Zırt “sayın” pırt “sayın”… Sayın sayabilirseniz “sayın”ları; başta siyasetçi olanları, sıralanır giderler ucu bucağı görünmez biçimde bu ülkede: Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan… Türkçede yanlış kullanımlar mı ararsın, gırla… Örneğin, diyelim ki ben Cart Curt Bakanıyım “Sayın Cart Curt Bakanı Zafer Diper” diye başlamamalı, “Bakan Zafer Diper” demeli, hani neye bakıyor neye zart zurt ediyorsam… Bildiğimce adının önünde san(unvan) taşıyan kişilere “sayın” diye söz yöneltilemez, öyle seslenilemez… “Sayın Profesör Dr. bilmem kim” de öyle; yalnızca Profesör Dr... demeli, vd…

Not etmesem de, usumda yer eden kimi yazıları ne yapıp ne edip bulmaya çalışırım genelde ki bunlardan biri de şu “sayın” üstüne…

“‘Sayın’ hitabı çok gereksiz kullanılıyor… Muhalefet temsilcileri tarafından (da) Erdoğan’a sürekli, ‘Sayın Başbakan’ şeklinde hitap edilmesine ilişkin çok uzun süredir yazmak istiyordum…” diyor Safile Usul, Halkın Habercisi’nde (4 Şubat 2014). O yazıdan alıntılarım izinleriyle şöyle:

”Frankfurter Allgemeine Gazetesi’nde yayınlanan bir analiz makalesinin altında, Dr.Joachim Scmidt isimli bir okuyucu, yorumunda Erdoğan hakkında şöyle diyordu: ’Hep her iki ön ismi ile birlikte anılıyor. Bir ikiz erkek kardeşi mi var ki, ikiz kardeşi ile karıştırılmasın diye ön adı da telaffuz ediliyor?’ Alman okuyucu ‘Sayın’ hitabından değil, ‘Recep Tayyip Erdoğan’ şeklindeki hitaplardan bahsediyor. Ama Erdoğan’a sürekli, ‘Sayın’ diye hitap edilmesi ile, ondan ‘Recep Tayyip Erdoğan’ şeklinde bahsedilmesi aynı, kişiyi yüceltme kalıbına giriyor. Yani, her bir ismi o kadar önemli ki, hepsini anmak lazım gibisinden. (…)Almanya’da ve tüm Avrupa’da siyasetçiler, parti liderleri vs. sadece soy isimleri ile anılıyor. SPD Başkanı’na, ‘Gabriel’, CDU Başkanı’na, ‘Merkel’ deniyor. Merkel Başbakan olsa da, Merkel deniyor. Ayrıca, Avrupa’da politikacıların isimleri anılırken de, ‘Sayın’ denmiyor. Soyadı neyse, o… Bizde ise, muhalefet liderlerinden tutun, diğer birçok muhalif yüze kadar, ‘Sayın Başbakan’ şeklinde bahsediyor Erdoğan’dan.

(…) ‘Başbakan’ veya ‘Erdoğan’ yetmiyor mu? Üstelik bazı muhalifler Erdoğan’a bir yandan ‘hırsız’ derken öte yandan, ‘Sayın Başbakan’ diyor ki bu da, ‘Sayın Hırsız’ gibi bir semantik taşıyor aslında, yani fena halde bozuk bir semantik ve komik. Ne olur, ikide bir, ‘Sayın Başbakan’ demeyin. Soyadı yeter veya, ‘Başbakan’ deyin, o da yeter (de artar bile) hitap etmek için. Veya da, derseniz de deyin, bana ne, keyfiniz bilir ama bu söylemle seçmende ve hitap etmeye çalıştığınız kamuoyunda Erdoğan’a duyulan özel bir saygıyı ifade etmiş oluyorsunuz ki, bu da bozuk bir düzeni değiştirmeye talip olan veya o düzene karşı eleştiriler getiren birisinin amacına ters bir davranış…”

“Sayın”, saygı kazanımlamak(hak etme) anlamında, konuşma ve yazışmalarda kişi adlarının önüne gelebiliyor, yani öyle cart curt edip zırt pırt kullanamazsınız “sayın”ı… Belki sayın diyebileceğimiz az şey vardır. Bunlardan biri de: ”Cumartesi Anneleri” değil mi?!… Yitikleri adına, bir gömüt taşına bir çiçek bırakabilsinler diye, annelerin ve babaların başlattığı savaşımı çocuklar, torunlarla sürdürerek şimdilerde, adalet ve barış istemiyle 600 haftadır haykırıyorlar(“Failler belli kayıplar nerede”) Sayın Cumartesi Anneleri…