Savcılığın başlattığı ikinci dalga Kobane soruşturmasında 91 kişiyle ilgili gözaltı kararı vermesi hakkında konuşan uzmanlar, “Seçim dönemlerine gidildikçe bu tür adımların artması ihtimali de daha fazla” dedi.

Seçim yaklaştıkça baskı artıyor

Sercan MERİÇ

AKP iktidarının, Kürt seçmeni tekrar kazanmak için yeni bir çözüm süreci başlatabileceği tartışmaları sürerken Kobane soruşturmasında 2. dalga geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yeni soruşturmayla birlikte aralarında eski HDP'li belediye başkanlarının da olduğu 91 kişi hakkında önceki gün gözaltı kararı verildi. 13 ilde gerçekleşen operasyonlarda çok sayıda HDP'li gözaltına alındı.

Soruşturmayla birlikte iktidarın neyi amaçladığını Akademisyen Vahap Coşkun’a sorduk. Coşkun “Yeni bir çözüm süreci başlar mı?” tartışmasını afaki bulduğu ifade ederek, “Belirli bir somut temele dayanmadan niyetlerin, temennilerin yansıtıldığı bir durum gibiydi. Bir çözüm sürecine işaret edebilecekleri birtakım işaretler ve adımlar söz konusu değildi” diye konuştu.

BASKI YOĞUNLAŞTI

Kobane soruşturmasındaki 2. dalgayla ilgili, “Burada aslında son 5 yıldır sürdürülen siyasetin yeni bir durumuyla karşı karşıyayız. O siyasetin temel dinamikleri HDP'yi hem hukuki hem de fiili alanda sıkıştırmak ve bunun için devletin bütün olanakları kullanmaktı. Seçim dönemlerine gidildikçe bu tür adımların artması ihtimali de daha fazla. Bunu devletin 5-6 yıldır sürdürdüğü siyasetin yoğunlaştırılmış yeni bir hali olarak nitelendiriyorum. Bir çözüm sürecini engellemek için bir ön alma hamlesi olarak görmenin zor olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Soruşturmanın HDP’nin kapatılma davasını nasıl etkileyeceğine dair de değerlendirme yapan Coşkun, şunları söyledi: “Kapatma davasının bir hukuki tarafı var, bir siyasi tarafı var. Siyasi parti kapatma davalar siyasi atmosferle çok ilintili. Tek başına bu olayın kapatmaya doğrudan etkisi olacağı kanaatini taşımıyorum. O genel siyasi manzarayla ilgili husus. Bu ve bunun benzeri birçok operasyon yapıldı. Birçok dava açıldı. Tek başına bu son operasyon çok belirleyici bir noktada durmaz.”

KCK’Yİ ANDIRIYOR

Gazeteci Ecevit Kılıç ise geçen ayki Newroz kutlamalarına atıfta bulundu. Devletin kutlamaların rahat geçmesi için bir alan bıraktığı görüşünü dillendiren Kılıç, “Küçük olaylar dışında Newroz kutlamaları sorunsuz geçti. Tarafların karşılıklı irade koyduğu bir ortam vardı. Newroz kutlamalarında, sona eren çözüm sürecinin ardından ilk kez Öcalan ön plana çıktı. Alanlardaki herkes Öcalan diye haykırıyordu. Bu şaşırtıcıydı. HDP de sonra bu atmosferi ‘Öcalan'a fiziki özgürlük’ talebine çevirdi. Kastettikleri de ev hapsiydi. Bunların ardından bu operasyonun gelmesi şaşırtıcı” dedi.

Newroz kutlamalarının yeni bir çözüm sürecine zemin olup olmayacağına dair tartışmalar olduğunu ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela İçişleri Bakanlığı'nda ya da başka kurumlarda kadro değişimi olup, olmayacağı sorusu gündemdeydi. Çözüm süreci üzerine çalışanlarda böyle bir beklenti vardı. Bu operasyonun gelmesi tam tersi bir hamle gibi oldu. Normalde bu tür operasyonlar Oslo görüşmeleri sırasında Fetullahçılar tarafından başlatılıyordu. Bunlar da KCK operasyonlarıydı. Demokratik alanda mücadele eden Kürt siyasetçilere yönelik toplu operasyonları Fethullahçılar getirdi. Bu da bir tür onu andırıyor aslında. Bu ikinci Kobane operasyonu gibi duruyor. Muhtemelen de seçime yaklaştıkça devamı gelecektir. Bu tür operasyonlar geçmişte iki şekilde yapılıyordu. Ya devletin içindeki çözüm süreci istemeyen güçler bu operasyonları yapardı ya da taraflar arasında görüşmeler tıkandığında pazarlık unsuru olarak böyle yapılırdı. Bu sefer hangi amaçla yapıldığını zaman gösterecek.”