Şehir hastaneleri gerçeğini ele alan dosyanın ikinci gününde “şehir hastanelerinin sağlığa ulaşım noktasında yurttaşları ve sağlık emekçilerini nasıl etkilediği, şehir hastanelerinin tamamı açıldığında ne olacağı” sorusu üzerinde duruldu. Şehir Hastaneleri kitabının yazarı Prof. Dr. Kayıhan Pala, BirGün’ün sorularını yanıtladı. • Şehir hastaneleri tedavi hizmetlerine erişim açısından yurttaşları ve sağlık emekçilerini nasıl etkiledi? Kamu-özel ortaklığının yap-kirala-devret […]

Şehre uzak hastaneler hastaları mağdur etti

Şehir hastaneleri gerçeğini ele alan dosyanın ikinci gününde “şehir hastanelerinin sağlığa ulaşım noktasında yurttaşları ve sağlık emekçilerini nasıl etkilediği, şehir hastanelerinin tamamı açıldığında ne olacağı” sorusu üzerinde duruldu.

Şehir Hastaneleri kitabının yazarı Prof. Dr. Kayıhan Pala, BirGün’ün sorularını yanıtladı.

• Şehir hastaneleri tedavi hizmetlerine erişim açısından yurttaşları ve sağlık emekçilerini nasıl etkiledi?

Kamu-özel ortaklığının yap-kirala-devret modeliyle yaptırılan ve işletilen hastaneler, en başta şehrin dışında inşa edilmiş olmaları nedeniyle hastaların ve yakınlarının ulaşım sorunları yaşamasına yol açtı. Açılan tüm şehir hastaneleri kapatılan devlet hastaneleri ile kıyaslandığında, kent merkezine uzaklığı ve yeterli bir kamu ulaşımı olmaması sebebiyle hastaların ve hasta yakınlarının ulaşımında yeni sorunlara yol açtı. Artık hastalar hastaneye daha uzun sürede ve daha pahalıya mal olarak ulaşmak zorunda. Aynı sorun sağlık emekçileri için de geçerli. İş yerine ulaşım artık daha zor ve daha pahalıya mal oluyor. Hastaneye ulaşım güçlüğü, kronik hastaların kontrol muayenelerinde de aksamaya yol açıyor. Kontrolünü ihmal eden birçok hasta komplikasyonlar geliştiği için acil servise başvurmak zorunda kaldı.

112, ŞEHİR HASTANESİNE TAŞIYOR

Acil durumlarda 112’ye bütün vakaları şehir hastanesine götürmek komutu verildiğinden, özellikle şehir hastanesine uzak yerleşimlerde meydana gelen acil vakalar, sağlık hizmetine erişmek için artık daha uzun zamanı yolda geçirmek zorunda kalıyor. Bunun hayatları tehdit edip etmediğini henüz bilmiyoruz, elimizde veriler yok. Ancak acil vakaların şehir hastanelerinin acil servisine ulaşmasının, kapatılan devlet hastanelerinin acil servislerine ulaşma süresine kıyasla, daha uzun sürdüğünü biliyoruz.

Şehir hastanelerinde hastaların sağlık hizmetine erişmekle ilgili sorunları, tek başına şehir hastanesine ulaşmakla sınırlı değil. Ayaktan hasta başvurularında muayene olunan poliklinikler ile tetkik ve konsültasyon istenen birimler arasındaki uzaklık, hasta ve yakınlarında hem yorgunluğa yol açıyor hem de hizmetle ilgili memnuniyetsizliği artırıyor.

Çok büyük bir mekan tasarımı yüzünden hastane içerisinde kaybolmak da cabası. Şehir hastanelerinde “Kaybolduysanız … numarayı arayın” yazıları şaşırtıcı değil.

Radyoloji, ameliyathane, yoğun bakım gibi herhangi bir yere götürülmesi gereken hastanın taşınması için bir taşıma görevlisi bir de sağlık çalışanının eşlik etmesi gerekiyor. Personel eksikliği nedeniyle bazı zamanlarda bu kurala uyulmuyor. Hastaların beklemesi gerekebiliyor, hizmet aksıyor, hoşnutsuzluk artıyor.

YATAK SAYISI ARTMADI, AZALDI

Prof. Dr. Kayıhan Pala

Şehir hastanelerinin açılmasıyla duyurulduğunun aksine, bazı branşların mevcut yatak sayılarında önemli sayıda azalmaya gidildi. Bazı bölümlerde ise gereken yatak artışı sağlanamadı. Bu durum yatak sıkıntısı olan branşlarda görevli hekimlerin kliniklerine uzak olup olmadığına bakılmaksızın hemen her blokta ve her katta hasta yatırmalarına, bu branşlarda deneyim sahibi olmayan hemşirelerin ise hasta bakımında güçlük yaşamalarına yol açtı.

Bu da hizmette önemli aksamalara sebep oldu. Şehir hastanelerine gelen hastaların hastanede yapılmayan tıbbi işlemler için bir başka hastaneye sevk edilmesi de sağlık hizmetine erişim açısından ayrı bir sorun kaynağı yarattı. Yurttaşlar haklı olarak soruyor: Sevk edilen tıbbi işlemler şehir hastanelerinde yapılmayacaksa, bu devasa hastaneler neden yapıldı, neden bu kadar büyük bir kira ödeniyor?

• Hastanenin büyüklüğünün nasıl bir etkisi var?

Yatak başına düşen kapalı alanın büyüklüğü şehir hastanelerinde yalnızca ısınma, soğutma, aydınlatma, temizlik, bakım-onarım ve hastaların ulaşımı ile ilgili sorunlar yaratmıyor. Yatan hastalara acil müdahale gereken durumlarda, acil müdahale ekibinin hastaya zamanında ulaşmasıyla ilgili sorunlar da yaratıyor.

HASTALAR GERGİN ÇALIŞANLAR DEPRESYONDA

Şehir hastanelerinde hizmet sunmak sağlık emekçilerini de olumsuz etkiledi. Şehir hastanelerindeki başhekimlerin de kabul ettiği gibi, bu hastanelerde çalışan sağlık emekçileri “mutsuz”. Hekimler ve diğer sağlık çalışanlarını şehir hastanelerinde çalışmak nedeniyle mutsuzluğa sürükleyen temel etmenler artan iş yükü, değersizleştirme ve yabancılaştırma.

Şehir hastanelerinde görev yapmaya başlayan sağlık çalışanlarında alerjik rahatsızlıklar ve iş stresine bağlı depresyon ve anksiyete gibi hastalıkların geliştiğine yönelik bildirimler var. Şehir hastanelerinde iklimlendirmeye ilişkin sorunlar, temizlik için kullanılan kimyasallar, inşaat ve izolasyon malzemelerinin yapısı, elbette ağır iş yükü ve stres, sağlık çalışanlarının sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Sağlık çalışanlarında olduğu kadar hastalarda da artan tükenmişlik ve gerilim, hasta hekim arasında iletişimsizliğe ve gerginliğe, yönetilemeyen ve hatta önlenemeyen şiddete neden olmaktadır. Son zamanlarda bu durum sağlık çalışanlarının kendi aralarında da gözlenmeye başlanmıştır. Şehir hastaneleri ile birlikte iş barışı olumsuz etkilenmiştir.

• Şehir hastanelerinin tamamı açıldığında neler olacak?

Sağlık Bakanlığı kamu-özel ortaklığı modeliyle toplam 32 proje yürütmekte ve bunlardan şimdiye kadar 9 şehir hastanesi hizmet vermeye başladı. Açılan hastanelerdeki uygulama, planlanan bütün şehir hastanelerinin açılması durumunda, şimdilik bazı illerle sınırlı olan sorunların hastanelerin açılacağı bütün illere sıçrayacağını gösteriyor.

Şehir hastanelerinin hizmet vermeye başlamasıyla birlikte, hastaların sağlık hizmetine erişimi açısından hangi şehir hastanesinin açılacağı değil, uzun yıllardır hizmet sunan, hastaların ve yakınlarının kolayca ulaştığı hangi devlet hastanelerinin kapanacağı asıl gündem maddesi olmaya başladı. Şehir hastanelerinin açıldığı birçok ilde hastaların eskiden yürüyerek bile gidebildiği devlet hastanelerinin yerini, uzun sürecek zahmetli bir yolculukla ulaşılabilecek hastaneler almıştır. Hastaları daha hastaneye ulaşmadan uzun ve özellikle kalabalık nedeniyle rahatsız bir hastane yolculuğu beklemektedir.

MERKEZDEKİ ARAZİLERİN NE OLACAĞI BELLİ DEĞİL

• Şehir hastanelerinin açılması ile şehir merkezinin merkezi noktalarında kalan hastanelerin arazilerinin ne olacağı konusu belirsizliğini koruyor mu?
Şehrin dışındaki “Şehir” hastanelerinin açılması ile şehir merkezinde kalan kapatılan devlet hastanelerin binalarının ve arazilerinin ne olacağı konusundaki belirsizlik sürüyormuş gibi görünmekle birlikte bu konuda öngörüde bulunabilmek için geçmişi anımsamakta yarar var.

Anımsanacağı gibi, 2007 yılında AKP Hükümeti tarafından Meclis’e sunulan “Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı” ile hastanelerin mütevelli heyetlerle yönetilmesi planlanmış, mütevelli heyetlere de hastanelerin bina ve arsalarını kiralamak, hatta satmak yetkisi bile verilmeye çalışılmıştı. Ancak kamuoyu tepkisinin yüksek olması nedeniyle AKP bu adımı ertelemek zorunda kalmıştı. Dolayısıyla kent merkezlerinde kalan kapatılan/küçültülen devlet hastanelerinin rant değeri çok yüksek arsalarının geleceği, toplumun bu konudaki tutumuna bağlı olarak biçimlenecektir. Kamuoyu tepkisinin sürmesi halinde AKP hükümetlerinin bu arsaları bilindik yöntemlerle elden çıkarması söz konusu olmayabilir.