Ekonomiye azalan güven TÜİK verilerine de girdi. TÜİK tarafından hazırlanan mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi bir önceki aya göre yüzde 4.7 azaldı

Serbest düşüş devam ediyor

BirGün ANKARA

Güven endeksi Eylül ayında 79,4 iken, Ekim ayında yüzde 4,7 oranında azalarak 75,7 oldu. Hizmet sektöründe bir önceki aya göre; iş durumu ve hizmetlere olan talep endeksleri sırasıyla yüzde 6,5 ve yüzde 8,6 azalarak 68,7 ve 68,9 değerini aldı. Hizmetlere olan talep beklentisi endeksi ise yüzde 0,1 artarak 89,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi 87 oldu
Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi Ekim ayında yüzde 1,8 oranında azaldı. Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre; iş hacmi-satışlar endeksi yüzde 14,1 azalarak 63,6 değerini aldı. Mevcut mal stok seviyesi ve iş hacmi-satışlar beklentisi endeksleri ise yüzde 3 artarak sırasıyla 116,9 ve 80,4 oldu.

Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi bir önceki ayda 57,3 iken, Ekim ayında yüzde 2,3 oranında artarak 58,7 oldu. İnşaat sektöründe bir önceki aya göre; toplam çalışan sayısı beklentisi endeksi yüzde 4,6 artarak 69,5 değerini aldı. Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi endeksi ise yüzde 0,8 azalarak 47,8 oldu.

Mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endeksleri, alt endeksleri ve değişim oranları, Ekim 2018

serbest-dusus-devam-ediyor-524580-1.

Mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endeksleri, Ekim 2018

serbest-dusus-devam-ediyor-524581-1.

***

Türkiye kriz tüneline girdi

TÜİK tarafından hazırlanan güven endeksi ekonomik krizde gelinen noktayı gözteriyor. Tabloyu BirGün için değerlendiren ekonomist Mustafa Sönmez Türkiye artık kriz tüneline girdiğini iifade etti. Sönmezin değerlendirmeleri şöyle:

Tüketici güven endeksindeki inişin ardından, reel sektör hizmetler ve perakende sektörlerinde güven endeksinin devam etmesi sürpriz değil. Çünkü Türkiye artık bir kriz tüneline girmiş bulunuyor. Gelen bütün göstergeler ekonominin küçülmeye başladığını ortaya koyuyor. Bugün ayrıca Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi üçüncü çeyrekle ilgili beklenenden çok daha düşük bir büyüme tahmini yaptı. Yani Türkiye’nin 2018 ortalarından başlayarak bir kriz tüneline girdiğini söyleyebiliriz. 2019 yılı iyice daralma yılı olacaktır. Yan Türkiye krizi 2019’da da devam edecektir. Buradan çıkış için, hükümetin ya da rejimin almış göründüğü önlemler hiçbir işe yaramamaktadır.

Dışardan kaynak bulma ihtiyacı son derece yüksek olmasına karşın bir kaynak gelişi yaşanmamaktadır. Rejime olan güvensizlik burada ön plandadır. Rejim, piyasalardan bulamadığı kaynağı ancak IMF’den bulabilir ama IMF ağır reçetelerini uygulamak şartıyla. Buna da yanaşmamaktadır çünkü 2019 yerel seçimlerinde böyle bir IMF reçetesiyle seçmenin önüne çıkmak istememektedir. Dolayısıyla, bu durum ekonomide daha ciddi belirsizlik ve tahribat yaratmaya devam edecektir. Yerel seçimler sonrasında ne olacağı konusunda da en ufak bir ipucu yoktur. Dolayısıyla bu öngörüsüzlük, tünelin ucunda ışığın görünmemesi, tahribatı daha da büyütecektir. Bundan da en çok çalışan sınıflar, çalışamayan işsiz kesim, emekliler, alt gelir grupları olumsuz olarak etkilenmektedirler. Bu kriz bir de yüksek enflasyon eşliğinde ilerlemektedir. Hem yüksek enflasyon, hem de daralan ekonomi, daha belalı bir krizi Türkiye’nin gündemine sokmuştur. Bunun yıkıcılığı daha da artmaktadır. Buna mutlaka alt sınıf gruplarının dayanışarak, mücadele ederek, tahribatı ve yükü üstlerinde atmaları, azaltmaları gerekmektedir.