Yönetmen Jale İncekol ‘Okulum Açılsın’ isimli filmle, kapatılan Sazköy İlkokulu’nun halk eğitim merkezine dönüştürülmesine vesile oldu. İncekol, “Bunun gerçekleşiyor olması bana verilebilecek en büyük ödül” diyor.

Sazköy, belgeselle okuluna kavuştu

Işıl ÇALIŞKAN

Kavak Yelleri, Yağmurdan Kaçarken ve Senden Başka gibi dizilerde yönetmenlik yapan Jale İncekol, Denizli’nin Bozkurt ilçesinde yaşayan kadınlarının değişimini anlattığı “Narperi’nin Bileziği” isimli bir belgesel çekti. Kadın ve çocuk temalı işleriyle gündeme gelen yönetmen, Narperi’nin Bileziği’nin hazırlığı sırasında Bozkurt Sazköy’de kapatılan ilkokulun içler acısı haliyle karşılaşınca farkındalık yaratmak amacıyla “Okulum Açılsın” isimli bir kısa film çekti. Yönetmen, AKP’nin iktidara gelmesiyle kapatılan 20 bin 243 köy okulundan biri olan Sazköy İlkokulu’nun halk eğitim merkezi olarak hizmet vermesine vesile oldu. Tadilata ise nisan ayında başlanacak.


Kadın Yönetmenler Film Festivali’nde bir araya geldiğimiz İncekol’a, kadın yönetmen olarak nasıl bir mücadelenin içinde olduğunu sorarak başlıyoruz. İncekol, “Tek başına bu başlık altında bir festival düzenlemeye çalışmak da büyük bir mücadelenin içinde olduğumuzu gösteriyor aslında. Düşünün ki, 2000’lerin ortasında Türkiye’de yönetmensiniz, kadınsınız nitelikli ve popüler olmayan işlerin ve isimlerin bir arada olduğu bir buluşma, dayanışma ortamı oluşturmak istiyorsunuz. Destek görmeyi bırakın, sesinizi duyurabilmek için bile çok fazla efor sarf etmeniz gerekiyor” yanıtını veriyor. İncekol, kadın yönetmen dendiğindeki hislerini ise şöyle anlatıyor: “Yönetmenin kadını erkeği olmaz, yönetmen yönetmendir. Titiz olanı, işine tutkuyla bağlı olanı, hayatının merkezine işini koyanı, disiplinli ve detaycı olanı vardır. Benim uzun yıllar çalıştığım televizyon sektöründe cinsiyeti kadın olan yönetmenler bu sebeplerle tercih edilip bir süre sonra yine bu özellikleri nedeniyle ekibin ilk gözden çıkarılan kişisi olmuşlardır.”

sazkoy-belgeselle-okuluna-kavustu-991311-1.



BÜTÜN ZORLUKLARA DEĞECEK SONUÇ

Sözü gelmişken İncekol’a dizi sektöründe çalışma tecrübesini soruyoruz. “Yönetmenlik ‘Bilmem gereken her şeyi öğrendim’ diyebileceğimiz bir iş değil” diyen İncekol, “Dizi çekmekse öğrenmenin bana göre en kestirme yolu. Yalnızca mesleki anlamda değil yaşamımın her alanında televizyon sektöründe edindiğim kazanımlar, rehberim oldu ve işimi kolaylaştırdı” şeklinde konuşuyor. Son dönemde bağımsız işlere yönelen yönetmen, “Başlangıçta çok planlı olmayan, zaman içinde tercihe dönüşmüş, sonrasında yaşamın kendisi olmuş bir yönelim diyebiliriz. Meğer ne büyük konfor varmış burada. Ne çok hazine” diyor ve ekliyor: “Tek başınıza olmanın getirdiği bütün zorluklara değecek sonuçları olan bir yolculuk.” Tıpkı, ‘Okulum Açılsın’ belgeseliyle 380 kişinin yaşadığı Sazköy’de ilkokulun yeniden açılmasına vesile olması örneğindeki gibi. “Tembellik etmeyip iyi ki çekmişim” diyen İncekol, Sazköy İlkokulu’nun halk eğitim merkezine dönüştürülmesi için nisanda tadilata başlanacağının müjdesini veriyor. Ve duygularını şöyle aktarıyor: “Evet, şu anki eğitim sistemi içinde tıpkı Sazköy İlkokulu gibi kapatılan 20 bine yakın köy okulunun yeniden eğitime açılması mümkün değil belki ama en azından bir okulun daha tadilatının yapılarak kadınlar ve çocuklar için halk eğitim merkezine dönüştürülecek olması bile çok değerli. Bunun benim çektiğim 9 dakikalık bir film aracılığı ile gerçekleşiyor olması ise bana verilebilecek en büyük ödül.” Belgeselin yapım sürecini ise “Sazköy İlkokulu’nun sürpriz bir biçimde karşıma çıkması ve mekân seçimi konusunda belirleyici olması, içimde bu okulla da ilgili bir film yapma isteği uyandırdı. Bir buçuk aya yayılan çekim sürecinin tamamlanmasından kısa bir süre sonra, küçük bir ön hazırlıkla filmi çektik. Kurgusunun tamamlanmasından sonra da vakit kaybetmeden filmi kendi YouTube kanalımda yayınladım” sözleriyle anlatıyor.

Denizli’nin Bozkurt ilçesinde yaşayan kadınların yaşadığı değişimi anlattığı Narperi’nin Bileziği’ne getirdiğimizde, şu sözleri sıralıyor: “Muş ve Lüleburgaz’da çektiğim iki projede (Müzikli Bir Hikaye-Umutlu Bir Hikaye) gerçek başarı hikâyelerine dair süreci anlatmıştım. Bu sefer yalnızca filmin kahramanı olan kadınlar değil ben ve projeye dâhil olan herkes hikâyenin bir parçası haline gelecek, hep birlikte dönüşüp değişecektik. Gerçekten de hepimiz için hem eğlenceli hem öğretici bir süreç oldu. Narperi’nin Bileziği böyle doğdu ve bir grup gönüllü eğitimcinin de katkısıyla bütün paydaşları üzerinde kalıcı bir dönüşümün hedeflendiği, sürecin kurmaca bir izlekle desteklenerek anlatıldığı filmle belgelenen bir eğitim projesine dönüştü.” Filmin galasının mayıs ayında Denizli’de Laodikiea Antik Kenti’nde yapılacağını ekleyerek sözlerini sonlandırıyor İncekol.