kendi partilerini çok iyi biliyorlar. Suça karışmış olanlar varsa hemen işlem yapmaları gerekiyor ama bu mücadelenin hukuk içinde de yapılması gerekiyor. Yani faaliyeti tespit edilen varsa, bu tespiti de yargının yapması gerekiyor.

Zaten AKP 50 cemaatin koalisyonundan oluşuyordu, en büyüğü Fethullah Gülen Cemaati’ydi ama diğer cemaatlerin örgütlenmesi AKP’de devam edecek demektir. Başından beri çelişkili bir durum. Diğer cemaatlerin hepsi AKP içinde örgütlü ve çalışıyorlar. Kendilerinin de sorumlu olduğu 10 yıllık bir iktidar döneminden bahsediyoruz. Kendi içlerinde kimin ne yaptığını çok iyi tanıyorlar. O zaman adalete yardımcı olmaları gerekir. Dilan Esen


***

Eski CHP’li vekil hukukçu Kart: Üst yönetimi Bu işin dışında tutacaklar

Bu sürecin sorumlusu 13-14 yıl boyuncu iktidara olan AKP iktidarıdır. Onların doğrudan kurumsal himayesiyle Türkiye bu süreçleri yaşadı. Asli fail siyasi iktidar olduğuna göre asli faili bu soruşturmaların dışında tutamazsınız. Maddi gerçeğe ulaşabilmek için bu asli failin de soruşturma içinde olduğu bir soruşturma sürecinin yaşanması gerekir. Ama cumhurbaşkanı ve AKP’nin üst yönetimi tam anlamıyla çıkmaza girmiş durumda. Bugün geldiğimiz nokta nedir? Kendi kadrosu içinde kamuoyunda cemaatle adı geçen 4-5 milletvekilini de kapsayacak şekilde adli soruşturma süreci yaşanacaktır. Üst yönetim kendisini bu işin dışında tutmak istiyor. AKP içinde bir hesaplaşma süreci kaçınılmaz olacak. Üst kadro bu hesaplaşma sürecini engellemek istiyor. Şuanda yaptığının özü ve anlamı bu. Ama ne yaparlarsa yapsınlar maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyemeyecekler.