Sefaleti reddedeceğiz


Berkay DÜNDAR-Umut SERDAROĞLU

Covid-19 salgını ile birlikte iş yükleri artan kuryeler ve bu sektörde çalışanlar aldıkları ücrete tepkili. Çalışanlar, yaşananın haksızlık olduğunu vurgularken işverenler, esnaf kurye modeli ile çalışanların yüküne yük katarak kendi maliyetlerine en aza indiriyor. İlk olarak 24 Ocak’ta Trendyol Express çalışanları, yüzde 11'lik sefalet zammına boyun eğmeyerek eylem başlattı. Ardından kontak kapatan kuryeler, 3 günlük iş bırakma eylemiyle birlikte yüzde 38,8 zammı sağladı. Sektörün diğer çalışanlarına örnek olan bu eylemliliğin sonrasında Aras Kargo, Hepsijet, Sürat Kargo, Scotty ile Yemeksepeti çalışanları üst üste eylem kararı aldı ve kontakları kapattı.


Son dönemde kuryelerin eylemleri ve talepleri şu şekilde:

Trendyol: Trendyol Express çalışanları son zamanlarda çığ gibi büyüyen kurye eylemlerinin fitilini ateşledi. Ücretlerine yapılan yüzde 11’lik zamma itiraz ederek, 3 gün iş bırakma eylemi yapan kuryeler, verdikleri mücadeleyi kazandı. Çalışanlar, firmanın yüzde 38,5 oranında zam yapmasını sağladı.

Aras Kargo: Firmanın uyguladığı yüzde 10’un altındaki zamma karşın Denizli’deki kuryeler kontak kapattı.

HepsiJet: Hepsiburada bünyesinde çalışan HepsiJet kuryeleri de kontakları kapattı. HepsiJet kuryeleri, tredyol kuryelerinin eylem sonucu elde ettikleri 12 bin 500 lira ücretin kendilerine de uygulanmasını istiyor.

Sürat Kargo: Sürat Kargo’nun İstanbul çalışanları, bu yıl için kendilerine verilen yüzde 10’luk zammı protesto etmek kontakları kapattı.

Scotty: Scotty çalışanları da yüzde 22'lik zammı kabul etmeyerek, kontak kapattı. Yüzde 40 zam isteyen emekçiler, dayanışma çağrısı yaptı. Dün İstanbul Kâğıthane’deki Papirüs Plaza’da bulunan Scotty Genel Merkezi önünde bir araya gelen işçiler, 12 bin 500 lira ücret talep etti.

Yemek Sepeti: Son olarak Yemeksepeti çalışanları da düşük ücret teklifine karşı harekete geçti. Bugün İstanbul’da eylem yapacak olan Yemeksepeti çalışanları, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada net 5 bin 500 TL, ücret istedi.

İKTİDARA CEVAP NİTELİĞİNDE

Kurye sektöründeki son dönemde artan eylemliliği değerlendiren Çalışma Sosyoloğu Hakan Koçak’a göre, Trendyol Express çalışanları ile başlayan eylemler, ana muhalefetin izlemesi gereken politikalar için bir işaret fişeği. 1989 yılındaki ‘bahar eylemlerini’ hatırlatan Koçak, “İşçilerin başlattığı eylemler Anavatan Partisi’nin bir sonraki seçimleri kaybetmesinde büyük bir rol oynamıştı. Mevcut iktidarın kopuşunu hızlandırmak için de anamuhalefet siyasi rotasını değiştirmeli ve emekçileri ile birlikte hareket etmeleri gerekiyor” diye konuştu.

Koçak’a göre artan eylemler, iktidarın toplumu giderek yoksullaştıran politikalarına karşı can havliyle verilen bir yanıt. Koçak, “İşçi sınıfı tabanında başlayan mücadeleler, AKP politikalarına karşı bir yanıt niteliğinde. Ücret artırmak için fiili hareket başladı, sendikal örgütlenme çalışmaları da devamında gelecektir çünkü hukuki mücadele için sendikal örgütlenme şart” dedi ve ekledi: “Öncelikle kurye çalışanları esnaf kurye modelinden çıkmak için taleplerini sunmalı, seslerini çıkartmalıdır. Kurye çalışanları için bir an önce sendikalaşma imkânı yaratılması gerekiyor. Fiili hareketin ardından gelecek hukuki mücadele bu sayede gerçekleşebilir. Bu duruma örnek olarak kamu çalışanları gösterilebilir. Uzun süre kamu çalışanları işçi mi değil mi diye tartışıldı. Kamu işçileri, verdikleri fiili mücadeleler ile önce Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nu kurdu, bununla beraber hukuki mücadele gerçekleştirilmeye başlandı.”

EYLEMLER UMUT NİTELİĞİNDE

Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Örgütlenme Uzmanı Murat Küçükşahin de işçilerin, patronlar tarafından esnaf kurye modeline itildiğini vurguladı: “Bu modelle, işçilere şu deniyor: ‘Gelin kendi adınıza bir şirket kurun ve bu şirket üzerinden bize fatura kesin. Biz de bunun karşılığında bir ödeme yapalım.’ Senin kıdem tazminatın yok, yıllık iznin yok, BAĞ-KUR'unu kendin ödeyeceksin, şirket kurduğun için o yüzden sendikalı olma hakkın da olmayacak. Güvencesi olmayan, 4857 Sayılı İş Kanunu’na dayanmayan bir işçi modeli bu.”

Esnaf kurye modelinin reddedilmesi gerektiğini vurgulayan Küçükşahin, söz konusu modelin sendikasızlaştırmaya yol açtığını da söyledi.

ÇALIŞAN ÜZERİNDE BASKI KURULUYOR

TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk isi Yemeksepeti içerisinde verdikleri mücadeleyi anlattı. İşçilerin çok düşük maaşlara ve üzerinde baskı kurularak çalıştırıldığını vurgulayan Öztürk, şunları dile getirdi:

"Sendika olarak Yemeksepeti'nde çok uzun süreden beri örgütlenme çalışmamız vardı daha sonra üyelerin bir bölümü düşürüldü. Burada bulunan üyelerimiz üzerine çoğunluğa başvurduk. Bakanlık da sendika sayısal çoğunluğu sağlamıştır dedi ve çoğunluk belgesini aldık. İşverene 6 gün içerisinde itiraz hakkı tanınmış, işveren de çoğunluğa itiraz etti ve aylardır mahkeme devam ediyor. Bir taraftan sendika hakkı engellenirken, diğer yandan burayı da esnaf kurye modeline çevirmek için işçiler üzerinde yoğun bir baskı var. Yemeksepeti işçilerine de esnaf kurye modeli dayatılıyor. Arkadaşlar hesaplıyorlar asgari ücret bile ellerine geçmiyor. Sözde prim sistemiyle çalıştırıyorlar ama bu prim sisteminde de sürekli bir yarış, özellikle bu prim sistemiyle birlikte çok sayıda kurye arkadaşım kazalarda yaşamını yitiriyor, yaralanıyor. Burada bir mobbing söz konusu.”