2014’te temeli atılan ve 30 ayda biteceği söylenen İzmir Şehir Hastanesi hâlâ tamamlanmadı. Yolu bile olmayan hastanenin açılmasının ardından İzmir’e daha çok zararı olacak.

Şehir hastanesi bilinmezliğe döndü

BERKAY SAĞOL

Temelini 30 Mart 2014 tarihindeki yerel seçimlerden 18 gün önce dönemin AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ve eski Sağlık Bakanı Mehmet Müzezzinoğlu’nun attı. 9 Mayıs 2015’te, aynı yerde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla bir kez daha temel atma töreni daha yapıldı.

İlk törende, yapımın 30 ay içinde bitirileceği açıklanmıştı. Fakat, vaat edildiği gibi 2016’nın eylül ayında tamamlanmayan hastanenin açılış tarihi önce 2018’e, sonra 2019’a, daha sonra 2020 Haziran ayına, ardından 2020 yılının sonuna ertelendi. Bu süreçte 4 Sağlık Bakanı gören hastaneyle ilgili en son AKP İzmir İl Başkan Ali Sürekli, hastanenin 29 Ekim 2021 tarihinde açılmasının planlandığını söyledi. Ancak hem 29 Ekim geçmesine rağmen hem de yılın bitimine 2 aydan az zaman kalmasına rağmen hastane halen açılışa hazır hale getirilemedi. Gelinen noktada ise hastanenin 2022 yılının başlarında açılacağı söyleniyor.

‘SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞMAK ZORLAŞACAK’

İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, kamu özel ortaklığıyla yapılan şehir hastaneleri, sağlıkta dönüşüm politikalarının geldiği son nokta olduğunu belirti. Op. Dr. Çamlı, “Şehir hastaneleri açıldığı zaman, kentte hizmet veren köklü birtakım hastanelerin kapatılması da gündeme geliyor. Bu hastaneler kapatıldığında arazilerinin ne olacağı, tekrar satışa çıkarılıp özel sektöre peşkeş çekilme durumu da söz konusu. Aynı zamanda ciddi bir ulaşım sorunu var. Özellikle bu İzmir’deki hastane için konuşursak yaklaşık 40 bin kişinin günlük şehir hastanesine gitme gelme şeklinde trafiği ortaya çıkacak. Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir. Bunların dışında özellikle kapatılması düşünülebilecek hastanelerle ilgili yurttaşların yaşayacağı sorunlar da var. Örneğin evinin çok yakınında, semtinde, mahallesinde bulunan hastaneye 5 dakikada ulaşabilmesi mümkünken böyle bir trafik kaosunun içinde kalacak. Hasta, acil vakalar dışında, belki çok uzun süreçte hastaneye ulaşabilecek. Kısacası gerek sağlık alanında gerek şehir planlaması açısından gerek birtakım rantları beraberinde getirebilme riskleri açısından bu projenin İzmir halkına birtakım olumsuzluklar getirebilme durumu söz konusu” diye konuştu.
İzmir Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte bazı hastanelerin kapanmasının gündeme geleceğini vurgulayan Op. Dr. Çamlı, şunları söyledi: “Başlangıçta Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin adları kapatılacağı şeklinde geçmekte. Ama bunların hangileri kapanacak, hangileri küçülecek, buradaki sağlık çalışanlarının ne kadarı şehir hastanesine geçecek? Eğitim araştırma hastaneleri burada eğitim verecekler mi? Bütün bunlar bilinmiyor. Kısacası şehir hastaneleri bilinmezlerle dolu. Ortaya yeni rant alanlarının çıkıp çıkmayacağı, bu kapatılması söz konusu olabilecek hastanelerin arazilerinin, kamu arazilerinin özel sektöre satılıp satılmayacağı, bütün bunlar belirsiz. Bir Truva atı gibi, İzmir kentine birtakım zararlar verebilmesinin söz konusu olduğunu düşünüyorum.”

Op. Dr. Çamlı, tüm sorunların ele alınacağı geniş kapsamlı bir İzmir Şehir Hastanesi Çalıştayı’nıgerçekleştireceklerini söyledi. Öte yandan İzmir Şehir Hastanesi’nin yaratacağı olası sorunlar ve kentte sağlıkla ilgili yaşanması muhtemel sıkıntılarla mücadele etmek adına 20’ye yakın STK’nın da içinde bulunduğu ‘İzmir Kenti Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz Platformu’ kuruldu.

CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise daha önce İzmir Şehir Hastanesi’yle ilgili soru önergesi verdiğini söyledi. Serter, “Şehir hastanesi dediğimiz bir şehir efsanesi oldu. Senelerdir bitmek bilmeyen, üzerinde yangınlar yaşanan, arkasından İzmir’deki deprem dolayısıyla ne kadar hasar gördüğü belli olmayan bir heyula binadan bahsediyoruz. Ama nasıl açacak? Hangi personelle açacak? Hangi sisteme dayalı yapacak. Hâlihazırda soruyoruz; buraya kira veriyor musunuz diye. Daha çünkü faaliyete geçmediği için verip verilmediğini de söylemiyorlar. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok” dedi.

2018 yılında hastanenin yakınlarından geçecek ikinci çevre yolu için Ulaştırma Bakanlığı’nın ihaleye çıktığını duyduklarını aktaran Serter, mevcut devlet hastanelerinin ise durumunun ne olacağını sordu. Serter, mevcut devlet hastaneleri kapatılırsa hastaların şehir hastanesine ulaşmasında büyük kriz yaşanacağını belirtirken “O kadar vahim bir yerde hastane yaptılar ki buranın yolu, izi yok. Ancak helikopter ambulans olması lazım ki yukarıdan insin, hastayı oraya yetiştirsin. Maalesef ki bir şehir hastanesi İzmir’in başına dert oldu” diye konuştu.
İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Sağlığa yani sağlık hizmetlerine kolay ulaşmak çok önemli. İzmir Şehir Hastanesi açılınca diğer hastaneler kapatılacak mı? Küçülecek mi? Tam olarak belli değil. Eğer kapatılırsa veya küçültülürse uzak ilçelerdeki insanların ulaşmasında ciddi problemler yaşanabilir. Doğru olan insanları bir yere mecbur bırakmak değil, sağlık hizmetine kolay ulaşmalarını sağlamak. Yani binlerce insanı oraya tepedeki hastaneye taşımak marifet değil. İzmir’e göre daha küçük şehirlerde bu hastanelerin açıldığında yaşanan sorunları gördük. İzmir buralara göre daha büyük ve kalabalık bir şehir o yüzden gördüklerimizden daha ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz. Diğer hastaneler küçültülmemeli veya kapatılmamalı, tam aksine iyileştirilmeli. Hastanelerin kapatılması veya küçültülmesi çevresini de olumsuz etkileyecek. Eczaneler, medikalciler ve çok sayıda esnaf var. Bunların olumsuz etkilenmesi demek bir anda binlerce insanın işsiz kalmasına yol açabilir” ifadelerini kullandı.

İŞÇİLERİ GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIRIYORLAR

Hastanenin açılışının yetiştirilmesi için gece gündüz çalışan işçiler, geçen günlerde yedikleri yemekten dolayı zehirlendi. İnşaatta çalışan yaklaşık bin işçinin yedikleri yemekten dolayı zehirlendiği öğrenildi. 60 işçinin ise Ege Üniversitesi Hastanesi’ne ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığı kaydedildi. İşçilerin tedavilerinin ardından taburcu edildiği bildirildi.
Şantiyenin uzun süredir durmasından kaynaklı işin bitirilmesi için işverenler tarafından baskı yapıldığını dile getiren işçi şunları dile getirdi: “İşin bitmesi için gece-gündüz çalıştırıyorlar. ‘Yoruldum’ demek yasaklandı gibi bir şey. İşin bitmesini bizde isteriz ama artık günde kaç saat çalıştığımızı sayamıyorum. Sürekli mesaiye kalıyoruz… İtiraz edemiyoruz. Edeni de direkt işten çıkartma ile tehdit ediyorlar. Mesai ücreti veriyorlar ama bu paraya yapılacak iş değil. İşçi değiliz köleyiz.”