AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu geçen hafta her iki görevinden de azledildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aralarındaki anlaşmazlık üzerine çokça yazıldı, konuşuldu da...

Dünkü Hürriyet’in haberine göre krizin bir nedeni daha varmış.

Hani şu 2001 krizinden sonra tarih olup AKP’nin mega projeleriyle birlikte 1 milyar dolardan büyük projeler için tekrar başlatılan yüzde yüz Hazine Garantisi meselesi.

•••

Hürriyet ekonomi muhabiri Neşe Karanfil’in edindiği bilgilere göre Erdoğan’la Davutoğlu bu konuda da birbirlerine ters düşmüşler.

Davutoğlu Hazine’nin yükünü azaltmak için garanti miktarını yüzde seksene düşürmek istemiş.

İlgili bakanlara bu konuda çalışma yapma talimatı vermiş.

Bu talimat duyulunca, böyle bir düzenlemenin dev projelerin zamanında yapılmasını engelleyebileceği ve maliyetleri yükselteceği görüşünü savunan çevreler devreye girmiş…

Çevreler, denilen, ihaleleri alan konsorsiyumlar, belli ki…

Duruma Saray müdahale etmiş…

Davutoğlu frene basmak zorunda kalmış.

•••

Kamuoyunun pek ilgisini çekmese de bu Hazine Garantisi meselesi mühim mevzu.

Cumhuriyet’ten Çiğdem Toker konuyu sık sık gündeme getiriyor.

Olayın şehir hastaneleri boyutunu ise TTB yakından takip ediyor.

Devlet özel şirketlere arsa tahsis edecek, özel şirketler de hastane yapıp devlete verecek, karşılığında da kira geliri ve hastanenin tıbbi hizmet dışındaki bölümlerinin işletme hakkını elde edecek…

Böylece devlet hiç para harcamadan hastane sahibi olacak..

Sonuçta her iki taraf da, daha çok da devlet kârlı çıkacak.

Mesele, tabii ki, öyle anlatıldığı gibi değil.

•••

Yapılan hastanelerin maliyetleri ne olacak?..

Devlet karşılığında yirmi beş yıl boyunca ne kadar kira ödeyecek?..

Bu hastaneleri devlet mi, özel şirketler mi yönetecek?..

Hastanelerin, özel şirketlerin işleteceği bölümlerinin gelirleri nasıl hesaplanacak?..

Projelerin kamu maliyesine toplam maliyeti ne olacak?..

Bir dizi soru cevapsız duruyor.

•••

TTB Hukuk Bürosu’nda avukat Özgür Erbaş en son bianet’te yazmıştı.

Kalkınma Bakanlığı’nın Ocak 2016’da yayınlanan Dünyada ve Türkiye’de Kamu-Özel İşbirliğine İlişkin Gelişmeler raporunda bazı rakamlar var.

Sağlık Bakanlığı’nın daha önce “ticari sır niteliğinde” olduğu gerekçesiyle açıklamadığı rakamlar.

Şehir hastanelerinin ihalelerini alan şirketlerin cebinden on yedi hastane için toplam 9 milyar 869 milyon 765 bin dolar çıkacakmış.

Devletin şirketlere ödeyeceği para ise 27 milyar dolar...

Yaklaşık 81 milyar TL!..

Üçüncü Havalimanı’nın iki…

İzmit Körfez Geçişi’nin, bağlantı yolları dahil, dört…

Üçüncü Köprü’nün, Kuzey Marmara otoyolu dahil, on…

Boğaz Tüp Geçişi’nin yirmi katı!..

Özgür Erbaş’ın dediği gibi…

Bir koyup üç almak!..

•••

İhaleleri alan şirketler bir yandan bu ballı börekten paylarını kapmak istiyor…

Öte yandansa…

Olası bir iktidar değişikliği, ekonomik kriz, projenin yürümemesi gibi riskleri satın almak istemiyor.

O zaman gelsin Hazine Garantisi.

Yani…

Kârı özel şirketler götürsün…

Riski Hazine yüklensin!..

Dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in söyledikleri de daha önce gazetelere yansımıştı…

Bu borcu torunlarımız bile ödeyemez!..

Şehir hastaneleri benim yirmi yıllık rüyam, diyen Erdoğan’la Davutoğlu arasında da problem olmuş.

Ortada bu kadar büyük bir kamu zararı söz konusu olunca…

Bundan sonra da olmaya devam eder.