Pazar günü Sivas’ta insan yakan katliam gerçeğini yazmıştım. Bugün ise tanık olduğum bir başka yangının gerçeğinin yazacağım.

Londra’dayım. Sivas Katliamı’nda 24 yıldır aranan adalet arayışı, şimdi Grenfell Tower yangınında hayatını kaybeden insanlar için aranıyor.

Britanya tarihinin en acılı yanının gerçekleştiği kömürleşmiş Grenfell Tower’in önündeyiz.

Geriye sadece kömüre dönmüş bir bina ve yürek dağlayan acıların çığlıkları kalmış. Kensington Londra’nın en zengin bölgelerinden. Ama burada gerçek sayıları gizlenmiş yoksullar öldü. Daha doğrusu öldürülmüş!

Grenfell Tower’e yürürken sokaklarda, acının, travmanın, şokun, dehşetin ve dinmeyen açık öfkenin kendisi vardı.

Sokak duvarları ise bu öfkenin açık sayfa gazetelerine dönüşmüş. Duvar yazılarına göz gezdirdim; “Zengin Kensington’da ancak fakirler ölür”, “Grenfell için adalet istiyoruz, gerçeği talep ediyoruz”, “insanlık yandı”, “para yakarak öldürüyor”, dayanışma sevgidir, kapitalizm öldürür” gibi açık öfkeye dair binlerce not yazılmış.

Açık öfkenin mesajı netti; Bu kitlesel katliamın sorumluları derhal cezalandırılsın ve gerçekler kamuoyu ile paylaşılsın.

Yapılan resmi açıklamalar, ne Grenfell Tower kurbanlarını ne kamuoyunu ikna etmeye yetmiyor. Çünkü gerçekler halen saklı ve gizli.

Yangının üzerinden 20 gün geçmesine rağmen, halen sokak duvarlarına kayıp olan insanların fotoğrafları asılıyor. Resmi rakamlara göre 80 insan yaşamını kaybetmiş. Ama bu rakamlar kimseye inandırıcı gelmiyor.

Geçen hafta 19 dini grup adına gerçekleşen dayanışma ve farkındalık yaratma ritüeline katıldım. Kilise, Sinagog, Havra, Cami, Budist tapınağı ve Cemevi adına katılanlar oldu. 19 inancın temsilcisi kendi inançlarının penceresinden, kardeşliğe, adalete olan özlemlerini ve ancak dayanışma ile sevginin örgütlenerek paranın dünyasına karşı güçlü olabileceklerini anlattılar.

Konuşmaların içeriğine baktığımda, sanki Luther ile Karl Marks, kapitalizmin yaktığı bedenlerin etrafında buluşmuştu.

Aleviler adına ise Ali Dereli Dede Gülbank okuyup Pir Sultan Abdal ile Grenfell Towerd’daki adalet arayışını buluşturmuştu. Britanya Alevi Federasyonu Genel Başkanı İsrafil Erbil Grenfell Tower’da yitirdiğimiz tüm canlar için, 72 milletin barış içinde yaşayacağı dünya özlemini, paraya karşı halkların birlikte dayanışma için örgütlenmesini dile getirdi.

Altı aylık Leena

Bu dini dayanışma töreninin organizasyonundan sorumlu bay X’in “yanmış bedenlerin sayısı 80, fakat küllerin içinde kaç insan külü var bilemiyoruz!. Numara büyük ve bunu ben bile telaffuz edemem” dediğinde tüylerim diken gibi oldu.

Bu şok edici açıklama, aslında sokaklarda halen yeni asılan “missing” afişlerinin sebebini açıklıyordu.

Bu açıklamanın ardından gelen haberler bu gerçeği doğrular nitelikteydi.

200 metre yakınına kadar yaklaşmanın yasak olduğu kül binada süren çalışmalarda her gün yeni bilgiler sızıyor. Geçenlerde yangının en küçük kurbanı altı aylık Leena Belkadi’nin varlığından bahsedildi. 19. kat ile 20. kat arasındaki merdiven boşluğunda annesinin kucağında yanmış bedeni bulundu.

Bay X’in “numara büyük” demesi, Grenfell yangının sadece korkunç bir trajedi olmadığını, bunda başkaca numaraların olduğunu da çağrıştırıyor.

Yangın yeri zengin, ama ölenler yoksul

Kensington ve Chelsea’de bir dairenin fiyatı 8 milyon Pound. Devasa servet sahibi zenginler ile belediye evlerine sığınmış yoksulluk yan yana yaşıyordu.

Servet değerindeki evlerinde oturan sterlin milyonerleriyle, Grenfell Tower’da Pennies’e (kuruşa) muhtaçlar karşı karşıya yaşıyor.

Binada yaşayanların aileleri ve arkadaşları, Grenfell gerçeğini bilmek istiyor ve adaleti talep etmeye devam ediyorlar. Yetkililer ise bu taleplere kulaklarını tıkamış ve gerçek ölü sayısını açıklamayı reddediyorlar.

Grenfell Tower yangınını “kaza” olarak görmeyenler ağırlıkta. Binadaki yangının çıkmasına kasten göz yumulmuş gibi. Çünkü halkın can güvenliğini göz önünde bulundurmayan, ucuz ve insafsız kamu maliyeti tasarruf politikalarının bu yangındaki rolü büyük.

Kamu tasarrufun katliamı

Tasarruf ile ölümlere davet çıkarılmış. Binaya, “yenileme” adına yapılan dış cephe kaplamalarında kullanılan malzeme, yangının hızlı bir şekilde yayılmasına sebep olmuş. Kullanılan yalıtım malzemesinin yanıcı ve ateşi hızla yayıcı özelliği bilinmesine rağmen, “ucuz” diye, can güvenliğini tehdit eden malzemeye göz yumulmuş.

Yangına dayanıklı malzeme yerine, “metrekaresi 2 pounddaha ucuz” diye, yangın çırası bu ucuz malzeme seçilmiş. 5.000 poundluk tasarruf edilerek, Grenfell Tower’da ölüm tuzağı kurulmuş.

Özetlersek, sonuç şu; Grenfell faciası kapitalizmin gerçek yüzünün dışa vurumu. Paranın ve kâr hırsının insandan daha kıymetli olduğu, vahşi sömürü sistemin yüzü olduğunu göstermiştir.

O nedenle sadece 80 milyarderin yaşadığı Londra’da kitlesel ölümler hasıraltı edilir. Fakat bir şeyi hasıraltı edemiyorlar; o da yoksulluğun, işsizliğin, tasarruf politikasına bağlı ölümlerin, işsizlerin, sefaletin ve sosyal yıkımların kapitalizm olduğu gerçeğidir.

Neo liberalizmin ve kapitalizmin, insanı ve insanlığı daha ateşli yaktığıdır.