Türkiye’de kayıtlı işçilerin sadece yüzde 9.7’si sendikalı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 25 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanan işçi sendikaları istatistiklerine göre kayıtlı 12 milyon 287 bin işçinin 1 milyon 189 bini sendika üyesi

Türkiye’de kayıtlı işçilerin sadece yüzde 9.7’si sendikalı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 25 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanan işçi sendikaları istatistiklerine göre kayıtlı 12 milyon 287 bin işçinin 1 milyon 189 bini sendika üyesi. Ancak işin tuhaf tarafı 1 milyon 189 bin işçinin sadece 746 bini toplusözleşmeden yararlanıyor.

Temmuz 2013’te sendikalı işçi sayısı 1 milyon 32 bin ve sendikalaşma oranı yüzde 8.9 idi. Ocak 2014’te ise sendikalı işçi sayısı 1 milyon 96 bin ve sendikalaşma oranı yüzde 9.45 idi. Sendikalı işçi sayısında bir yıl içinde 157 bin kişilik bir artış yaşandı. Ne oluyor? Bu sayıları nasıl yorumlamak lazım? Türkiye’de sendikalaşma yükseliş eğilimine mi girdi?

Sendikalaşmada bir kıpırdanma olmakla birlikte, bir yükseliş eğiliminden söz etmek için çok erken. Sendikalı işçi sayısında yaşanan bu artışının temel nedeni e-devlet kapısından sendika üyeliği sistemi. Kasım 2013’te yürürlüğe giren bu sistem ile noter şartı kaldırıldı ve sendika üyeliği daha basit ve bedava hale geldi. Bu sistemin (kimi sakıncalarına rağmen) sendikalaşmaya olumlu etkisi olduğu görülüyor.
Ancak iyimserliğe kapılmaya ve hayal görmeye gerek yok. Yaşanan artış cüzi bir artıştır ve ne kadarının toplusözleşmeli gerçek bir sendikal örgütlülüğe dönüşeceği şüphelidir. Asıl ölçüt sendika üyelerinin, üyelik sonrasında bir toplu iş sözleşmesine kavuşup kavuşamadıklarıdır. Yoksa sendika üyeliği kağıt üzerinde, sanal ortamda bir üyelik olarak kalabilir.

Türkiye’de bu açıdan tuhaf bir durum yaşanıyor. Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı sendikalı işçi sayısının çok altında seyrediyor. Örneğin 2012-2014 döneminde yıllık ortalama toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı 746 bindir. Bu durumda 443 bin işçi sendika üyesi olduğu halde toplu iş sözleşmesi kapsamı dışındadır. Bir diğer ifadeyle sendika üyesi işçilerin yüzde 37’si fiili bir sendika korumasına sahip değildir. O nedenle sendikalaşma verilerine bakarken resmi ve kağıt üzerindeki sayı olan 1 milyon 189 bine değil, gerçek sendikalaşma verilerine (toplusözleşme kapsamındaki işçi sayısı olan 746 bine) bakmak gerekir).

Bu tuhaf bir tablodur; çünkü Avrupa ülkelerinde genellikle bunun tersi yaşanır. Toplusözleşme kapsamındaki işçi sayısı genellikle sendikalı işçi sayısının üstündedir. Teşmil adı verilen mekanizma ile toplu iş sözleşmelerinden sendika üyesi olmayan işçiler de yararlanır. Türkiye’de ise acayip bir durum yaşanıyor. Sendika üyelerinin yüzde 40’a yakını toplusözleşme kapsamı dışındadır. Bir tür sanal, hayali üyelik yaşanıyor.

Bunun en önemli nedeni baraj ve yetki sistemidir. İşkolu ve işyeri barajlarını aşamayan sendikalar toplusözleşme yapamıyor ve bu sendikalara üye işçiler toplu sözleşme hakkından yararlanamıyor. Bir diğer engel ise yetki sistemidir. Sendikalar barajları aşsalar bile, toplu iş sözleşmesi yetkisi alamıyorlar. Yetkilerine işveren ve rakip sendika itiraz edince, yıllar süren bir yetki davası süreci başlıyor ve işçiler bu süre içinde sendikasız hale getiriliyor.

O nedenle sendika üye sayısındaki balona aldanmamak lazım, ne zaman toplusözleşme kapsamı ile sendika üyeliği birbirine yaklaşır o zaman artışın gerçek bir artış olduğu söylenebilir. Şimdiki halde toplusözleşme kapsamı yerinde sayarken, sendika üyeliğinde yaşanan balon bir artıştır. Kalıcı olup olmadığı henüz belli değildir. Mevcut baraj ve yetki sistemi ile kalıcı olması zordur.
Sendikalaşma meselesi üyelik sisteminde yapılacak teknik düzenlemelerle çözülemeyecek kadar çetrefil ve köklü bir meseledir. Başta yetki sisteminin değiştirilmesi olmak üzere, sendikal güvenceleri artıran ve işverenlerin keyfiliğini önleyecek koruyucu düzenlemeler yapılmadan sendikalaşmanın artacağını düşünmek hayaldir.

Bu demek değildir ki, e-devlet sisteminin sağladığı kolaylıkları bir kenara bırakmak lazım. Sendikalar e-devlet sisteminin sağladıkları kolaylıklardan da yararlanarak üye sayılarını artırmalıdır ama e-devletten mucize beklemeden.