Şehir Plancıları Odası, İstanbul’da yaşanan kar esaretine dair açıklama yaptı. Açıklamada, doğa olaylarının afete dönüşmesinin sorumlusunun gerekli önlemleri zamanında almayan merkezi ve yerel idareler olduğu vurgulandı.

Şehir Plancıları Odası’nda kar esareti açıklaması: Sorumlusu merkezi ve yerel idarelerdir

Haber Merkezi

TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul’da yaşanan kar esaretine ilişkin bir “Doğa Olaylarının Afete Dönüşmesinin Sorumlusu Gerekli Önlemleri Zamanında Almayan Merkezi ve Yerel İdarelerdir” başlığıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, son günlerde başta İstanbul olmak üzere birçok kentte yaşanan kar yağışının hayatı olumsuz etkilediği ve birçok mağduriyete sebebiyet verdiği belirtildi.

“Her zamanki gibi hem merkezi idare hem de yerel idareler yaşanan olumsuzluklar karşısında kendilerine ilişkin mazeret oluşturma çabalarına girişmişlerdir” denilen açıklamada, “Ancak yaşadığımız hadisenin mevsimsel bir durumun çok ötesinde bir soruna işaret ettiği açıktır. Çünkü hemen hemen her mevsimde, ülkemizin değişik bölgelerinde, can ve mal kaybına yol açan meteorolojik olaylar gerçekleşmektedir. Çok eskiye gitmeye gerek kalmadan sonbaharda Sinop, Kastamonu ve Bartın illerimizde yaşadığımız sel felaketi, yazın Antalya ve Muğla illerinde yaşadığımız yangın felaketleri bu durumun en yakın örnekleridir” ifadeleri yer aldı.

İKLİM KRİZİ UYARISI

“Yaşadığımız tüm bu felaketler bizlere iklim değişikliği sürecinin yakıcı şekilde kendini hissettirdiğini ve yakın gelecekte de şiddetinin artacağını göstermektedir” uyarısına da yer verilen açıklamada şöyle devam etti:

“Artık iklim değişikliği sürecine karşı daha bütünlüklü şekilde hazırlanılması aciliyet gerektiren bir zorunluluktur. Bu anlamda birçok meslek disiplini gibi planlama meslek alanının da yasal, yönetsel ve akademik kurgusunu bu süreci göz önüne alacak şekilde değiştirmesi ve geliştirmesi gerekmektedir. Yasal dökümanlarla birlikte, idari yapılanmaların ve mesleki eğitimlerin müfredatının iklim değişikliği baz alınarak yenilenmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ayrıca, yerel ve merkezi idarelerin de bu anlamda iklim değişikliğinin yaratacağı olumsuz etkilere karşı bütçe, idari yapılanma ve donanımlarını revize etmeleri, meteorolojik olaylardan kaynaklı riskleri azaltma amacıyla kullandıkları verileri içinde bulunduğumuz yeni dönemin koşullarını göz önüne alarak yenilemeleri gerekmektedir. Aynı şekilde, planlama meslek alanının doğa olaylarına karşı dirençli yerleşimler oluşturmadaki rolü ve kapasitesi doğrultusunda yerleşimlerin risk sakınım planlaması doğrultusunda geliştirilmesi, planlı kentleşme düşüncesinin hakim kılınması elzemdir.

Bu vesileyle yaşanan olumsuz koşullar sebebiyle mağduriyet yaşayan tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletmek isteriz. Bununla birlikte merkezi ve yerel yönetimleri iklim değişikliği sürecinin ciddiyetini göz önüne alarak her ölçek ve alanda gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalarının ve koordinasyon içerisinde çalışmaları yürütmelerinin kamu yararı adına en öncelikli görevlerinden birisi olduğunu hatırlatırız.”