Seçimlere 44 gün kaldı. Siyaset arenasında olup bitenleri takip ediyorsunuz sanırım. Kim, kiminle ittifak yapıyor, kim ne dedi, falanca kişi adaylıktan çekilir mi filan. Bunların tamamı ilginizi çekiyordur. Peki ya dolar kuru? Onu takip ediyor musunuz? Onu da takip etmenizde yarar var çünkü doların seyrinin seçim sonuçları üzerindeki etkisi, Muharrem İnce’nin seçimlere etkisinden daha fazla olacaktır. İktidar da bunu bildiği için dolar kontrollerinden çıkmasın diye her gün yeni bir karara imza atıyor. Çünkü biliyorlar ki eğer dolar seçimlerden önce hızlı yükselirse sandıkta bunun sonucuna katlanmak zorunda kalırlar.

DOLAR KIPRAŞIYOR

Son günlerde dolarda bir kıpraşma var. Yerinde duracak gibi görünmüyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde bankalararası piyasada dolar 19,20’yi görmüştü. Sessiz, yavaş ama kararlı bir hareketten söz edebiliriz. Uzun süre 19 lira olmasın diye uğraştılar, ama başarılı olamadılar. Şimdi ise “aman daha fazla yükselmesin” derdindeler. Bunun için yeni uygulamaları devreye alıyorlar.

Merkez Bankası tarafından alınan bir kararla, şirketler kesiminin kur korumalı mevduat hesaplarını bir ay vadeli olarak açabilmelerine de olanak tanındı. Hatırlarsanız başlangıçta şirketler minimum altı ay vadeli KKM yapabiliyorlardı. Tabi 6 ay süre sınırlaması konulduğunda seçimlere daha çok vardı. Şimdi seçim yaklaştıkça KKM vadesi de seçim takvimine paralel olarak kısaltılıyor.

Karara göre, gelecekte döviz ödemesi olan şirketler, ister mevcut dövizlerini bozdurarak, isterlerse TL hesaplarını doğrudan KKM’ye çevirebilecekler. KKM vadesi dolduğunda şirketlerin hesap açtığı tarihteki döviz karşılığı kadar yabancı paraya ulaşmaları garanti ediliyor. Kur düşerse karlı hale gelecek olan şirketler, kurun yükselmesi durumunda da kur artışına karşı korunmuş olacaklar. Kur farkı oluşması durumunda bu fark merkez bankası tarafından ödenecek. Dikkat ederseniz doğrudan TL’den KKM’ye gelen şirketlerin kur farkları da, oluşması durumunda, MB tarafından ödenecek. Bu düzenlemeye kadar, TL’den gelenlerin kur farkı Hazine tarafından ödeniyordu.

Bu karar bize ne diyor? İktidarın hedefi seçimlere kadar döviz talebi oluşmasının ve dolaysıyla kurların artmasını önlemek. Eğer amaç kura istikrar kazandırmak olsaydı süre bir aya indirilmez, daha uzun tutulurdu. Dolayısıyla asıl amacın ne olduğu aşikâr: seçimlere kadar kuru baskıla.

SEÇİMLERDEN SONRA

Hadi, diyelim seçimlere kadar doları baskıladılar. Peki, seçimlerden sonra ne olacak? Burada seçim sonuçlarına bağlı olarak iki senaryo var:

seçimleri mevcut iktidar kazanırsa; kurlarda yukarı yönlü hızlı bir hareket olabilir. Çünkü uyguladıkları politikalar nedeniyle kur tarafında biriken talebi baskılamak için bir gerekçeleri de kalmayacak. Tüm çabalarının seçimlere kadar doların hareketini kontrol etmeye yönelik olduğunu biliyoruz. Bunun için uygulamaya koydukları “tedbirleri” uzun süre sürdürmeleri zaten mümkün de değil. Peki, ne kadar artar? Tahminler muhtelif.

muhalefet seçimleri kazanırsa; ülkeye yüklü miktarda döviz giriş olacağı, dövize ilişkin beklentilerin pozitife dönmesiyle birlikte döviz talebinin azalmasına da bağlı olarak, kur yükselişinin yaşanmayacağı konuşuluyor. Hatta lirada biraz daha değerlenme olur diyenler bile var.

KKM’NIN MALIYETI NE OLDU?

Uygulamaya konulduğu günden itibaren KKM’ler için Hazine tarafından ödenen kur farkı tutarını biliyorduk ama MB’nin ne kadar ödeme yaptığını bilmiyorduk. Bu konuda gelen sorulara MB tarafından “finansal tablolarımızı açıkladığımızda görürsünüz” yanıtı veriliyordu. Bu hafta o tablolar yayımlandı. 2022 yılında MB tarafından KKM’ler için ödenen kur farkının 90 milyar liraya yakın olduğu ortaya çıktı. Hazine tarafından ödenen 92,5 milyar lira ile birlikte düşününce, KKM’nin maliyetinin 182,5 milyar lira olduğu görülür. Tabi buna bir de vazgeçilen vergileri eklediğimizde toplam maliyetin 210 milyar liradan fazla olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalırız.