Dilek Yeğin Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Lisesi öğrencisi Burak Oğraş, 2011’de 26 arkadaşıyla Antalya Rixos Lares Hotel’de staj yaparken ölü bulundu. Burak Oğraş’ın stajının bitmesine 15 gün kala 9 Eylül 2011’de kaldığı pansiyonun havuzunda ölü bulunması kayıtlara “şüpheli ölüm” olarak geçti. Ancak Ulusal Kriminal Büro’nun 73 sayfalık raporundaki “Oğraş intihar etmemiş, başkası tarafından aşağı […]

Sekiz yıldır oğlunun acısıyla adalet arıyor

Dilek Yeğin

Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Lisesi öğrencisi Burak Oğraş, 2011’de 26 arkadaşıyla Antalya Rixos Lares Hotel’de staj yaparken ölü bulundu. Burak Oğraş’ın stajının bitmesine 15 gün kala 9 Eylül 2011’de kaldığı pansiyonun havuzunda ölü bulunması kayıtlara “şüpheli ölüm” olarak geçti. Ancak Ulusal Kriminal Büro’nun 73 sayfalık raporundaki “Oğraş intihar etmemiş, başkası tarafından aşağı düşürülmüştür” tespitine rağmen soruşturma 2011’den bu yana bitirilmedi.

Oğlunun ölümünün aydınlatılması için sekiz yıldan bu yana mücadele eden baba Murat Oğraş, son olarak olayı sosyal medya hesabı üzerinden tekrar gündeme getirdi. Oğlunun cenazesini almak için Antalya’ya gitmesinin engellenmeye çalışıldığını ifade eden Baba Murat Oğraş, BirGün’e konuştu, “Oğlum çok iyi bir yüzücü, nasıl boğulmuş olabilir” sorusuna “Havuz boştu” yanıtını da alınca şüphelerinin arttığını söyledi. Şikâyetçi olan aile, otelin iki buçuk katlı lojmanında çocuklarını dört kişinin darp ettiğini ve cep telefonunu gasp ettiğini, sonra da aşağı attıklarını belirtti. Oğraş, bu kişilerin oğulları Burak’ı sürekli rahatsız ettiğini, parasını aldığını dile getirdi.

Adli Tıp raporunda ve kriminal raporda oğlunun ayaklarına vurulduğu, vücudunda morluklar “gözde ekimoz” olduğunun yazıldığına dikkat çeken Baba Oğraş, “Düşmeden kaynaklanamayacak darp var, deniliyor” diye konuştu.

Olaydan birkaç gün sonra evlerine bakanlıkta çalıştıklarını söyleyen iki kişinin geldiğini söyleyen Oğraş, “Tazmin amaçlı bir milyon vereceklerini söyleyip, otelin isminin hiçbir yerde geçirilmemesini istediler” dedi. Ertesi gün savcılığa bu kişilerin telefon numaralarını ve isimlerini de vererek başvuruda bulunduğunu ifade eden Murat Oğraş, savcının “para teklif etmek yasaya göre suç değildir” diyerek takipsizlik kararı verdiğini aktardı.

SORUŞTURMA TIKANDI

Murat Oğraş, olayın ertesi günü lojmanın karşısında oturan bir emekli öğretmenin savcı ve polisler aşağıda inceleme yaparken birinin çatıya bir cep telefonu bıraktığını, birkaç dakika sonra tekrar yukarı çıkıp telefonu beyaz bir beze sararak aldığını gördüğünü kaydetti. Baba Oğraş’ın anlattığına göre, bu kişi polislere durumu anlattı ve sadece “Sizi ararız” yanıtını aldı. Emekli öğretmen uzun süre kimse kendisini aramayınca önce karakola, ardından da savcılığa ifade verdi. Oğraş, “Rixos ismini duyan hiçbir avukat davaya yanaşmadı, akrabamız sayesinde İstanbul’dan bir avukat bulduk ancak sonuç alamıyoruz. Sekiz yılda dosyanın savcıları da üç kez değişti” dedi.

Oğraş, yıllardır başta CİMER olmak üzere olayı yazdığı hiçbir kurumdan dönüş alamadığından da yakındı. Oğraş, “Fettah Tamince yüzünden harekete geçilemiyor çünkü ona dokunulamıyor. Acımız günden güne artıyor, yargılanırlarsa aile olarak biraz rahatlayabiliriz. İçeri atılmaktan da korkmuyorum, elimde her şeyin belgeleri var” diyerek adalet arayışına devam edeceğini vurguladı.