SES İzmir Şube Eşbaşkanı Erkan Batmaz, Covid-19 pandemisinin tüm toplumu olumsuz etkileyen aşamaya geldiğini ve mevcut ekonomik krizin derinleştirmekte olduğunu belirtti.

SES İzmir: Ranta değil, halka ve sağlığa bütçe

BİRGÜN EGE

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi, halktan, emekten yana bir bütçe talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Şube binasında yapılan açıklamada, SES İzmir Şube Eşbaşkanı Erkan Batmaz, Covid-19 pandemisinin tüm toplumu olumsuz etkileyen aşamaya geldiğini ve mevcut ekonomik krizin derinleştirmekte olduğunu belirtti. Batmaz, “Sağlık Bakanlığı’na 2020 yılında 58,9 milyar lira ödenek ayrılmışken, 2021 yılında bu ödenek 77,6 milyar liraya çıkartılmıştır. Bu, görünürde, yaklaşık yüzde 32’lik bir artıştır. Ancak enflasyondan arındırıldığında bu oran yüzde 28’in altında kalmaktadır” dedi.

Pandemi sürecinde yurttaşların salgının insafına terk edildiğini dile getiren Batmaz, “Bütçe değerlendirmeleri, bu dönemin belirleyici özellikleri göz önüne alınarak yapılmalıdır. Bu bütçe önümüzdeki en az iki yıla damgasını vuracak olan Covid-19 salgını ile kamusal bir mücadele programını içermemektedir. Ayrıca emek gücü ve istihdama ilişkin yapılmaya çalışılan düzenlemeler işçi ve halk sağlığını iyice bozucu nitelikte olduğundan bu bütçenin salgınla mücadele gibi bir amacının olmadığı da anlaşılmaktadır” diye konuştu.

“MUHTEMEL SALGINLARA KARŞI BÜTÇE OLUŞTURULMALI”

Batmaz bütçeyle ilgili önerileri ise şu şekilde sıraladı:

- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ya genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
- Sağlık personeli sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır.
- Sağlık personeline ek ödeme, döner sermaye vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının 14 üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesine başlanmalıdır.
- Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
- Yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
- Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda açlık, işsizlik, yoksulluk ve savaş politikaları halk sağlığını olumsuz etkilemektedir.
- Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık personeli derhal işe başlatılmalıdır.
- Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri örgütleri aracılığıyla, halkın karar alma süreçlerine dahil olacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.