Sevgisiz devrim olmaz!

LEYLA KOÇ ÜZÜM

İşte yüzünde badem çiçekleri
Saçlarında gülen toprak ve ilkbahar

Sevgi Evgin Göyçe... “Bir devrimci nasıl yaşar?” sorusunun cevabıdır. Gençlik yıllarından itibaren kaybettiğimiz son ana kadar mücadele etmekten vazgeçmemenin ismidir…

Sevgi Abla, “Ardahan devrimci mücadelesi, beni hayata bağlayan, hayatla buluşturan ikinci annem gibidir” derdi. Yetmişli yılların başından itibaren lise yıllarında tanışır devrimci düşünceyle ve üniversite yıllarında kendini militan mücadelenin içinde bulur. Ailesi Ardahan’ın en bilinen otoriter ve gelenekçi yapısına sahipti; kızlarının devrimci mücadele içersinde olmasına itirazlarına karşı; asi, devrimci kişiliği, duruşu ve pratiği ile yanıt vermişti Sevgi Abla...

Ardahan’da her alanda yürüttüğü devrimci mücadele tüm Ardahanlılar tarafından konuşulur, bilinir. Köylere kadar yayılan birlikte, kolektif mücadelenin onlarca örneğinin örgütlenmesini sağlamıştır. Hamalların örgütlülüğü Hamal Der’in kurulmasından, Ardahan Kültür Derneği’nin örgütlenmesine, kara borsacılığa karşı Adil Dağıtım Komiteleri’nin kurulup, meraların, çayırların zenginlerin elinden alınıp, kamulaştırılmasına kadar halkın söz ve karar süreçlerinde yer aldığı örgütlülükler için mücadele etti.

Sevgi Evgin Göyçe ve yol arkadaşlarının Ardahan’da yazdığı tarih; yükselen devrimci hareket yıllarında halkın yaşadığı sorunlara karşı halkla birlikte devrimci çözümler üretme tarihidir. 1977-78 yıllarında kurdukları Ardahan Kadın Derneği; kadın mücadelesinin sınıf, devrim mücadelesinden ayrılmazlığı gerçekliğinin en somut örneğidir. Köylerden gelen kadınlarla birlikte yapılan toplantılar, etkinlikler, kadınların yaşadığı sorunların, kadın meclisi yapılarıyla dernekte çözüldüğü, kadınların yaşamlarına, yaşadıkları sorunlara ilişkin birlikte konuştukları, birlikte çözümler ürettiği kadın mücadelesi pratiğidir.

Sevgi Abla, 1976 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Bölümü’ ne girer. Bölümdeki tek kız öğrenci olması ve siyasi kimliği nedeniyle yaşadığı baskılar ve tacizler sonucunda okulunu yarım bırakmak zorunda kalır. Daha sonra Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ni kazanarak öğrenimine burada devam eder.

MAHALLELİLERİN AYŞE KIZI

Ankara’da bir yandan okurken öte yandan yoksul gecekondu mahallelerinin örgütlenmesinin en önünde ve mahallelilerin bildikleri ismiyle ‘Ayşe’ kızıdır… 80 Darbesi ile birlikte binlerce devrimci gibi cezaevinde işkencelere, baskılara teslim olmayıp, yolculuk düşlerinden bir an olsun vazgeçmedi. Artvin Devrimci Yol davasında yargılandı ve Erzurum askeri cezaevinde üç yıl ağır işkencelere maruz bırakıldı. Cezaevinden çıktıktan sonra da yaşamının son anına kadar siyasal mücadelenin her safhasında yer almış, devrimci mücadeleye bir yaşam adadı.

1987 yılında evlenerek İstanbul’a yerleşen Sevgi, 1996 yılında öğretmenliğe başlamadan önce çeşitli işlerde çalıştı.

Kamu emekçileri ve kadın mücadele tarihini yazanlardandır Sevgi Abla... Kamu emekçileri hareketinin ve kadın özgürlük mücadelesinin öncülerinden oldu, üç dönem KESK-MYK üyeliği ve KESK Kadın Sekreterliği görevini üstlendi.

sevgisiz-devrim-olmaz-732067-1.

Erkek egemen sendikal yapıların ‘kadınlaşması’ sürecine ve kamu emekçisi kadınların hak kazanımlarında ciddi emeği var.

Sempozyumlar, kampanyanlar ve bir dolu iş… Doğum öncesi ve sonrası izinleri, emzirme izni saatlerinin fazlalaşması ilk akla gelenlerden…

80 Darbesi’nin ‘mirası’ olan tek tipleştirmeye, kadınların kamusal alanda pantolon giyme yasağına karşı, kılık - kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesine öncülük etmiş, kamu emekçisi kadınların pantolon giyme özgürlüğünü elde etmelerini sağlamıştı.

Pantolon giyme yasağına karşı yapılan iş yeri eylemlikleri aynı zamanda gençlik yıllarının işkencecilerine, 80 Darbecilerine meydan okuyuşun adıydı. Pantolon giyme hakkı, doğum izni, süt izni sürelerinin uzaması kazanımları ile sonuçlanan eylemlilikler, Ardahan devrimci mücadelesi pratiğinin de yansımasıydı aynı zamanda... İş yerlerinden kadınların tüm söz ve karar süreçlerini, eylemlerini birlikte ördüğü, örgütlediği, kolektif, dayanışmayı esas alan ve devrimci çözümler üretmenin pratiğidir.

2005 Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye ayağını örgütlemiş ve sözcülüğünü üstlenmiştir. 2005 Dünya Kadın Yürüyüşü ülkenin her yerinden gelen binlerce kadının sokakları, meydanları sloganlarıyla doldurduğu kitlesel bir yürüyüşe dönüşmüştür. Yürüyüşün İstanbul ayağında sokaklara sığmayan kadın kortejinin bir kolu İstiklal Tünel’deyken diğer kolu Dolmabahçe tarafına kadar uzanıyordu.

Novamed Kadın Direnişi ve kazanımı esnasında oluşturulan kadın dayanışmasının Dünya ve Avrupa sendikal hareketi ayağının inşasında yer almış ve büyük katkılar sağlamıştı.

Sağlık koşullarının onu zorlamasına rağmen mücadeleden hiç çekilmemiş, Taksim 1 Mayıs’ında gazlara rağmen polis panzerlerinin önüne geçerek ortaya koyduğu kararlılıkla, cesaretle umudun örgütleyicisi olmuştur bir kez daha...

Adı gibi sevginin, tevazünün ve kararlılığın simgesidir Sevgi Evgin Göyçe... Zorluklara teslim olmayan kararlılığı, inadı akciğer kanserine karşı da sürdü. Kanser olduğu günlerde dahi hep mücadelenin içindeydi... ÖDP Parti Meclisi ve KESK Genel Meclisi üyeliği sorumluluklarını devam ettirdi. Üç yıl direnebildi yüreği, bedeni...

13 Mayıs 2012 sabahı kaybettik Sevgi Ablamızı... Devrimci mücadele tarihinde, kamu emekçileri, kadın mücadele tarihinde ise hep yaşayacak, yaşatacağız.

“Kadını ve insanı ezen bu sistemin çarkları arasında hepimiz birer çakıl taşı olmalıyız” diyen Sevgi Ablamıza sözümüz;

Açtığın mücadele yolunda, bıraktığın kazanımları sahiplenerek ve çakıl taşlarını çoğaltarak yürümeye devam edeceğiz.