Selim Baba’nın bir çiftliği var
Fotoğrafçı Selim Solmaz, çocukluktan itibaren kurmak istediği çiftliği kurdu. Horozdan atına 20 farklı türde 350 hayvanın barındığı çiftliğin kapıları açık. Çocuklar hayvan sesleri arasında doğal yaşamı tanıyor.
YAREN ÇOLAK
Koronavirüs salgınıyla, doğada kalabalıktan uzak yaşam sürmek isteyenlerin sayısı arttı. Bu sayı her ne kadar artsa da hem kent yoğunluğu hem de betonarme yapılaşma doğal yaşama ulaşımda birer engel. Doğadan uzak şehir yaşamı nedeniyle adeta bitki ve hayvanları tanımadan büyüyen çocuklar, pandemiyle tamamen eve kapandı. Doğayla iç içe olmanın önemini bir kez daha anladığımız salgın döneminde Edirne kent merkezinden yalnızca 2,5 kilometre uzaklıktaki Bosnaköy yolunda, ‘Doğal Yaşam Çiftliği’ne konuk olduk.
HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Edirne Doğal Yaşam Çiftliği, doğanın tüm seslerinin senkronize olduğu bir yer. Horozundan atına 20’den fazla tür ve 350 hayvanın olduğu bu çiftlik, kent merkezinden de pek uzak değil. Egzoz gazından, korna sesinden uzaklaşıp bol oksijen ve doğanın cümbüşüyle buluştuğumuz çiftlikte, yalnızca hayvan dostlarımız değil çeşitli bitkiler de yer alıyor.
Önce kendi hayalini gerçekleştirmek niyetiyle kurduğu bu çiftlikle başkalarının da hayallerini süsleyen Selim Solmaz ile sohbete başlıyoruz. 2018’de kurduğu çiftliğini ve doğa sevgisini konuşuyoruz.
Çocukların bu çiftliğe gelerek hayvan sevgisini öğrendiğinin altını çizen Solmaz, yaşadıklarını şu ifadelerle anlatıyor: “Bazen okullardan çocuklar geliyor. 30 kişilik bir grup. Soruyorum; köpekten korkan var mı? 10 kişi el kaldırıyor. Kediden korkan var mı? En az 10 kişi el kaldırıyor. Hiç at sevdiniz mi diye soruyorum? Hiç biri sevmemiş. Ardından gezmeye başlıyoruz. Çiftlikte bir gün geçiren çocuklarla tekrar oturup sohbet ediyoruz. Aynı soruları tekrar soruyorum ve biri falan değil tümü korkularını yenmiş oluyor. Şimdi diyorum evinize gittiğinizde kaç kişi kapısının önüne hayvan dostları için bir kap su bir kap yemek koyacak? Hepsi el kaldırıyor. Bence eğitimin kendisi bu.”
Çiftliğin kapılarının herkese açık olduğunu belirten Solmaz, “Doğada yaşamak benim çocukluk hayalimdi. Ben gerçekleştirdim ve şimdi de çocuklarınki gerçek olsun diye çaba harcıyorum. Burada bizimle yaşamaya ihtiyacı olan hasta, terk edilmiş hayvanları alarak bakıyorum. Burası öyle bir yer oldu ki, tadını tek başına çıkarmak bana ayıp geldi” diye konuşuyor.
Çocukların bu çiftlikte yalnızca hayvanlarla değil bitkilerle de tanıştığını kaydeden Solmaz sözlerini şöyle sürdürüyor: “Erik, ayva, nar, dut, üzüm pek çok meyve var. Hem ne nerede yetişir görüyor hem de dalından meyve yiyor.”
İNSAN YOKSA BARIŞ VAR
Doğada kedi köpek kavgası olmadığını belirten Solmaz, “Ortaya bir ot koysam hepsi ortadan karnı doyacak kadar yer. Burada 20 farklı tür hayvan hep beraber birbirlerine zarar vermeden yaşıyorlar. Bu da doğanın uyumu insan eli değmediği zaman doğada barış hâkim. Ayrıca hiçbiri gelen çocuklara veya misafirlere zarar vermiyor” diyor.