Covid-19 aşılarının patentlerinin kaldırılması ilk adım olmalı ve bir öncelik haline gelmeli. Hayırseverlik ve gelişmekte olan kamu-özel sektör girişimleri çözüm değil, günümüz küresel zorlukları karşısında hiç değil.

Seçim, sermaye ile sağlık arasında

Uluslararası işbirliği ve büyük miktarda kamu bütçesi sayesinde yürütülen bilimsel çalışmalar sayesinde, insanlık bir yıldan az sürede Covid-19 virüsüne karşı birden fazla etkili aşı geliştirebildi. Ancak ilaç endüstrisinin açgözlülüğü bu büyük başarıyı tamamen gölgeleyebilir. Bu kadar kritik bir durumda, nüfusun çoğunluğundan talep edilen istisnai tedbirler, özel ilaç endüstrisi ve onun “kara susamışlığı” için de geçerli olmalıdır. Covid-19 aşılarının patentlerinin kaldırılması ilk adım olmalı ve bir öncelik haline gelmelidir.

Ancak bununla yetinemeyiz. COVAX ve C-TAP gibi girişimler, eksik ve yetersiz oldukları için başarısız oldu. Ancak hepsinden önemlisi, bu girişimler, ülkelerin ve çok uluslu şirketlerin dünya düzenini kendi isteklerine göre yeniden şekillendirme yönündeki küresel yönetim sisteminin başarısızlığını da yansıtıyor. Hayırseverlik ve gelişmekte olan kamu-özel sektör girişimleri çözüm değil; piyasa güçleri tarafından yönlendirilen ve maksimum kâr amacı güden endüstrilerin ve devletlerin egemen olduğu bir dünyada, günümüzün küresel zorlukları karşısında hiç değil.


NEOLİBERAL POLİTİKALAR

Şu anda sağlık krizi çözülmüş olmaktan çok uzak. Bütün aşamalar, kapitalist sistemin ve neoliberal politikaların kontrolünde. Bu virüsün temelinde insanlık ve doğa arasındaki ilişkinin engellenemez dönüşümü yatıyor. Ekolojik kriz ve sağlık krizi birbiriyle büyük ölçüde bağlantılı. Aynı neoliberal mantık, yönetim politikalarının özel ve rekabetçi ilkelerini uygulayarak bu iki krizi daha beter hale getiriyor. Sonuç ise daha fazla eşitsizlik, daha fazla acı oluyor ve ayrıcalıklı azınlığın çıkarları uğruna çok daha fazla canlı yaşamını kaybediyor.

Pandemi, on yıllar boyunca gözlemlediğimiz ve işçi sınıfının, özellikle kadınların ve ırk ayrımına maruz kalan insanların mustarip olduğu tehlikeli eğilimlerin, sosyal boşlukların ve çok boyutlu fenomenlerin gelişimini hızlandırdı ve derinleştirdi. Kadınlar, pandeminin en ön saflarında yer alan sağlık çalışanlarının çoğunluğunu oluşturduğu gibi, ilk kurbanları oldukları sosyal hak ve kamu hizmeti kesintileri karşısında hayat kurtaranların da çoğunluğunu oluşturuyor.
Sağlık, sağlığa ulaşım ve aşılama evrensel insan haklarıdır. Bu bağlamda aşılamada küresel kamu yararı gözetilmelidir. Aşının evrensel ulaşılabilirliğini sağlamak için aşı patentlerinin kaldırılması son derece acil ve önemlidir. Özel ilaç endüstrilerinin kamulaştırılmasına yönelik mekanizmalar ve bütün ülkelerde kamu ilaç endüstrilerinin geliştirilmesine yönelik yatırımlar da bunu takip etmelidir. Aşı üretimine ve dağıtımına ilişkin kamu planlamasına, yerel üretim kapasitesinin geliştirilmesine ve bunu uluslararası dayanışma ile tamamlamaya olanak sağlayabilmek için kararlı bir faaliyet gerekiyor.

Virüsün sınırları olmadığı gibi, virüse karşı mücadelenin de sınırları olmamalıdır. Sağlık şovenizmi, dünyayı çevreleyen gerici eğilimlerin bir başka yüzünü temsil ediyor. Güney halkları da dünyanın geri kalanı gibi aşıya eşit ulaşım hakkına sahip olmalıdır. Küba’nın, sonuçları herkes için erişilebilir kılmak amacıyla aşıların ve tedavilerin geliştirilmesine yönelik çabalarını takdirle karşılıyoruz. Zira pandemi gibi küresel mücadeleler, duruma uygun küresel müdahaleler gerektiriyor.

Piyasaya körü körüne bağlı ve kâr peşinde koşan şirket ekonomisinin insanlığın refahıyla bağdaşmadığı ortada. Sağlık alınıp satılan bir ticari mal değildir. Ekonomik kalkınma, çoğunluğun hakları ya da sağlığı pahasına gerçekleştirilemez. Sermaye ile sağlık arasında bir seçim yapmalı, hızlı ve etkili davranarak kaliteli sağlık hizmetlerine eşit erişim sağlayan küresel bir strateji ortaya koymalıyız.

Kaynak: Climate&Capitalism
Çeviren: Ayşe GÖL

***

‘Aşı patentleri derhal kaldırılsın’ çağrısı

Aşı konusunda talepleri şöyle sıralamak mümkün:

• Covid-19 ile bağlantılı tüm bilgi ve teknolojilerin, aşıların ve tedavilerin patentlerinin kaldırılması.

• Ticaret sırlarının kaldırılması, üretim maliyetlerinin ve kullanılan kamu yatırımlarının herkes tarafından ulaşılabilir olacak şekilde yayınlanması.

• Aşı gelişiminin her aşamasında şeffaflık ve denetim.

• Aşıya ve tedaviye evrensel, ücretsiz ve açık erişim.

• Özel ilaç endüstrisinin halk kontrolü altında kamulaştırılması ve sosyalleştirilmesi.

• Halk sağlığı politikaları üzerinde kamu yatırımlarının ve bütçesinin artırılması.

• Salgınla mücadele çalışmalarını finanse etmek ve küresel kapitalizmin çeşitli krizlerinden sosyal, adil ve ekolojik olarak sürdürülebilir bir çıkış yolu sağlamak için en zengin yüzde 1’lik kesimin serveti ve geliri üzerinden vergi alınması.

• Pandemi süresince devlet borç ödemelerinin askıya alınması ve virüsle mücadeleyi finanse etmek için yapılan gayrimeşru ve sözleşmeli borçların iptali.

(Bu bildiri “Committee for the Abolition of Illegitimate Debts” tarafından yayımlanmış ve dünyanın her yanından 360’ı aşkın hak örgütü, sosyalist, akademisyen, sendika ve organizasyon tarafından imzalanmıştır. İmzacılar arasında Naomi Klein, Cinzia Arruzza, Tithi Bhattacharya, Nancy Fraser, Noam Chomsky, Vijay Prashad, Arundhati Roy gibi isimler de bulunuyor.)