Açlık sınırının altında olan yeni asgari ücrete yönelik tepkiler devam ediyor. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, asgari ücretin memleket meselesine dönüştüğünü söyledi. Aksoy ise toplumun faturayı keseceğini ifade etti.

Sembolik artış
Fotoğraf: AA

HABER MERKEZİ

Asgari ücret, 2015 yılından bu yana ilk kez yılın ikinci yarısı için belirlendi. Yüksek enflasyon nedeniyle mecburi hâle gelen asgari ücret zammı, adeta zorla bir araya gelen Asgari Ücret Komisyonu’nun gerçekleştirdiği iki toplantı ile belirlendi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 5 bin 500 liralık yeni asgari ücret ise tüm emekçileri hayal kırıklığına uğrattı. Eski asgari ücretin alım gücü kayıplarını bile karışlamayan rakama ise tepkiler devam ediyor.

BirGün TV’de açıklamalarda bulunan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, aralık ayında 4 bin 253 lira olarak belirlenen asgari ücret için yıl boyunca “Önemli olan bu rakamda bir işçinin ailesiyle birlikte yılsonuna kadar geçinmesine yeterli olmayacağıydı, yüksek enflasyonlu dönemde asgari ücret mutlaka güncellenmelidir” dediklerini hatırlattı.


“Enflasyon karşısında asgari ücretin ve bütün ücretlerin yaşadığı gerilemeyi telafi etmeyen, büyümeden milli gelir artışından payını almayan” bir ücret açıklandığını belirten Çerkezoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Açlık sınırı, yoksulluk sınırı değerlendirildiğinde bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırı 6 bin liranın üzerine çıktı. 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması ve açlık sınırının altında bir rakam 5 bin 500 lira yine bu ülkede milyonlarca insana reva görüldü. Tabi biz asgari ücreti konuşurken aslında ortalama ücreti konuşuyoruz, Türkiye’de asgari ücret ortalama ücret haline geldi çalışanların yüzde 57’si asgari ücret ve onun çok az üzerinde bir ücretle hayatını sürdürmek zorunda kalıyor.”

“Bir evde 2 kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmeli” ifadelerini kullanan Çerkezoğlu, “Bizim insanca yaşayabilecek bir asgari ücret ve bütün ücretler emekli aylıkları dâhil olmak üzere yükseltilmesi için mücadelemiz devam edecek” dedi.

Ülkede bir bölüşüm şokunun yaşandığını söyleyen Çerkezoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Çalışıyoruz, üretiyoruz ama son derece adaletsiz bir bölüşüm var. Vergi politikasından, ücret politikasına kadar öyle bir düzen kuruldu ki, her dönen çark, her atılan adım zengini daha zengin, yoksulu daha da yoksul yapıyor. Sürekli yoksuldan alıp zengine veren bir sistem şu an da işliyor, iktidar tarafından böylesine bir politika hayata geçiriliyor. Aslında bu bilinçli yapılan, beceriksizlik veya tesadüfen ortaya çıkan bir tablo değil, çok bilinçli bir politika. 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarlarının temel politikası bu, ücretleri baskılamak, Türk lirasını değersizleştirmek üzerine kurulmuş bir büyüme politikası izliyoruz ve bunun sonuçlarını yaşıyoruz.”

“Herkesi önümüzdeki dönemde bugünden itibaren emeğimize, ekmeğimize sahip çıkmak için omuz omuza mücadeleye çağıyoruz. Bu süreç beklenecek izlenecek bir süreç değildir” diyen Çerkezoğlu, örgütlü bir toplum ve sendikalı bir işçi olmadan adaletsizliği ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını söyledi.

sembolik-artis-1036435-1.

***

Toplum büyük fatura kesecek

BirGünTV’nin yayınına katılan Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy ekim ayında yeniden asgari ücret zammının gündeme gelmesinin sürpriz olmayacağını belirtti.

Asgari ücret zammının seçim tarihine etkileri üzerine öngörülerini paylaşan Aksoy, şu ifadeleri kullandı: “Yılbaşında yüzde 50 artırdığında 45 günlük bir süre yaratabiliyor, dolayısıyla iktidarın haziran ayında yapmış olduğu bir asgari ücret artışını kimisi, sonbaharda bir seçim hazırlığı olarak görüyor açıkçası ben bunu oraya çok bağlayamıyorum. İktidar adına sağlıkla olanın sonbaharda seçim olmasına inanmakla birlikte iktidarın bu seçimi zamanında yapma ihtimalini ciddiye almak gerektiğini düşünüyorum.”

İktidarın çok çok temel yanılgılar içerisinde olduğunu vurgulayan Aksoy, “İlgili bakan sıklıkla aralık ayında özelikle baz etkisiyle enflasyonun düşeceğini idea ediyor. Fakat bu normal ekonomik krizlerde olan bir şey, ‘bir önceki yıl fiyatlar o kadar yüksek ki daha ne kadar yükselebilir’ durumu oluşuyor. Üst üstte yaptıkları hatalar bu yönetim anlayışı, sürekli vergi toplayıp en ufak bir şekilde yük almayan tutumları baz etkisini de ortadan kaldıracak. Muhtemeldir ki önümüzde ki yıl seçime gitmeyi daha fazla önlerine alacaklar ama kış ayları yaşam maliyetini çok arttıran bir dönem” ifadelerini kullandı.

Toplumun büyük bir sancıyla bedel ödeyeceğini söyleyen Aksoy, “Eminim ki gelecek ilk seçimle o bedelin siyasal faturasını iktidara hiç beklemediği kadar büyük kesecek” dedi.