Eski CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, Ankara Barosu Başkanlığı için Demokratik Sol Avukatlar Grubu'ndan aday adaylığını duyurdu.

Şenal Sarıhan Ankara Baro Başkanlığına aday adayı: Adalet bütün kapıları açan anahtardır

BirGün Ankara

Eski CHP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Şenal Sarıhan, Ankara Barosu Başkanlığı için aday adaylığını açıkladı. Sarıhan, “Bir ülkede adalet yoksa iktidarların baskısından kurtulmak mümkün değildir. Adalet, bütün kapıları açan anahtardır. Şimdi biz avukatlar olarak bu anahtarın sahipleriyiz” dedi.

Ankara Barosu Başkanlığı için Demokratik Sol Avukatlar Grubu'ndan aday adaylığını açıklayan eski CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, iktidarın toplumu ve adaleti baskı altına aldığını, bu durumdan çıkışın tek yolunun güçlü baro yönetimleri ve hak savunuculuğu olduğunu söyledi. Ezilmiş kesimler için başkanlığa aday olduğunu söyleyen Sarıhan, “İnsan hakları mücadelesinde taraf yoktur. Kim bir ihlalle karşılaşmışsa onun uğradığı haksızlığa biz karşı gelmek durumundayız. O haksızlığın eylemcilerinin cezalandırılması için elimizden geleni yapmak durumundayız” dedi.

AVUKATLARIN ÖNEMLİ SORUNLARI BULUNUYOR

Baro yönetimlerinin demokratik usullere göre belirlenmesinin hukukun üstünlüğü için şart olduğunu anlatan Sarıhan, aday adaylığı kararı hakkında şunları söyledi:

“Ankara Barosu, başkent barosudur ve yıllarca benim de tanıklığımda hukuk alanında, kendisine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalıştı. Bu sebeple ben verilen bütün emeklerin değerli olduğu düşüncesindeyim. Hangi tür haksızlık olursa olsun hiç kimseye, hiçbir şekilde ayrım yapmaksızın onun yanında durma ve onun hakkını savunma çok onurlu bir görevdir. Avukatların da önemli sorunları bulunuyor. Bu sorunlardan en önemlisi, genç avukat arkadaşlarımızın işsizliği sorunudur. Bu da sistemin, hukuk fakültelerini açarken bu fakültelerin açılışı konusunda onların iş alanlarını da garantiye alacak bir uygulamayı beraberinde getirmemiş olmasıdır. Avukatın bağımsız olması gerekir. Avukatın, avukatla eşit olması gerekir. Avukatın, yargıçla ve savcıyla eşit olması gerekir. Şimdi öyle bir sistem oluştu ki ne yazık ki çok sayıda avukat arkadaşımız, bir başka avukat arkadaşın bürolarında 'işçi avukat' statüsünde çalışmaktadır. Üstelik de emeklerinin karşılığını tam olarak almadan çalışmaktadır. Bunun dışında özellikle CMK ücretlerinin hiçbir kesintiye uğramaması gerekiyor. Örneğin beraat kararları karşısında CMK'dan avukatlık yapan arkadaşlara ödeme yapılmıyor. Bu bir emeğin karşılığı olan haktır. Bu hakkın tanınması gerektiğini düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın barınma gereksinimleri varsa bunlarla ilgili sosyal tesislerin hızla yapılması, sadece restoran, yemek yenen yerlerin inşası değil, bu anlamda sağlık güvencelerinin de sağlanması anlamında ciddi çalışmalar yapılması konusunda kararlarımız var.”