Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, “Sağlık emekçileri yaşam hakları ihlal edilerek çalışmaya zorlanmaktadır. Sağlık emekçileri içinden çok sayıda hasta ve kayıplarımız var. Ne yazık ki pozitif vaka ve kayıp sayılarımız önümüzdeki dönemde artacaktır” denildi

SES: Sağlıkçılar yaşam hakları ihlal edilerek çalıştırılıyor

BirGün/Ankara

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Covid-19 salgını ile ilgili bir aylık değerlendirme raporu açıkladı. COVID-19 pandemisi nedeniyle sağlık emekçileri içinden çok sayıda hasta ve kayıp olduğu bildirilerek, "Ne yazık ki pozitif vaka ve kayıp sayılarımız önümüzdeki dönemde artacaktır” denildi.

Rapora ilişkin yapılan açıklamada, salgının kontrol edilebilmesi için hükümetin çok ciddi önlemler alması gerektiği belirtilerek, “Diğer ülkelerdeki tecrübe sağlık emekçilerinin çok ciddi bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. Salgının başından beri salgınla etkili mücadele için zorunlu olmayan alanlarda üretimin acilen durdurulması, buralarda çalışan tüm işçilerin ve emekçilerin ücretli izinli sayılması; geçim kaygılarının giderilmesi, temel ihtiyaçlarının sağlanmasının devlet kaynakları ile güvenceye alınması gerektiğini, böylece ‘evde kalabilmenin’ koşullarının oluşturulmasının son derece kritik olduğunu vurguluyoruz” ifadelerine yer verildi.

3 Nisan itibarıyla İtalya’da 74 hekimin yaşamını yitirdiğini, bildirilen 120 bin vakanın 10 binin, Çin’de de ağır ya da kritik hastaların yüzde 14,8’ini sağlık emekçilerinin oluşturduğu bildirildi.

RUHSAL HASTALIKLAR DA TEHDİT EDİYOR

Gerekli önlemler alınmazsa sağlık emekçilerinin yaşamlarına son vermek de dahil olmak üzere ciddi ruhsal sağlık sorunlar yaşayabileceği vurgulanan şunlar kaydedildi:

"Uzun süreli ağır koşullarda çalışma, güvenli çalışma koşullarının sağlanmaması, özel koşullar dikkate alınmadan yapılan görevlendirme ve yasaklamalar gibi nedenlerle sağlık emekçileri yeterince sahip çıkılmadıklarını hissedebilmekte, bu da iş stresini arttırmakta ve tükenmişliğe neden olmaktadır. Sağlık çalışanlarının işleri üzerindeki kontrolü ciddi şekilde zedelenmiştir.

Sağlık emekçileri yaşam hakları ihlal edilerek çalışmaya zorlanmaktadır. Hem DSÖ hem de BM belgelerinde de vurgulandığı gibi ‘gerekli koşullar sağlanmadan zorla çalıştırma kabul edilemez.’ Sürecin başından beri söylediğimiz gibi sağlık emekçileri için gerekli koşulların sağlanmasını talep etmek, kendi sağlığımızı ve toplumun sağlığını korumak bakımından hem bir hak, hem de bir sorumluluktur.”

SALGININ ŞİDDETİ GEREKÇE GÖSTERİLMEMELİ

“Salgının şiddeti sağlık emekçilerinin sağlık ve yaşam haklarının ihlali için gerekçe gösterilmemelidir” denilen açıklamada şu öneriler yer aldı:

“-Şu an temaslı ya da enfekte sağlık emekçisi sayısı hakkında hiçbir bilgi açıklanmamakta, bu da ciddi bir tedirginliğe yol açmaktadır. Öncelikle sağlık emekçileri salgın yönetimiyle ilgili açık bir şekilde bilgilendirilmeli, kurum bazında temaslı, enfekte sağlık çalışanı sayısı, uygulanan tedavi gibi bilgiler SES ve TTB gibi sağlık emekçilerinin örgütleri ve temsilcileri ile paylaşılmalıdır.

- Sendikamızın yaptığı çalışmalarıyla elde edilen verilerle de ortaya konulduğu üzere hastanelerde, aile sağlığı merkezlerinde, işyerlerinde çalışan sağlık emekçilerinin sağlığı ve güvenliği için eksik olan kişisel koruyucu donanım sağlanmalı, eğitim ya da bilgilendirmeler sürekli güncellenmeli, çalışma ortamının ve malzemelerin dezenfeksiyonu sağlanmalıdır. Bunların yeterince sağlanamadığı her bir durum hem sağlık hem de yaşam hakkı ihlali olarak kabul edilebilir.

- Kişisel koruyucu ekipmanların yetersizliği kadar, son zamanlarda özellikle İstanbul'da dağıtılan ekipmanlarda standartlara uygunluk ve kalite sorunları yaşanmaktadır. Üzerinde bulunması zorunlu ve standartları belirten bandrollerin olmadığı, kim tarafından sağlandığı emekçilere açıklanmayan, dolayısıyla koruyuculuk bakımından güvenilirliği tartışmalı ekipmanlar dağıtılmaktadır. Sağlık emekçileri standartları belirtilmemiş, nasıl tedarik edildiği açık olmayan ekipmanları kullanmaya zorlanamaz.

-Sağlık emekçileri sağlıkları ve yaşamlarının risk altında olduğu durumlarda, gerekli güvenli koşullar sağlanana kadar çalışmayı durdurabileceğini bilmelidir. Sağlık emekçilerinin güvenliklerinin sağlanmasını talep etmelerinin en doğal hakları olduğunu ve yönetimlerin bunu sağlamakla yükümlü olduklarını bilerek davranmalı, koruyucu ekipman talep eden sağlık emekçilerine baskı yapmaktan vazgeçmeli, sorunları gidermelidir.

- Sağlık emekçilerine düzenli olarak test yapılması konusunda henüz problemler sürmektedir. Sağlık alanı bugünkü tablo açısından risklidir. Semptom göstersin göstermesin tüm sağlık emekçilerine 5 gün aralıklarla test yapılmalı, bu yolla hem sağlık emekçileri korunmalı, hem de virüsün bulaşı önlenmelidir. Yapılan rutin testlerde, hiç bir semptom göstermeyen sağlık emekçilerinde testlerin pozitif çıktığı çok sayıda örnek yaşanmaktadır. Bu da rutin testin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

- Kamu ya da özel temizlik çalışanlarını da kapsayacak şekilde COVİD-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmeli, sağlık emekçileri hastalığa yakalandıklarında maaş, tazminat, çalışmama haklarıyla ilgili başvuru vb. konularda herhangi bir bürokratik işlemle ilgili kaygı duymadan çalışabilmelidir.

- Özel sağlık kurumları, OSGB’ lerde çalışan sağlık emekçilerinin iş güvencesi Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sağlık Bakanlıkları tarafından güvence altına alınmalıdır.

AYRI BARINMA OLANAKLARI SAĞLANMALI

- Hasta sağlık emekçisi sayısının artmasıyla vaka sayısının artışına paralel olarak sağlık emekçisi ihtiyacı daha da hızlı olarak artacaktır.

- Sağlık emekçileri kendi risklerinin yanında yakınlarına da virüs bulaştırma endişesi taşımaktadır. Misafirhane vb. olanakların arttırılmasının yanında buralarda kalacak sağlık emekçilerinin insana yaraşır koşullarda kalmaları, ihtiyaçları karşılanması, yemek, işyerine ulaşım gibi sorunları ücretsiz ve uygun şekilde çözülmelidir. Ayrıca temaslı ya da pozitif sağlık emekçileri için ayrı barınma olanakları sağlanmalıdır.

- Sağlık kurumlarında alınacak önlemlerle ilgili sağlık emek ve meslek örgütleri ve çalışan temsilcilerinin ayrımsız olarak karar ve uygulama süreçlerine katılımı sağlanmalı, çalışan sağlığı ve güvenliği kurulları aktifleştirilmeli ve bu katılımı sağlayacak şekilde çalıştırılmalıdır.

- Salgın hala hastanelerde karşılanmaya çalışılmaktadır. Salgın sokak/mahalle/ilçe/il düzeyinde yapılacak düzenlemelerle hanelerde, karşılanmalıdır. Hastaların ve temaslıların evde takibi için toplum tarafından kabul görecek, gereksiz hastane başvurularını engelleyecek şekilde yeni algoritmalar oluşturulmalıdır.

- Zorunlu olmayan üretim durdurulsun, ücretli izin sağlansın.”