Evet, Zafer Hocam ölüm kimseye yakışmaz ama sana hiç yakışmadı…
Bu ülkenin kaderi iyi insanları zamansız gömme üzerine kurgulanmış. Eceli bu işe karıştırmamak için çaba sarf edilmesi de bu ülkeye ait bir ayrıcalıktır!
Hep değerlerini savunarak, onurlu bir yaşam mücadelesi vermen kişisel anlamda ne kadar büyük sorumluluksa, maalesef bunu bertaraf edecek insan sayısı da o kadar fazla.
Hele hele gençlere kendini adamış bir eğitmen olmanın sorumluluğu ve yaşam şeklinin karşılığı yoktur.
İdealist eğitimcilerin realitesi bu ülkede bedel ödemek üzerine kurgulanmıştır.
Cahilliği sevecek kadar(!) donanımlara sahip olamadın sevgili Hocam, çünkü geçerli olan maalesef bu sapık düşüncelerdir.
Sana gene bu köşede 2008 yılında bir mektup yazmıştım;
Gerekçesi de senin bir demecinden dolayı işten çıkartılmandı:
“Galatasaray PAF Takımı Türkiye’nin en geniş ve en modern yapılanmasına sahip. Onlarca ismi Galatasaray’a ve Türk futboluna kazandırdık. Bu oyuncuların gençleştirme operasyonu çerçevesinde Galatasaray A Takımında da forma giymesi Türk futbolunun gelişimi açısından önemlidir” demiştin.
Sen bu konuşmayı Galatasaray TV’de yaptığın için, o zaman kulüp menajeri olan üstün insan(!) Adnan Sezgin tarafından görevine son verilmişti.


Adnanların kulübü getirdikleri noktanın yanında, senin sanki işlerine çomak sokarcasına yaptığı son derece doğru ve her bir kelimesine gönülden katıldığım durum değerlendirmen onları rahatsız etmişti.
Sen altyapının ne demek olduğunu Türkiye’de en iyi bilen kişilerden biriydin ve o sorumluluk neticesinde yaptığın açıklama tabi ki menajerlik üstünde para kazanma ve milyon avroların havada uçuştuğu sisteme dokunman, onların sana dokunmasına neden olmuştu ki; bu sitem tüm kulüplerde hala devam ediyor.
Çok iyi biliyorsun; tüm başkan adayları, kulüp başkanı olduktan sonra büyük tesadüfi bir şekilde(!) kulüp zarar ederken ve borç batağına girerken kendileri zarar etmedikleri gibi iş hacimleri ve karları büyümüştür.
Ve her zaman alt yapılardan nefret ederler.
Onlara ayak bağıdır ve kaynak aktarma gibi safsatayla uğraşmak kanlarına dokunur.
Bir de tutumdan söz ettikleri zaman, insanı aptal yerine koyarcasına ilk işten çıkardıkları; altyapıdan ya çaycılar olur ya da hizmetlilerden biri olur ki o insanların aldıkları para asgari ücrettir ya da aylarca maaşlarını ödemedikleri hocalar olur, bununla insanları kandırmaya çalışırlar.
Odalardan çantalarla çıkan milyon avroların açıklamalarını yapmamak içindir.
İşte senin bunlara karşı gelmen ve çözümü o gencecik, pırıl pırıl gençlerde görmen onların canını sıkar.
Tıpkı 2008’de olduğu gibi.
Dikkat edersen kulüp aynı, zihniyet aynı, tepki aynı, sen aynı ve yine senin işine son veriliyor.
Gırtlağına kadar pisliğe batmış bu aşağılık futbol sistemindeki kokuşmuşluk, senden sonra da devam edecek merak etme, ta ki bu futbol yok olup bitene kadar, umarım biter de belki ondan sonra senin düşüncelerin değer kazanır ve senin izinden giden gençler sayesinde bir yol haritası çizilir.
Bu futbol sistemi tabii ki tek başına bağımsız olarak işlemiyor, var olan bir yapının hizmetkarı olarak varlığını sürdürüyor.
‘Rant cumhuriyeti…’
Zaten bu yüzden futbol amacından saparak kokuşmuşluk içinde kıvranıp duruyor.
Acı olan mı, komik olan mı: Cem Evinde senin karşında duranların birçoğunun bundan beslendikleri gibi, rahatsız olduklarını sanmıyorum.
Gerçekten acı…
Görmüşsündür sen de!
Bir de;
Basında sürekli yetiştirdiğin oyunculardan bahsedip duruyorlar ki seni çok bağlayacağını sanmıyorum.
Senin, bir idealist eğitmen ve demokrat bir insan olarak Türkiye’ye katkı yapma arzun ve aldığın sorumlulukların içeriğinin önemi bizler için ne kadar değerli olduğunu anlamaları zaten mümkün değil.
Ama biz biliyoruz ki; asıl olan yetiştirdiğin oyuncuların geldikleri önemli konumlarda gösterecekleri tavırlarla ve duruşlarıyla seni anlamalarıdır.
Hala içim kan ağlıyor ve öfkem çok büyük.
Bitmez de…
Neticede;
Sevgili dostum;
Senin gibi güzel bir insan, o güzel insanlar gibi güzel bir ata binip gittin.
Bizler kaldık gene insanın puştuna.
İnsanlara kattığın değerler için ve bana gösterdiğin dostluk için teşekkür derim.
Hep sevgiyle kalacaksın.