Google Play Store
App Store

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın 6-7 Eylül 1955'te yaşanan pogromun 67'nci yılında hazırladığı kanun teklifinde 'kaba ve yaralayıcı' ifadeler yer aldığı gerekçesiyle iade etti. Paylan, Şentop'a "Yaralanan benim" diyerek tepki gösterdi.

Şentop, Paylan'ın '6-7 Eylül Pogromu' kanun teklifini 'kaba' bularak iade etti

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, resmi verilere göre İstanbul ve İzmir'de Rum, Ermeni ve Yahudilere ait 5 binden fazla mekanın tahrip edildiği, yakıldığı ve yağmalandığını hatırlatarak 6-7 Eylül 1955’te yaşanan pogromun 67’nci yılında kanun teklifi hazırladı.

Bu tarihin '6-7 Eylül 1955 Pogromu Hafıza Günü' ilan edilmesini talep eden Paylan, hazırladığı kanun teklifini TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a sundu.

Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre HDP'li Paylan’ın kanun teklifi, Şentop tarafından 'kaba ve yaralayıcı' ifadeler olduğu gerekçesiyle iade edildi. TBMM İçtüzüğü’nün 67’nci maddesinde, 'Başkanlığa gelen yazı ve önergelerde kaba ve yaralayıcı sözler varsa, Başkan, gereken düzeltmelerin yapılması için, o yazı veya önergeyi sahibine geri verir' hükmünün yer aldığını hatırlatan Şentop, “Bu çerçevede Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulan evraklarda toplumun bir kesimi veya tamamı yahut belirli kişi veya kişiler yönünden yaralayıcı olabilecek ifadelerin bulunması durumunda önergenin, söz konusu ifadelerin düzeltilmesi için TBMM Başkanı tarafından sahibine iadesi gerekmektedir" dedi.

PAYLAN’DAN ŞENTOP’A DİLEKÇE: YARALANAN BENİM!

HDP’li Paylan kanun teklifinin 'kaba ve yaralayıcı' olarak nitelenmesinin ardından Meclis Başkanlığı’na dilekçe verdi. Yaralanmış olanların, pogromu yaşayan Hıristiyan ve Yahudi azınlık toplumu olduğunu ifade eden Paylan dilekçesinde, "Ben Türkiyeli Hıristiyan Ermeni bir yurttaş ve TBMM üyesi bir milletvekili olarak, geçmişte bu acıları yaşayan ve yaralanan azınlık toplumunun bir ferdiyim. Geçmişle yüzleşmenin sağlanmasını talep ederken ‘hangi sözlerimle’, ‘toplumun hangi kesimini’ ve ‘hangi belirli kişi ve kişileri’ yaralamış’ olabilirim? Yaralanan benim!" ifadelerini kullandı.

Paylan dilekçesinde kanun teklifindeki hangi ifadelerin 'kaba ve yaralayıcı' olduğunun, toplumun 'hangi kesimi veya kimleri' yaraladığının, hangi ifadeleri 'düzeltmesi' gerektiğinin tarafına bildirilmesini talep etti.

‘YÜZLEŞİLMEYEN HER SUÇ TEKRARLAR’

6-7 Eylül 1955’de Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en karanlık günlerin yaşandığını, pek çok bilgiyle ve belgeyle bunun devletin derinliklerinde organize edildiğinin ortaya çıktığını ifade eden HDP’li Paylan, Meclis Başkanı Şentop tarafından 'gerekçesi' açıklanmadan kanun teklifinin iade edilmesine tepki gösterdi.

Kanun teklifini, "Gelin yüzleşelim, araştıralım" diyerek, "bu tarz olaylar bir daha olmasın" düşüncesiyle verdiğini belirten Paylan, "Çünkü yüzleşilmeyen her suç tekrarlar. Ama Meclis Başkanı bu önergeleri reddediyor ve yüzleşilmesinin önüne geçiyor" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halkın bir kesimine, yalnızca Ermeni yalnızca Musevi veya Rum olmaları gerekçesiyle evlerini, iş yerlerini basarsanız bu bir pogromdur. Onlara karşı suçlar işlenmiştir. Meclis Başkanı kanun teklifini reddederken gerekçe bile sunmuyor, bu meseleye bakmayı reddediyor. Ben bu meselenin adaletini TBMM’de arıyorum. ‘Bu meselenin adaletini arayamazsınız’ diyorlar. Buradan göçen Ermeniler, Rumlar yurt dışındaki parlamentolarda aradığında ‘başka parlamentoda adalet arıyorsunuz’ diyorlar. Ben bu ülkede adalet arıyorum, bunu neden reddediyorsunuz? Bunun da sebebi siyasi atmosferle ilgili. Bugün, 6-7 Eylül 1955 öncesinde olan memlekette yaşıyorlar. Bir Ermeni’yi, bir Kürdü, bir Rum’u öteki olarak gösteren milliyetçi politik iklimden kaynaklanıyor bu. Ama Meclis buna yenilmemeli, Türkiye’nin Meclis’i bu meseleleri konuşmalı, yüzleşmeli"