Aksoy Araştırma’nın Kurucusu Ertan Aksoy, AKP’nin oy oranının yüzde 30’un altına düştüğünü kaydetti. Aksoy, “AKP’ye mesafeli seçmenin geri dönme ihtimaline karşı muhalefet ilk turda seçimi kazanmalı” dedi.

Seçim ilk turda kazanılmalı
Aksoy Araştırma’ya göre AKP ile CHP arasında oy farkı yüzde 1’e indi. (Fotoğraf: Depo Photos)

Sercan MERİÇ

Seçime yaklaştıkça siyasetin gündemi de bir hayli ısınmaya başladı. Kamuoyu araştırma şirketlerinin periyodik olarak ölçtüğü oy oranları dikkatle takip ediliyor. Aksoy Araştırma da seçmenin nabzını tutarak, ülkenin en önemli sorunlarının ne olduğunu araştırıyor, partilerin güncel oy oranlarını kamuoyu ile paylaşıyor. BirGün TV’ye konuk olan Aksoy Araştırma Kurucusu Ertan Aksoy, faiz indirim kararından güncel oy oranlarına, AKP’nin kemik oyundan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığına dair birçok konudaki verileri paylaştı.

Son oy oranları: AKP'nin son gelip dayandığı yüzde 30 sınırı vardı. Şimdi o oran yüzde 29’a gelmiş durumda. Diğer bulgu CHP’yle aralarındaki fark yüzde 0,5-0,7 gibi farklarla karşımıza çıkıyor. Yani yüzde 1 bile değil. Az farkla AKP önde. Ama daha doğru okumayla başa baş diyebiliriz. Nüfusun yüzde 70’den fazlası en az bir kere AKP’ye oy vermiş. Geldiği yer yüzde 29. Aradaki yüzde 41’in her geçen gün dönme ihtimali ortadan kalktı. Bugün iktidar daha fazla gerilimle, kredi dağıtarak bu sorunu çözebileceğini düşünüyor. Çözemez çünkü toplum içine düştüğü yoksullaşma halinin farkında.

Geçmişteki kümeleme analizlerimizde AKP'nin kemik oyunu yüzde 25’ler düzeyinde bulurduk. Anlaşılan o ki yüzde 5 düzeyinde eksik kalmış. Yani son oy oranı olan yüzde 29 bana göre AKP'nin kemik seçmeni. Ama kaybettikten sonra büyük ihtimalle çözülecek. Bütün lider partileri genelde ilk kayıptan sonra çözülmeye gider.

Kılıçdaroğlu’nun performansı: İktidar bloku muhalefete destek verenleri hedefleştirirken, muhalefet ise iktidarın beslediği işletme literatürüne göre de parazit şirket olarak yer alan şirketleri hedefleştiriyor ve orada kaynakların nasıl dağılacağına dair bir tartışma açıyor. Aynı kaynakları toplumun refahı için kullanmak da bir siyasal tercihtir. Bu iki siyasal tercih toplumun önünde yarışıyor. Kılıçdaroğlu aday olursa şaşırmam. Aday olma ihtimalinin her geçen gün arttığını genel başkanı dinlerken anlıyorum. Ancak karar altılı masanın. Aday olması halinde uzun süredir yapılan ölçümler gösteriyor ki kazanabilir.

MHP’nin baraj sorunu: Şu anda yeni belirlenen baraj sınırına yakın bir oy oranıyla karşılaşıyoruz. Seçimler belirlenen tarihte yapılırsa MHP'de ciddi bir baraj sorunu potansiyeli karşımıza çıkıyor. Çünkü kış ayları genel itibariyle oy kaybettiren aylardır. MHP’li seçmen muhalefete geçiyor. AKP'den de kopanların büyük çoğunluğu CHP’ye ve diğer sağ partilere gidiyor.

DEVA ve Gelecek: DEVA bizim ölçümlerimizde yüzde 2,5 altında gelmiyor. Gelecek Partisi yine yüzde 1 düzeyinde karşımıza çıkıyor.

İnce, Özdağ, Sarıgül etkisi: Oy oranları itibarıyla tüm bu isimlerin partileri araştırmaların hata paylarının içerisinde kalıyorlar. O nedenle seçim atmosferini alacakları oyları ön görmek mümkün değil. Bugün kamuoyu yoklamasında çıkanlar oranlardan daha az oy alacaklarını düşünüyorum. Seçime gidildiğinde özellikle muhalefetin tek bir adayda birleşmesi halinde iki isim tartışılacak. Bana göre ikinci tura kalması halinde Erdoğan hiç olmadığı kadar ikinci tura güçlü girecek. Çünkü seçmenin önemli bir kısmının duygusal olarak kopmuş olması nefrete dönüştüğü anlamına gelmez. Bir grupta hala öfkeli ama duygusal bağ devam ediyor. İşte o grubun Erdoğan'ın yenildiğini hissetmesi halinde tekrar Erdoğan'a dönme olasılığı mevcut. O nedenle muhalefetin birinci turda adayını seçtirmek için çalışması lazım. İlk turda da seçimin biteceğini düşünüyorum.

Kimlikler ve nefret söylemi: Türkiye'de Alevi karşıtlığı yoktur demek yanlış olur. Ama Türkiye’de Alevi karşıtlığı büyüktür demek de en az o kadar yanlıştır. Bunlar sanki ülkenin çoğunluğuymuş gibi bir anlatım hali söz konusu. Orada bir azılı azınlığın egemen görüşmüş gibi göz önünde tutulması ve buna göre karar süreçlerinin oluşturulması hatalı bir durumdur. Bu insanları ötekileştiren, hedefleştiren, belirli fobiler taşıyan, kendi inancı dışındakine inanç, yaşam hakkı tanımayı bu kitlenin varlığı Türkiye'de hiçbir zaman çoğunluk olmamıştır.