Google Play Store
App Store

Çınar Oskay, son bir yılın sözlü tarih çalışması “Haziran: Gezi ve Şehrin En Güzel Yazı” kitabıyla Gezi parkından Brezilya'ya doğru bir yola çıkıyor.

Şehrin en güzel yazı

EMRAH TEMİZKAN

Fotoğraf: Sebati Karakurt

Gezi'den Brezilya'ya uzanan yolda Hatay ve ODTÜ'ye de uğrayan Oskay, Slavoj Zizek'ten Roger Waters'a, Tanıl Bora'dan Orhan Pamuk'a kadar birçok isimle yaptığı söyleşileri sokak hareketleri üzerinden isyan kültürünü ve değişen dünyayı irdeliyor.


>>Gezi'yle ilgili tanıklıkları anlatan birçok kitap çıktı bugüne kadar. Kitabınız nasıl bir tanıklık anlatıyor bize?

Kitap iki koldan ilerliyor. İlk günden bugüne saha haberleri ve bunlara eşlik eden, sembol isimlerle söyleşilerle...

>>Brezilya'da neler gördünüz? Zihninizde nasıl bir kıyaslama var?

Brezilya dünyada en çok sevdiğim iki, üç ülkeden biri. Kültürü, hikayesi, insanlarıyla… Yine de insan Paulista Caddesi’nde, İstiklal Caddesi’nde hissettiklerini hissedemiyor. Deniz Gezmiş’in AKM’deki resminin anlattığını, Rio’da bana hiçbir şey anlatmıyor. Bir bu var. İkincisi, Gezi ruhu Occupy Wall Street’ten de, Brezilya protestolarından da görkemli, yaratıcı ve büyülüydü. Gözlemlerim ve birçok yabancı uzmanla yaptığım söyleşilerden sonra bu sonuca vardığımı söyleyebilirim. Ama kıyaslamaya tersten bakarsanız durum değişiyor.

BREZİLYA'DA HÜKÜMETİN TAVRI BAŞKA

>>Nasıl yani?

Eylemcilerin değil, hükümetin tavrından söz ediyorum. Devlet Başkanı Lula’nın ülkesinin eylemlerden sonra artık daha büyük bir ülke olduğunu, eylemcilerle gurur duyduğunu söylemesinden… Bunu kendisini protesto eden milyonlar için söyledi. Keşke Brezilya’yı yöneten kişilerin insanlığı, hayal gücü bizimkilerde olsaydı. O zaman bugün daha insanca bir ülkede yaşıyor olabilirdik.

>>Gezi'nin rüyası neydi?

Bu ülkede özgür ve medeni bir hayat yaşamak. Parklarının, şehirlerinin, hayat tarzlarının talan edilmemesi… Üçüncü sınıf bir tiranlıkta değil, dünyayla bütünleşmiş, bireye hizmet eden bir devlet yapılanmasının olduğu bir ülke…

>>Gezi nasıl bir Türkiye yarattı?

Yukarda anlattığım talepler için canını ortaya koyacak milyonlarca kişi olduğunu herkesin öğrendiği bir ülke yarattı. Çok şükür…


BREZİLYA VE TÜRKİYE'NİN TRAJEDİLERİ ORTAK

>>Brezilya'ya nasıl bir gazetecilik refleksiyle gittiniz?

Gezi’nin moralsiz günleriydi. Park boşaltılmış, insanlarda bir eylem yorgunluğu başlamıştı. Rio’daysa o günlerde iki milyon kişi yürümüştü. Bir gece evde otururken Twitter’da Brezilya protestolarıyla ilgili bilgi arıyordum. Türk-Brezilya ortak gruplarıyla, destek mesajlarıyla karşılaştım. En son, Yıldız Savaşları’ndan uyarlama bir afiş gördüm. İki jedi savaşçısı, ellerinde ışın kılıcı, kılıçlara bağlı Türk ve Brezilya bayrakları… Bize bakıyorlar, aşağıda da, ‘İşte Şimdi S.çtınız’ yazıyor. Çok komikti. Herkes retweet’liyordu. İki ülke eylemcilerinin dayanışması çok ilgimi çekti. Ertesi gün yola çıktık.

>>Kitapta da bahsettiğiniz iki ülkenin arasındaki ortak trajediler neler?

Bitmeyen askeri darbeler, cunta, işkenceler, faili meçhuller, yoksulluk… Latin Amerika ülkeleriyle Türkiye arasındaki benzerlikler…

ODTÜ ASLANLAR GİBİ DİRENİYOR

>>Gezi, Hatay'da nasıl yankılandı? Neleri gözlemleme fırsatı buldunuz Hatay'da?

Hatay en büyük travmayı yaşayan kentimiz. İlk kayıp, Abdullah Cömert, sonra Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan… Ölenlerin hemen hemen hepsi Alevi. Doğal olarak kendilerini hedefte hissediyorlar. Buradaki Armutlu Mahallesi’nde polis sert müdahalesi insanları çileden çıkardı. Anneler, babalar, tomalara yataklarını fırlattı evlerinden, “Bırakın çocuklarımızı" diye... Mezhepçi söylemler ve politikalar Hatay’ı yay gibi gerdi. Ve ne acıdır ki burası bu ülkenin en iyi ve aydınlık insanlarının yaşadığı yerlerden biri.

>>ODTÜ, ülke için ne ifade ediyor?

Bence akademide ve tüm kurumlarda görmek istediğimiz ‘delikanlılığı’ temsil ediyor. Kurum olmayı, kültürü, geleneği, boyun eğmemeyi… Aslanlar gibi direniyor ülkedeki çürümeye. Akademik başarıda da da ülkenin 1 numarası kalarak…

SLAVOJ ZİZEK ATEŞİMİ YÜKSELTTİ

>>En çok hangi söyleşiden istediğinizi aldınız? "Bambaşka bir ufuk açtı bana" dediğiniz hangi söyleşiyi sayabilirsiniz?

Zizek hayatımda gördüğüm en zeki insandı sanırım. Söyleşi sonrası ateşim yükseldi sandım. Orhan Pamuk çok keyifliydi. Zeki Demirkubuz, olayların heyecanını tüm tutkusuyla aktardı. Dücane Cündioğlu bambaşka bir yerden ruhuma dokunmuştu. Bülent Somay çerçeveyi çok iyi oturttu. Roger Waters için bir şey söylemeye gerek yok, söyleşi sonrasındaki konserde mutluluktan uçuyordum. Murat Belge ile rakı masasından kalkıp İstiklal Caddesi’ne çıkışımız ve çılgın kalabalığa karışmamızı hiçbir zaman unutmayacağım. Kitaptaki her söyleşi benim için çok özel. Fakat hayatımda Gezi’de gördüklerim kadar ufkumu açan hiçbir şey olmadı.

>>Esasen yaşınız tam da bahsedilen genç kuşak ile 12 Eylül sonrasını gören jenerasyon arasında. Bu kadar insanla konuşup sahaya indiniz. Kendinizi tam olarak nerede konumlandırıyorsunuz? Arada kalma hali hissettiniz mi?

Açık konuşayım. 38 yaşındayım ve kendimi Gezi kuşağının bir üyesi olarak görüyorum. Gençlere sonsuz hörmetim var ama bunun belli bir yaş grubuna özel kalması gerekmiyor. Gezi’de en ufak yabancılık, arada kalma hissetmedim. Muhtemelen bizler, bizim kuşağımızın üzerine giydirilen elbiseyi daha çok yadırgadık. Özal’lı yıllar vs... Tabii ki bazı yaralar da aldık. Ama benim kuşağımdan neredeyse tanıdığım herkes tüm kalbiyle oradaydı ve orada kendini buldu.

Fotoğraf: Emre Yunusoğlu

 

Fotoğraf: Sebati Karakurt