Sera Kadıgil, İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının 6 yaşındayken 'evlendirilip' istismara maruz bırakılmasıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

Sera Kadıgil: Tarikat ve cemaatlerin devlete sızdırılması iktidarın genel politikası ve hatta varlık sebebidir
Fotoğraf: ANKA

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, BirGün'ün ortaya çıkardığı tarikatta çocuk istismarı skandlına ilişkin, "Tarikat ve cemaatlerin devlete sızdırılması, beslenmesi, büyütülmesi; iktidarın genel politikası ve hatta varlık sebebidir. O yüzden hiçbir bakan ağzını açıp bir şey diyemez" dedi.

TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Kadıgil, şunları söyledi:

"Yine acıdan ve öfkeden nefes alamaz hale geldiğimiz günlerden geçiyoruz. Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz cumartesi günü sevgili Timur Soykan'ın BirGün'deki haberi ile beynimizden vurulmuşa döndük. O günden bugüne başka hiçbir şey konuşma imkanı yokmuş gibi hissediyoruz. Hemen o gün, cumartesi günü, parti olarak tepki verdik. Ardından il örgütümüz gitti Hiranur Vakfı denilen o tarikat paravanının önünde gerekli eylemleri yaptık. Biz, salı günü itibarıyla ilgili tüm bakanlara önergemizi verdik.

Ama cumartesi günü çıkan bu mide bulandırıcı habere rağmen başta iktidar temsilcileri olmak üzere siyasetin kahir ekseriyetinin ölüm sessizliği ne mutlu ki kamuoyunun yoğun baskısı sonucunda geçtiğimiz gün içerisinde sona erdi. Ardı ardına nihayet kınamalar siyasetten de geldi. Dünden beri ise bu tarikatlar ve cemaatler kafalarını gömdükleri yerden kaldırdılar ve tüm yüzsüzlükleriyle açık açık söylüyorum tüm yüzsüzlükleriyle çocuk istismarcılarına değil. Bu istismarı ortaya döken sevgili Timur Soykan'a ve bu haberin peşini bırakmama iradesi gösteren kamuoyuna yüzsüzce saldırmaya başladılar.

İsmailağa isimli tarikata bağlı paravan Hiranur Vakfı'nda babası Yusuf Ziya Gümüşel tarafından zorla evlendirilen ve 20 yıllık sistematik bir tecavüzden sonra ancak kendini kurtarabilen bir kadın yalan söylüyormuş. En rezil tarafı ne biliyor musunuz bu konunun? Düğün fotoğrafları paylaşıyorlar ve diyorlar ki 'Yalan söylüyorsunuz. Bu kız çocuğu 6 yaşında değil, 14 yaşında' Yaptıkları savunma bu. Bütün tarikatları, cemaatleri ve bunları destekleyen yobazların açıklamalarını okuyorum. Yaptıkları açıklama bu arkadaşlar. Kız çocuğu 6 yaşında değilmiş, 14 yaşındaymış. E sonra? Yani? Bu mu sizin savunmanız? Bunu mu anlatıyorsunuz? Sizin, bize bunca rezillik karşısında ağzınızı açıp söyleyeceğiniz şey bu mu? Sizin kendinizi savunma biçiminiz bu mu?

"BU ZİHNİYETE GÖRE ÇOCUĞUN YAŞI 6 DEĞİL 14 OLUNCA ARTIK ÇOCUK İSTİSMARCISI SAYILMAYIZ SANIYORLAR"

"Zafer Cafer Koçyiğit efendi! 'Ey iman edenler, size bir şey olursa haberin doğruluğunu araştırın. Bu ayet iman edenlere geliyor. Size iftira atmaya, karalamaya devam edebilirsiniz' diyor. Ne diyor yani? Çocuk 6 yaşında değilmiş. Bunlar tarikatları, cemaatleri karalamak için uydurulan yalanlardır diyor. Kim diyor bunu? Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nin müdürü diyor. 13-14 yaşındaki çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir okulun müdürü diyor bunu. Çok normal. Çünkü profil fotoğraflarına da baktım. Maşallah, Rabialı birçok fotoğrafı var. Zaten malumunuz Rabialı fotoğraf vermeyenleri okul müdürü yapmıyor saray rejimimiz. Hepimiz de bunun çok iyi farkındayız. Bir tek bu değil. Bir tek bir okul müdürü değil. Timur Soykan yargılanacakmış. Açık açık söylüyorum. Hadi oradan be! Bu ne edepsizlik? Bu ne yüzsüzlük? Bu ne arsızlık? Hepsinin ötesinde söylüyorum. Bu ne cesaret? Siz, bizim karşımıza geçip 13 yaşında bir kız çocuğunun nişanlanmasının, 14 yaşında anne baba eliyle paralar takarak evlendirmesinin normal bir şey olduğunu savunuyorsunuz. Bunun üzerinden de Timur Soykan'ın yargılanmasını istiyorsunuz. Gerçekten akıl almaz. Bu zihniyete göre çocuğun yaşı 6 değil 14 olunca artık çocuk istismarcısı sayılmayız sanıyorlar. Bu yönde hayaller kuruyorlar belli ki. O yüzden tekrar söylüyorum. Hadi oradan!

"BU ÜLKENİN YASALARINA KENDİLERİNİ HİÇ BAĞLI HİSSETMEYEN BİR GÜRUHLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

Buyurun, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamasına da bakalım. Çünkü bu artık biz bu cüreti, bu cesareti kimlerden aldıklarını da çok iyi biliyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı topa girmiş, bir açıklama yapmış. Yaptığı açıklamada diyor ki; rüşt yaşına gelmeden evlendirilmesi çocukların söz konusu olamazmış. Bu ülkede kurulu Diyanet İşleri Başkanlığı Vakfı, bu ülkenin medeni yasası bu ülkenin kanunu yokmuş gibi. Bir de aynı görüş. 14 yaşında çocukla evlenilebilir aslında diyen de bu görüş. Aynı görüş arkadaşlar. Bu ülkenin bir medeni yasası var. Bu ülkede 18 yaşından küçük herkes çocuktur. 18 yaşında küçük kimse evlendirilemez. Bu bir suçtur. Diyanet İşleri Başkanlığı bunu diyeceği yerde, topluma bu alanda yol göstereceği yerde bu tartışmalara burasından giriyor. Bir de utanmadan çıkıp tartışsaymış 6 yaş mı 14 yaş mı diye. Gerçekten tartışsaymış. Eksik kalmış böyle. Bu ülkenin yasalarına kendilerini hiç bağlı hissetmeyen bir güruhla karşı karşıyayız.

"NEYMİŞ DE O FOTOĞRAFLAR ÖDÜL TÖRENİNDE ÇEKİLMİŞ"

Neymiş Timur yargılanacakmış. Niye? Timur bunu uydurdu mu? Dayanağı ne? Gelin bir bakın elimde iddianame var. Bizim konuştuğumuz hiçbir şey bizim sözlerimiz değil. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, Anadolu Adliyesi tarafından düzenlenmiş bir iddianameden alıyoruz. Bir de aile çıkmış açıklama yapmış. Neymiş efendim, küçüğün kafası karışıkmış. Onun laflarına itibar ederken biz bu ülkenin dini bütün insanlarını karalamaya çalışıyormuşuz. Eğer siz 6 veya 13 yaşındaki çocuğun evleneceğini düşünüyorsanız sizden büyük din düşmanı yok. Bizim düşman olduğumuz şey dini bahane ederek 6 yaşında bilemedin 13 yaşında bu çocuklara hallenen sapıklardır. Bunu herkes kafasına çok iyi yazacak. Kimse yaptığı istismarı bunun üzerinden meşrulaştırmaya çalışmayacak. '20 yıldır sistematik olarak tecavüze uğruyorum' diyen kız çocuğuna inanmayacağız, biz size inanacağız. Biz bu iddianamenin içerisinde kendi ağzıyla, Kadir denen zat. Kaç yaşındaymış gelin birlikte bakalım. Diyorlar ya normal, bilmem ne. Kendisi 37 yaşındayken 13 yaşında bir çocukla makul sanan zat. Bunu ben söylemiyorum. Aha, burada iddianame var. Bunu iddianame söylüyor. Ben buna inanamayacakmışım. Gerici yobazlara inanacakmışım. Kadir, kendi ağzıyla bu iddianamedeki ses kayıtlarında diyor ki; 'Benim şimdi çocuğum olsa 6 yaşında evlendiririm ama cinsel ilişkiye müsaade etmem' Kendisi diyor. Hala neymiş de o fotoğraflar ödül töreninde çekilmiş. Onu da görüyoruz. Patır patır açtığınız sübyan mekteplerinin hiç utanmadan yayınladığınız Facebook sayfalarında görüyoruz. El kadar çocukların gelinlikler giydirildiğini görüyoruz.

"HİÇBİR BAKAN AĞZINI AÇIP BİR ŞEY DİYEMEZ"

Dün Kültür Bakanı buradaydı. Bu olayların hepsi nerede geçiyor? Hiranur Vakfı diye bir vakıf. Sancaktepe'de bir tepeye çökmüşler. Oraya bir medrese açmışlar açık bir şekilde. Burada faaliyet gösteriyorlar. Kime bağlı mesela bu vakıf? Vakıflar genel müdürlüğüne değil mi? Vakıflar Genel Müdürlüğü kime bağlı? Kültür Bakanlığı'na. Burada bütçe görüşüyoruz. Dün burada Kültür Bakanı vardı. Kültür Bakanı ile görüşmeler gerçekleştirildi. Dedik ki, 'Çık şuraya, gündem dışı söz al. Şu vakıfla ilgili iki cümle söz kur. Şu olayı bir kına' Yok, hazırlığı yokmuş. Ne demek hazırlığın yok? Cumartesi çıktı bu haber. Sizin dünyadan haberiniz mi yok? Mars'ta mı yaşıyorsunuz? Hazırlığı yok diye herhangi bi açıklama yapmadı. Yerinden söz alıp 1 dakika kınadı. İktidar temsilcileri çıktı bize Genel Kurul'da dedi ki 'Tamam bitişte gerekli bilgileri alır Sayın bakan. Kapanışta elbet sizinle paylaşır' Tek bir cümle kurmadı. Böyle bir gündemdeyiz. Başka da bir şey yapamaz. Çünkü tarikat ve cemaatlerin devlete sızdırılması, beslenmesi, büyütülmesi mensubu olduğu iktidarın genel politikası ve hatta varlık sebebidir. O yüzden hiçbir bakan ağzını açıp bir şey diyemez."

"ELİ BU İKTİDARIN ELİNE DEĞEN HERKES BU SİSTEMATİK İSTİSMARCILARIN İŞ BİRLİKÇİSİDİR"

Bu sabah Aile Bakanı da çıkmış bir şeyler yumurtlamış konuyla ilgili. Ne diyor biliyor musunuz? Kadına şiddet ve çocuk istismarı siyasetin konusu değilmiş. Her zeminde karşılaşılabilecek insani meselelermiş. Kim diyor bunu? Bu ülkenin Aile Bakanı diyor arkadaşlar. Aile Bakanı diyor bu cümleleri. Diyebileceği başka hiçbir şey yok. Sadece ve yalnızca bunu diyebilir. Çünkü dediğim gibi bu sistematik bir düzen. Bu sistematik düzenin de temsilcisidir. Derya Yanık da öyledir, Nuri Ersoy da öyledir. Eli bu iktidarın eline değen herkes bu sistematik istismarcıların iş birlikçisidir. Tam bu cümlede gizli. Ne oluyor ya bu ülkede? Amasra'da 42 tane madenciyi katlediyorlar. İsyan ediyoruz denetimsizliğe, sayıştay raporları var diyoruz. Dönüyorlar bize ne diyorlar? 'Madencilerin canı siyasetin konusu değildir. Bu siyaset üstü bir meseledir' Ne zaman başımıza bir şey gelse… Soma'da insanlar ölüyor. Aman fıtrattır, siyaset üstü mesele. Siyasete alet etmeyin. Kadına yönelik şiddet vakaları oluyor. İsyan ediyoruz, eşitsizliğe. Ne diyorlar bize çıkıp? 'Aman bunlar siyaset üstü meseledir. Kadına yönelik şiddete hepimiz karşıyız' Bugün tarikat eliyle, sistematik olarak, babası tarafından verildiği bir yerde 20 yıl tecavüze uğrayan kız çocuğu var. Aile Bakanı çıkıyor ne diyor? 'Ama münferit bir olay' Utanmasa halefi gibi bir kereden bir şey olmaz diyecek neredeyse.

O kadar yakıştıramadım ki; öfkem bundan. Yakıştıramıyorum. Bir kadına yakıştıramıyorum ben böyle cümleler. Çünkü tam da siyasetin konusudur. Sizin siyasetinizin konusudur. Sizin yüzünüzden olan şeylerdir. O yüzden hiç bizi kandırmaya çalışmayın. Anlatayım mı ben size nasıl siyaset içi olduğunu? O şu anda paravanlığını yaptığınız, Aile Bakanı koltuğuna oturduğunuz hükümetin icraatlarını ben anlatayım size. Bir dinleyin. Ondan sonra karar verin siyaset üstü mü değil mi? Milli Eğitim Bakanlığı'na bakın. 2009 Temmuz'unda MEB Yönetmelikleri değiştirildi. Lise ve ortaokul öğrencilerinin evlendirilmesi serbest bırakıldı. Bu anlatacağım hiçbir şey ben yapmadım. Tek başına AKP iktidarı yaptı. 2014 yılında burada ne kavgalar ettik. Dört artı dört artı dört artı dört bilmem ne sistemini getirdiler, yerleştirdiler. İlk 4 yıldan sonra örgün öğrenimden çıkıp açık öğretimde okumasına müsaade ettiler el kadar çocukların. 11 yaşında çocukların. Ne oldu bu çocuklar sonra? Bu tarikat, cemaatlerin elinde 13-14 yaşında evlenmeleri meşru bulundu. Bunun için yaptılar bunları. Okullaşma oranlarını bunun için düşürdüler."

NE OLMUŞTU?

BirGün yazarı Timur Soykan, 3 Aralık'taki "Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…" başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 2002’de altı yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, kadının çocukluğu boyunca cinsel istismara uğradığını yazmıştı. Yaşananlar, H.K.G.’nin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.

Soykan, 7 Aralık'ta BirGün'de yayımlanan "Utancın fotoğrafları" başlıklı yazısında da H.K.G.’nin çocuk yaşta gelinlik giydirildiği ve ‘nişan’ına ait dehşet verici fotoğrafları yayımlamıştı.

Sosyal medyada tepki yağan olaya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yapmış ve davaya müdahil olunduğunu bildirmişti.

(ANKA)