TL’deki değer kaybına ilişkin sinema, kırtasiye, bilişim, lokanta gibi birbirinden farklı sektörlere mercek tuttuk. Verilen cevap ise aynı oldu; yurttaşın da esnafın da artık bu zamlara dayanacak gücü kalmadı.

Sektörler farklı, sorun aynı

Yaren ÇOLAK

Ülke ekonomisindeki çöküş tüm sektörlerde derinden hissediliyor. Dolar rekordan rekora koşarken esnaf sattığının yerine yenisini koyamıyor. Halk, değişen etiketlerin hızına yetişemezken esnaf da artan maliyetlere karşı yaşam savaşı veriyor. Salgın döneminde zor bela ayakta kalan küçük esnaf, şimdi de kur kıskacında. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB), açıkladığı kasım ayı kurulan ve kapanan şirketler istatistiği de bunu destekler nitelikte. Kasımda kapanan şirket sayında bir önceki aya göre yüzde 3,2, kooperatif sayısında yüzde 14, gerçek kişi ticari işletme sayısında da yüzde 7 oranında artış yaşandı. Sadece bir ay içinde lokanta ve seyyar yemek hizmeti veren 48 anonim, 441 limitet, 457 de gerçek kişiye ait işletme kapandı. Bilgi ve iletişim alanında da 100’den fazla şirket kepenk indirdi.

TL’nin kaybettiği değer karşısında etkilenen sektörlerin yelpazesi oldukça geniş. Sinemadan lokantaya, teknoloji mağazasından kırtasiyeye farkı sektörlere mercek tuttarak yaşandıkları krizin boyutlarına değindik.


VERESİYE KÂĞIT DÖNEMİ

İstanbul Kırtasiyeciler Odası Başkanı Yavuz Tekçe, “Kâğıda bağlı sektörlerin hepsi durdu. Kitaplar da dolara göre ayarlanmaya çalışıyor. Bu da eğitime büyük bir darbe oldu. Yılbaşına kadar insanlar sabrediyor sonra kepenkler kapanmaya başlar. Satışlar yüzde 70 düştü” dedi.

Yükselen kâğıt fiyatlarının eğitime darbe olduğunu aktaran Tekçe, okullarda elişi dersinin kalktığını söyledi. Yurttaşın veresiye kâğıt aldığı bir dönem yaşıyoruz diyen Tekçe, “Çok zaruri bir ihtiyaç değilse veli satın almıyor. Kokulu silgiler güzel kalemler devri kapandı” şeklinde konuştu.

BEYAZPERDE KARARDI

Bir Film ve Başka Sinema'nın kurucularından yapımcı Ersan Çongar da yurtdışından getirilen filmlerin artan maliyetlerine dikkat çekti. Film sektörünü karanlık günlerin beklediği belirten Çongar şu ifadeleri kullandı: “Döviz kurlarındaki artış, ithalat yapan tüm sektörlerde olduğu gibi, yabancı film ithalatçılarını da çok kötü etkiliyor. Türkiye’de vizyona giren filmler için, yurtdışındaki lisansörlerle dolar ve avro cinsinden anlaşma yapılıyor ve bu sebeple filmlerin telif maliyetleri son birkaç ayda çok yükseldi. Filmlerin Türkiye’de gelirleri ise TL cinsinden oluyor. Şu anki tabloya göre, yabancı film ithalatının geleceğinin de karanlık olduğunu söylemek mümkün. Dövizdeki kontrolsüz artışın sürmesi, önümüzdeki yıldan itibaren sinemalarda gösterime giren (özellikle bağımsız) yabancı film sayısının düşmesine ve bazı filmlerin Türkiye’de vizyona girememesi gibi sonuçlara yol açabilir” diye konuştu.

MALİYET KARŞILANMIYOR

Pandemide sinema salonlarının 16 ay kapalı kaldığını hatırlatan Kadıköy Sineması’nın sahibi Funda Kocadağ, şimdi de zamlar karşısında zor günler geçirdiklerini belirtti. Kocadağ, “Dövizle beraber elektrik, temizlik malzemesi, dezenfektan, tuvalet kâğıtları hepsi uçtu. Bunların hepsini bizim bilete yansıtmamız mümkün değil. Gittikçe azalan gelirden bahsediyoruz. Zor günler geçiriyoruz. Gerçekten maliyetlerimizi karşılayacak bir bilet fiyatı belirlerse insanların gelmemesinden de çekiniyoruz. O nedenle hala en ucuz eğlence sinemaya gitmek diye düşünüyorum” dedi.

PANDEMİYİ ARAR OLDUK

İzmir Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı Aykut Yenice ise “Pandemiyi arar olduk” dedi ve ekledi: “Pandemide en ağır darbeyi alan sektördük. Ama inanın şu an salgın dönemindekinden daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Akşam aldığımız ürünü başka fiyatla karşılaşıyoruz. Bunu da etiketlerimize yansıtamıyoruz. Senede iki tane fiyat yenileme hakkımız var. Toptancı tedarikçi istediği zammı yansıtıyor biz yansıtamıyoruz. Zaten insan da yok. Esnafın acil durum çağrısı verdiğini duyuyoruz.”

BUGÜN YARINDAN UCUZ

Kadıköy’de bulunan Arge Bilişim’in sahibi Durmuş Tavukçu ise teknolojide yaşanan krize vurgu yaptı. Tavukçu, “İnsanların 0 almaya durumu yok. İkinci eli almayı talep ediyorlar. Ama ikinci elde de ürünler dolar bazında. Şu an tedarik sıkıntısı yaşıyoruz. Ürün bulamıyor bulsak da satamıyoruz.

Fiyatlar sabit değil. Kıskaca girdik. Yüzde 30-40 oranında artış oldu. Yedek parçalarda da durum aynı. Bir hafta öce fiyat aldığı ürünü almaya gelen müşteri başka bir fiyatla karşılaşıp kapıdan dönüyor. Biz de sattığımız ürünün yerine yenisini koyamıyoruz” ifadelerini kullandı.