2020-2021 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri 1 Ağustos’ta başlayacak. 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin gözü kulağı iki hafta sonra kurulacak masada. TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, Ankara Tabip Odası, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, toplu sözleşme görüşmeleri ile ilgili eylem yaparak, sefalet […]

Sendikalar ve meslek odaları: “Kamu emekçileri, yoksulluk sınırı üzerinde maaş almalı”

2020-2021 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri 1 Ağustos’ta başlayacak. 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin gözü kulağı iki hafta sonra kurulacak masada.

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, Ankara Tabip Odası, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, toplu sözleşme görüşmeleri ile ilgili eylem yaparak, sefalet zammını kabul etmeyeceklerini belirtti.

Ulus Meydanı’nda bir araya gelen sendika ve meslek örgütlerinin temsilcileri adına açıklama yapan KESK Ankara Şubeler Platformu sözcüsü Nusret Sulkalar, “TÜİK resmi enflasyonu düşük gösterilmeye çalışılsa da yaşanan gerçek enflasyonun en az yüzde 40 olduğunu biliyoruz. Buna karşın maaşlarımızda yüzde 5’lik ‘toplu sözleşme’ zammını, yüzde 1,01’lik enflasyon farkını, iki günlük bebek bezi almaya yetmeyen çocuk yardımının üç beş kuruş artırılmasını ‘memura üç zam birden’ diye sunanları kınıyoruz” dedi.

YOKSULLUK SINIRINI AŞAN MAAŞ TALEBİ

Grevli toplu sözleşme istediklerini belirten Sulkalar, taleplerini şöyle sıraladı:

“Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6 bin 750’TL’yi aştı. En düşük ücrette bu yoksulluk sınırının temel alınmalı, eşi çalışmayan iki çocuklu en düşük maaşı alan kamu emekçisinin maaşının buna göre artırılmalıdır. Eş ve çocuk, kira, yakacak, yemek ve ulaşım yardımları yapılmalıdır. Kamu emekçilerinin cebine giren para yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.

Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmelidir. Tüm kamu emekçileri güvenceli-kadrolu istihdam edilmelidir. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, maaşların asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilimi olan yüzde 15 oran uygulanmalıdır. Maaşlarımızdan isteğimiz dışında yüzde 3 kesinti yapmaya dayalı zorunlu BES sistemine son verilmelidir.”