Google Play Store
App Store

İstanbul Büyükçekmece’de halıya sarılı cansız bedeni denizde bulunan Sedef Güler’in davasının ikinci duruşması bugün görülecek. Avukat Kara, “Olay günü evde olan 2 kadına ulaşamadılar” derken anne Sezer, “Kızımın sesine ses olun” dedi.

Sedef’in sesine ses olun
Fotoğraf: BirGün
Deniz Güngör
Deniz Güngör
denizgungor@birgun.net

İstanbul Büyükçekmece’de 7 Haziran 2024’te halıya sarılı, ayağına ağırlık bağlanmış halde Mimar Sinan Sahili’nde cansız bedeni bulunan 24 yaşındaki Sedef Güler’in ölümüne ilişkin açılan davanın ikinci duruşması bugün Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 14.00’te görülecek. İlk duruşmada SEGBİS üzerinden savunma yapmayı kabul etmeyen fail Fırat Baykara’nın ikinci duruşma için mahkemeye getirilmesi, fail Yavuz Güngör’ün ise SEGBİS üzerinden savunma yapması bekleniyor.

Duruşma öncesi kadın örgütlerine çağrı yapan anne Gülüzar Sezer, “Benim kızım masumdu, canice katledildi. Ömrüm yettiğince kızım için adalet mücadelesi vereceğim, bu mücadelede beni yalnız bırakmasınlar” dedi.

TALEPLERİMİZ DİNLENMİYOR

Avukat Türkan Kara, Adli Tıp Kurumu’nca (ATK) Güler’in üzerinde Baykara ve Güngör dışında iki ayrı DNA bulunmasına ilişkin ilk duruşmada bu DNA’ların kimlere ait olduğunun tespit edilmesini talep ettiklerini ancak bu konuda herhangi bir gelişme olmadığına dikkat çekti. Güngör’ün kızı H.Y.G.’nin ve olay günü aynı evde bulunan diğer kadının adreslerinde tespit edilemediğini söyleyen Kara, “Bu kişilerle ilgili yakalama kararı çıkarılmasını istedik. Ancak karar yok. Fail Güngör’ün de fail Baykara gibi mahkemeye getirilmesini talep etmiştik ancak bununla ilgili de hâlâ karar verilmedi. Ancak ne yazık ki bizi dinlemeyen, kale almayan bir heyetle karşı karşıyayız” dedi.

Kara son olarak şunları aktardı: “İlk duruşmada failler ifade vermediği için beyanlarımızı dile getirmeme kararı almıştık. O nedenle ikinci duruşma aslında ilk duruşma gibi olacak. Dosyada tanık olarak geçen ancak bizim şüpheli olarak gördüğümüz O.Ö.’nün duruşmaya getirilmesini bekliyoruz, çünkü ikinci zorla getirilme kararı yazıldı. Sedef Güler vahşice öldürdü. Mutlak surette böyle cinayetlerin önünün kesilmesi adına buradan çıkacak olan karar önem taşıyor. Canice işlenen bütün cinayetlerde faillerin yanına kalma ihtimalinin olmayacağını gösterebilecek bir karar almamız gerekiyor.”

SESİMİN DUYULMADIĞINI HİSSEDİYORUM

İlk andan itibaren faillerin mahkeme huzurunda ifade vermesini istediğini ancak ilk duruşmanın beklediği gibi geçmediğini vurgulayan anne Sezer, “Hiçbir itirazımız, talebimiz yerini bulmadı. Sedef’in iş görüşmesi için 4 Haziran’da çağrıldığı evde fail Yavuz Güngör’ün kızı H.Y.G.’nin ve bir başka kadının da olduğunu biliyoruz. Bu nedenle o kadınların da tutuklu yargılanmalarını istemiştik ancak taleplerimiz yerini bulmadı. Savcı karşısına bile çıkarılmadılar, şimdi de ortada yoklar” dedi.

“Son nefesime kadar adalet yerini bulmasa bile mücadele edeceğim” diye konuşan Sezer son olarak şunları söyledi: “Bütün sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Sesimin duyulmadığını hissediyorum. Çocuğumun eşyaları diye bana sarıldığı halıyı verdiler, evimde tutamıyorum bile onları. Kadın örgütlerine çağrım benim davamın arkasında dursunlar. Benim Sedefim masumdu ve katledildi, onun sesi kesilmesin, adaleti için yanımda saf dursunlar.”

∗∗∗

NE OLMUŞTU?

Sedef Güler, 4 Haziran 2024’te fail Yavuz Güngör’ün kızı H.Y.G.’nin İstanbul Beylikdüzü’ndeki evine iş görüşmesi için çağrıldı. Faillerin iddiasına göre burada Güler ve H.Y.G. tartıştı. Tartışmanın ardından Güler ve Güngör, Fırat Baykara tarafından Beylikdüzü’nde kiralanan eve geçti. O günden itibaren ailesi Güler’den haber alamadı. 7 Haziran 2024’te Sedef’in cansız bedeni Mimar Sinan Sahili’nde bulundu. Fail Güngör’ün “uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçundan 8 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu tespit edilmişti. Güngör’ün ayrıca “hükümlü ve tutuklunun kaçması”, “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma”, “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” ve “kasten öldürme” suçlarından arandığı belirlenmişti.

Öte yandan davanın 4 Mart’ta görülen duruşmasında Avukat Türkan Kara, ATK raporunda Güler’de bulunan Fırat Baykara ve Yavuz Güngör'ün dışında iki ayrı DNA’nın kimlere ait olduğunun tespit edilmesini talep etmişti. Mahkeme heyeti ise duruşmaya gelmeyen tanıkların ise zorla getirilmesine karar vermişti.