Sermaye karşıtı bir varoluş

Soner SERT

1936 yılında, hayata gözlerini yuman İspanyol yazar Miguel de Unamuno, ardında çok sayıda roman, oyun, deneme, şiir, makale ve gezi yazısı bırakır. Fırtınalı yaşamı, parlamentodan sürgün günlerine uzanırken Unamuno yazmayı, bir anlatıcı olarak var olmayı hiç bırakmaz. Henüz gençlik yıllarında insanlığın içinde bulunduğu siyasi çıkmazlara kafa yoran ve daha güzel bir geleceğin düşlerini kuran Unamuno, 1894’te “Karl Marx’ın tüm dünya işçileriyle başlattığı o temiz, saf, maskesiz, aşısız sosyalizm bir insanlık dinidir ve bugün uğruna yaşadığım yegâne idealdir” diye yazar. Fakat iki sene sonra Ortodoks Marksistlerle bir tartışma yaşadığını söyler ve sosyalist partiden ayrılır. İlerleyen zamanlarda politik inancının sarsıldığını ve hayal kırıklığına uğradığını dile getiren Unamuno, yaptığı politik konuşmalardan sonra içinden bir sesin, “Ya bundan sonra? Ne için hepsi? Ne için?” diye fısıldadığını söyler.


Her ne kadar siyaseten gel-git’ler yaşasa da Unamuno, insanlığın içinde bulunduğu politik açmazlara kafa yormaya devam eder. 1930 yılında Aziz Don Manuel isimli kısa bir roman kaleme alır. Bu romanında, gerek toplumun gerekse de kilisenin ermiş olarak gördüğü bir karakterin varoluşuna, biçimlenişine ve inanç anlayışına odaklanır.

Roman, Angelo Carballino adlı -anlatmaya başladığında yaşı ufaktır- küçük bir kız çocuğunun ağzından kaleme alınır. Bu küçük kız, bir kilisede vaazlar veren, sosyal hayatta çok aktif olan Don Manuel’le tanışmasını ve sonrasında hem kendisinin, hem de köylülerin yaşamının değiştiğinden söz eder. Herkese yardım eden, hastaları iyileştiren, mucize erbabı bir adamdır Don Manuel. Küçük kız, ondan bir peygambermişçesine bahseder. Hâkimler bile bir kişinin suçlu olup olmadığını anlamak için Don Manuel’den yardım ister. Şöhreti öylesine kudretlidir. Süreç ilerledikçe küçük kız büyür ve bir gün Amerika’dan -zenginleşerek- gelen ağabeyi Lâzaro köye döner. Amerika’da bulunduğu yıllarda ateist bir hüviyete kavuşan ve köye döner dönmez Don Manuel’i ve çevresindekileri küçümseyen Lâzaro, ailesinden tepki görür. Bir süre sonra Don Manuel’le tanışan Lâzaro, azizden etkilenir. İkili din hakkında konuştuğunda, Don Manuel, asıl dinin insanların kendi inandıkları olduğunu söyler. “Benim dinim, diğerlerini teselli ederken huzura ermem” diye de ekler.

Don Manuel ve Lâzaro arasındaki din ve dünya sohbetleri, her konuşmalarında daha da derinleşir. Don Manuel, bu konuşmalarda dine çağdaş bir yaklaşım getirir. Öyle ki, “Ben fakirlerin zenginlere biat etmeleri ve zenginlerin de fakirleri kendi boyunduruğu altına almaları için vaaz vermeye gelmedim bu dünyaya” diyerek, varoluşunu sermaye karşıtı bir konuma oturtur. Roman, anlatıcının -Angelo Carballino’nun- din ve inanç hakkındaki sorguları ile devam ederken, Don Manuel hayatını kaybeder.

Miguel de Unamuno’nun inanç meselesini yaşamı boyunca sorguladığı, bu mesele hakkında gerek dini, gerekse de politik bağlamda fikir yürüttüğü bilinir. Her iki kavram hususunda gerçeklik bağıntısını odağa alarak açıklama yapmaya gayret eden Unamuno, Don Manuel karakteri üzerinden çağdaş toplumlarda inancın önemini sorgular. Bu noktada inancı mucize yaratma olgusundan ziyade, kararlılık, yardımlaşma ve huzur kavramları üzerinden yorumlar. Bahse konu olan kitabı kaleme almadan çok daha önce, inanç hakkında, “…bir general, savaşı kaybettiğini anlar ama bunu açıklayamaz, çünkü açıklarsa askerlerinin geri çekilmesi felaket olacaktır. Zafer kazanmış rolü yapmak zorundadır…” diye yazar.

Unamuno’nun kitabında biçimsel olarak dikkati çeken bir durum vardır. Yazar, henüz yirminci yüzyılın başlarında olmasına rağmen -çok daha sonraları daha iyi şekilde kullanılacak olan- karakterini roman yazarı olarak kurgulama tekniğini kullanır. Neyin gerçek, neyin kurgu olduğu sorununu da masaya yatıran bu tercihiyle yazar, roman içinde roman yaratmaya gayret eder. Bunu yaparken çoğu zaman karakterlerinin kendinden bağımsız hareket ettiğini söyleyen yazar, “Bir roman yazmak için geliştiklerinde konuyu kafamda çevirmeye başlıyorum, onlar düşünüyor, tekrar düşünüyor, uyuyor, uyanıyorlar, sonra hamile kalıyorlar, evet tam olarak bu” diyen yazar, bu sürecin sonunda karakterlerinin kendinden menkul hareket etmeye başladığını söyler.

Asıl niyetinin her daim gerçeklik, insan düşüncesinin ve yaşamının sahiciliği olduğunu söyleyen Miguel de Unamuno’nun Aziz Don Manuel kitabı Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı. Şu günlerde raflarda…