Düğünü sonrası, Saray’a giden ve Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektiren Ankara Cumhuriyet Başsavcısı dün operasyon başlattı. 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. HDP, MYK üyeleri ve eski vekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

HDP VE MUHALİFLERE

Ankara Başsavcılığı, operasyon gerekçesini, 5-8 Ekim 2014’teki Kobane eylemlerine ilişkin yürüttüğü soruşturma olarak gösterdi. Oysa 6 yıldır tek ifade bile alınmamıştı. Öte yandan yine dün “İsimsizler Hareketi” kapsamında İstanbul merkezli Balıkesir, Aydın, Denizli, Diyarbakır ve Tekirdağ’da yapılan operasyonlarda 24 kişi gözaltına alındı.

SAVCILAR, CÜBBELİ AHMET’İ YANLIŞ ANLAMIŞ OLMASIN?

Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, iç savaş ifadelerini yinelemiş, Türkiye’de 2 bin civarı Selefi derneğin silahlandığını iddia etmişti. Savcıları göreve çağıran Cübbeli Ahmet emniyette ifade verdi. Dün yapılan operasyonlar sonrası, ironi ile soralım: Acaba savcılar yanlış mı anladı?

Belki de tehlikeyi selefizmde görmüyorlardır! Uluslararası Kriz Grubu’nun (ICG) temmuzda yayımladığı, ‘IŞİD’e Katılıp Dönen Türkiye Vatandaşları’ raporunda, Türkiye, IŞİD’i, ‘terörist’ olarak sınıfladığı diğer örgütlere oranla daha az tehlikeli olarak görüyor” deniyordu.

‘O DERNEKLER’ HÂLÂ DURUYOR

Cübbeli Ahmet’in iddialarına dönelim. Bu iddiaların ardından gözler bir kez daha IŞİD’in ve radikalizmin Türkiye’deki faaliyetlerine çevrildi. 2 bin civarı selefi örgüt bir yana bugün, IŞİD’in de hâlâ kendisine bağlı dernekler ile rahatça örgütlendiği ortaya çıktı. 7 Haziran- 1 Kasım sürecinde arka arkaya IŞİD canlı bomba saldırıları oldu.
Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da gerçekleşen saldırılarda 141 yurttaşımız yaşamını yitirirken yüzlercesi de yaralandı. Canlı bomba eylemlerinin önemli bir özelliği vardı. Katliamlar Antep’te örgütlenmiş, bombacılar, Adıyaman’dan gönderilmişti. IŞİD’in Türkiye’deki son kitlesel katliamı olan Kürt düğünü saldırısını da Antep Hücresi örgütledi.
IŞİD, Türkiye’de Antep merkez olmak üzere Genç Muvahhidler, Genç Ensar, Müslüman Gençler, Vahdet Derneği, Muhafazakâr Gençlik Derneği, Medeniyetler Derneği ve Ahsender isimli derneklerde örgütlendi. Bu dernekler sadece Antep ilinde de bulunmuyordu.

Ankara Katliamı sanıklarından Nihat Korkmaz Elazığ’da Islah-Der üyesiydi. Ebu Hayat Vakfı’na gidip geldiğini söylüyordu. Katliam dosyasının bir diğer önemli sadığı Mehmettin Baraç, Muhafazakâr Gençelik Derneği’nin başkanlığını yapmıştı. Genç Ensar Vakfı, 10 Ekim Gar saldırısı günü feshedilmişti!

Derneklerin en bilineni ise Genç Muvahhidler’di. Antep Hücresi sorumlusu ve 10 Ekim Katliamı planlayıcısı Yunus Durmaz kurmuştu. Durmaz’ın Ankara saldırısı sonrası başlayan operasyonlardan birinde, polisle girdiği çatışmada üzerindeki bomba yeleği ile intihar eylemi yaptığı iddia edildi.

Dernekler isimlerini değiştirip yollarına devam etti. Fakat bazıları buna gerek bile göremedi! ‘Gündem Çocuk Derneği’ gibi şiddet ya da ‘terör’ ile uzaktan yakından ilgisi olmayan çok sayıda kuruluş OHAL’de kapatılırken, Genç Muvahhidler Derneği’nin 15 Temmuz sonrası da faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşıldı.

Akabinde kapatıldığı iddia edildi. Ancak ‘Genç Muvahhidler’ 2016’da kömür, 2017’de ise erzak dağıttı, 2018’de kamuya açık alanda iftar verdi. Bugün de Antep’te faaliyetlerini sürdürüyor. Bir dergisi var. ‘Okuyucuları’ ile buluşturmaya devam ediyor.

Polat Ailesi Antep’in bilinen IŞİD’e müzahir ailelerinden. Genç Muvahhidler Derneği’nin Başkanı, ‘Aytaç Polat’ olarak görünüyor. Polat, 2000’li yıllardan itibaren el-Kaide içinde. Sayısız kez gözaltına alındı, 3 kez tutuklandı. Afganistan, Pakistan, Suriye’yi tavaf etti. ‘Türk Taliban’ olarak biliniyor.

Çok sayıda dosyada ismi var. Birini aktaralım. 2016’da, Antep Savcılığı’nın, Antep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dosyada adı, Ankara Katliamı sanıkları ile geçiyor. Eski el-Kaide üyesi olarak tanımlanıyor. Dosya konusu sanıkların, Antep’te ormanlık alanda kamuflajlı eğitim yapmaları.

Yine Yunus Durmaz’ın kurduğu Ahsen Der de Genç Muvahhidler Derneği’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. IŞİD’in amblemini kullanıyor. İnternetten yayın yapıyor. Son sayıdaki başlıklardan biri: Savaş Farz kılındı! Siyah bir zemindeki kalaşnikof fotoğrafının üstünde yazıyor.

Selefiler cirit atıyor. Cübbeli Ahmet’in ifadelerindeki eksiği tamamlayalım: Onları kimse görmüyor. Körlüğün nedenini bir kez daha başa dönerek anlamak mümkün. Başka işler var. Bu nedenle ‘böylesine önemsiz’ konulara vakit kalmıyor.