Canan Kulaksız 15 Nisan 2001’de ardından da ablası Zehra Kulaksız 29 Haziran 2001’da ölüm oruçlarında yaşamını...

MERVE MENTEŞ - ZUHAL DEMİR

Canan Kulaksız 15 Nisan 2001’de ardından da ablası Zehra Kulaksız 29 Haziran 2001’da ölüm oruçlarında yaşamını yitirdi. Baba Ahmet Kulaksız kızlarının ölümü üzerine "Canan ve Zehra" adlı bir kitap kaleme aldı. Ahmet Kulaksız, kızlarının F tiplerine karşı başlattıkları ölüm orucu sürecini ve daha sonra ki tecrit koşullarını BirGün’le paylaştı.
 
»Bir baba olarak iki kızınızın ölümü üzerine "Canan ve Zehra" adlı kitabınızla kaleme aldınız. Peki, bu sizin için zor olmadı mı?

Dışarıdan kitabı yazarken bu meseleyle bir kez daha yüzleşmek ne kadar kolay gözükse de, aslında pek öyle değil. Öncelikle kafanızda hiçbir soru işareti, kuşku kalmaması lazım. Örnek olarak, “Niçin başkasının çocuğu değil de benim çocuğum yaşamını yitirdi” kuşkusu çok ciddi bir sorundur. Çünkü bu ülkede o kadar çok insan yaşamını kaybetti ki, o kadar çok ağır bedeller ödendi ki… Evet, ben Canan ve Zehra’nın direnişini sayfalara döktüm ama o sayfaları nasıl yazdığımı bir ben bilirim. O sayfaları yazarken kızlarımın hayali bir an olsun gözümün önünden gitmedi ama ben yine de kendimi zorlayıp “Hayır ne olursa olsun ben kızlarımın direnişini yazacağım, onların vasiyetini yerine getireceğim” dedim.

»Bugün dönüp F Tiplerine karşı verilen mücadeleye baktığınızda ne söyleyebilirsiniz?

Bir F Tipi hücre direnişi var ve bu ölüm orucu direnişinde bir çok insan ölüm oruçları da dâhil değişik mücadele biçimleriyle F Tiplerine karşı duruyor ve birçok insan hayatını orada kaybediyor.

»İktidar “Kentsel Dönüşüm” adı altında, Küçükarmutlu’yu yok etme girişimlerinin başlayacağını söylüyor.
 
Küçükarmutlu’nun sizin için ayrı bir anlamı var. Brojeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

K.Armutlu'yu bırakın yerle bir etmelerini, bir tuğlasını bile yerinden oynatamazlar. Armutlu direnişin yuvasıdır. K.Armutlu'da kızlarımda dâhil, nice yiğitler bedel ödemiştir. Armutlu halkı onurludur. Hiçbir şekilde evlerini yıktırmazlar. Buna izin vermeyiz. Gerekirse orada bedenimizi siper ederiz yine de egemenlerini K.Armutlu’ya dokunmalarına göz yummayız. K.Armutlu halkı hiçbir zaman yalnız değildir. Orayı sahiplenen binlerce yurttaş devrimci vardır. Kolay değil oraları yerle bir etmek. Bunu çok açık bir şekilde söyleye bilirim ki, o dozerler K.Armutlu’ya girdiği an el mi yaman bey mi yaman göreceğiz. Bunu da tüm K.Armutlu halkı bilir.