Böylesi uzun süreli ve karmaşık bir savaşta hiçbir ekonomi ayakta kalamaz. Bir zamanlar göstergeleriyle istikrarlı devletler arasında sıralanan Suriye, şimdi serbest düşüşte

Serbest düşüş

VIJAY PRASHAD / @vijayprashad

Suriye Arap Ordusu ve müttefiklerinin Halep ve Dara’ya yönelik hızlı kazanımları Suriye iç savaşının bir bölümünün bitmeye yakın olduğunu gösteriyor. Türkiye ve Ürdün’e uzanan isyancı tedariki yollarını kesen büyük Rus hava saldırıları, Suriye hükümet güçlerinin moralini yükseltti. Bu saldırılar birkaç haftada isyancıların 2011’den bu yana elde ettikleri kazanımları ortadan kaldırdı. Dara yakınlarındaki iki önemli kasaba hükümet güçlerinin eline geçerken, Halep ise adeta kuşatma altında. Suriye’nin batı sınırı, Halep’ten Dara’ya kadar, neredeyse tamamen hükümetin elinde.

IŞİD, Doğu Suriye’nin dışında, ABD ve Rusya’dan gelen hava saldırılarına rağmen, bir bölgeyi elinde tutuyor. Irak’ta Ramadi’nin kaybı ve Twitter’dan gelen basınç, IŞİD’in kendine güvenini söndürmedi. Rakka hâlâ ellerinde ve her geçen gün sosyal medyada takipçilerine ulaşmanın yeni yollarını buluyorlar. 8 Şubat’ta Şam’a düzenledikleri saldırı, IŞİD’in büyük bir savaş vermeden karanlığa gömülmeyeceğini gösteriyor. Aynı durum El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi için de geçerli. El Nusra, geçen ay Suriye ordusu ve vekilleri tarafından yenilgiye uğratıldı. Sadece düşmanlarını değil, Şam’ın hemen dışındaki Seyyide Zeynep türbesini bombalayarak misilleme yaptı.

Suriye’nin önünde korkunç günler var. Cenevre’de barış sürecini formüle etmek için yapılacak toplantılar muhalefet tarafından kesintiye uğratıldı. BM masasına gelişlerinin bir yenilgi olduğunu hissettiler, ki bu doğruydu. Bu ‘görüşmekten’ çok ‘boyun eğmek’ olacaktı. Rusya’nın müdahalesinden sonra İstanbul ve Paris merkezli kurulan muhalefet askeri mevzilerinde büyük kayıplar verdi. Görüşmelerin de boyun eğmenin de kolay yolu yok. Köşeye sıkışan isyancı gruplar, gaddarlıkla atağa geçecekler. BM İnsan Hakları Konseyi, yayınladıkları raporda, hükümet hapishanelerinde ‘yok etme’ politikasından bahsediyor. Bu durum, sürgündeki muhalefette ve Batı’da Esad’ın gitmesine yönelik çağrıları artıracak. Bu da yangına körük olacak.

11 Şubat’ta Şam merkezli Suriye Politika Araştırma Merkezi (SCPR) Suriye’de savaşın yarattığı yıkımla ilgili yeni raporunu yayınladı. Bulgular korkunç. Savaşın ilk bir kaç yılında, BM ölenlerin kayıtlarını tutmayı durdurdu. Ölenler için çoğunlukla kullanılan sayı 200 - 250 bin. Araştırma Merkezi, çeşitli araştırmalara dayanarak, 2015’in sonu itibarıyla sayının 470 bin olduğunu söylüyor. Irak sınırında ise sayı inanılmaz boyutlara ulaşıyor. ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003’ten beri milyonlarca kişi ölmüş. Altyapıya ve beşeri sermayeye de benzer zarar verilmiş.

Suriye’de savaş nedeniyle, nüfusun neredeyse yarısı yerinden edildi. Yarıdan fazlası işsiz. Halkın yüzde 85’i yoksulluk, yüzde 69’u aşırı yoksulluk ve üçte biri ise ölümcül bir yoksulluk içinde. Ortalama ömür 2010’da 70’ken 2015’te 55’e düştü. Direkt çatışmadan uzak kalan bölgeler yaşam standartları bakımından daha iyi olsa da bu kentlerde bile -Lazkiye ve Süveyde gibi- savaşın etkileri ürkütücü.

Böylesi uzun süreli ve karmaşık bir savaşta hiçbir ekonomi ayakta kalamaz. Bir zamanlar göstergeleriyle istikrarlı devletler arasında sıralanan Suriye, şimdi serbest düşüşte. Fakat daha kötüsü, Suriye’ye verilen zarar onu önümüzdeki onlarca yıl boyunca etkileyecek. Okul çağındaki çocukların yüzde 45’i eğitim alamıyor. Eğitim sistemi tüm Arap dünyası için gurur vesilesi olan ülkede, şimdi çocuklar travma ve cehalet arasında gidip geliyor. Geçen yıla kadar, hükümet, devlet çalışanlarına maaşlarını ödemeye devam etti, bu da tüketimi canlı tutarak ekonomiye katkı sağlıyordu. Ancak daha sonra savaş alanındaki bir dizi yenilgi ve ordudaki moral çöküntüsü, iktidarın önceliğini askeri harcamalar yönünde değiştirdi. Enflasyonun hızlıca artışı, belirli ürünlerin fiyatlarını artırmakla kalmadı aynı zamanda üretim giderlerini de yukarı çekti. İhracat çöktü ve iç pazar, farklı siyasal güçlerce yönetilen ülkenin parçalanmasına kurban gitti. Raporun yazarları şöyle diyor: “Suriye ekonomisi iç ve dış kaynakları savaşı sürdürmek için yutan bir kara delik oldu.” Mevcut tüm kaynaklar savaşa gitti. Suriye bu çatışmayla sanayisizleştirildi. Şu an sadece tarıma bel bağlanmış durumda, şanslılar ki bu yıl hava koşulları uygun, böylece buğday, zeytin ve meyve hasadı iyi oldu. Eğer hava dönmeseydi, açlık, şimdi olduğundan çok daha büyük bir sorun olurdu. Bu sırada, Suriye sınırlarında çeşitli güçler -en belirgini IŞİD- kendi amaçları için, Suriye’nin petrol, antika gibi kaynaklarını elden çıkarıyor. Savaşın devamlılığını sağlayan ayrışma tam da bu.

Birileri mezhepsel ya da etnik temelli bölünmeden bahsederken, Merkez, ayrışmanın sosyo-ekonomik faktörlerce hızlandırıldığını ileri sürüyor. Suriye’nin birliği artık mümkün değil. Bu birlik bir barış anlaşması üzerinden zorla dayatılarak sağlanamayacak. Ülke çoktan savaş ekonomisi tarafından parçalanmış durumda. Rejim değişikliği 23 milyon Suriyeliyi gerçek bir ülkeden yoksun bıraktı. Ülke yavaşça haritadan siliniyor.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif