Seyfettin Efendi

Muhammed Sipahi

Seyfettin Efendi bu kez karşımıza daha bilimsel ve daha tarihsel olarak çıkıyor. Gerek konuya Nikola Tesla ve gerekse Yunus Nadi Abalıoğlu’nun katılması olsun ve bu sayıda çözülmesini ya da en azından ilerleme kaydedilmesini beklediğimiz casus meselesi olsun Seyfettin Efendi bu sayıda daha da iddialı.

Öncelikle bir cinayet vakası ile konuya dahil oluyoruz ama bu sıradan bir cinayet değil ve şunu söylemek gerekir ki Bilim-Kurgu severlerin çok hoşuna gidecek olaylar silsilesinin başlangıcı bu vaka. Seyfettin Efendi ve teşkilat olaylara yönelmeye çalışırken ve bunların hepsinin bir cinayet mi yoksa tesadüf mü olduğunu anlamaya çalışırken birdenbire konuya Osman Paşa katılıyor ve tabi casus hikayesine dönüyoruz. Ancak Devrim Kunter bu konuda ketum davranıyor dersek yanlış bir tespit yapmış olmayız.

Arkadaşları ile iletişimi, teşkilatı yönetmesi, askeri ve görev adamı olarak taşıdığı nitelikler ve daha bir çok karakteristiği hakkında Seyfettin Efendi artık tanıdığımız biri oldu. Gerçek bir insan gibi nasıl davranır, nasıl düşünür ve en önemlisi gerçek midir sorularına cevap verebileceğimiz bir Seyfettin Efendi var karşımızda. Şahsen Seyfettin Efendi’yi tanımak hoşuma gitti ancak özelliklerinin erkenden ifşa olması da Esat, İsmail ve özellikle Münevver gibi karakterlerin gizemlerini hala koruyor olması beni biraz şaşırttı.

Münevver’in olay örgüsündeki yeri ve konuya dahil oluşu gerçekten yerinde ve tadındaydı. Ayrıca Münevver çizimleri, kıyafetleri ve hatta tepkileri bile özenle düşünülmüş. Cumhuriyet Kadını figürünü tam olarak taşıması sağlanmış Münevver’in. Ayrıca Münevver’in çalışmalarını ve icatlarını yaptığı yeri merakla beklediğimizi belirtmiştim. Bu sayıda Münevver hakkında biraz daha bilgiye sahip oluyoruz ama hala tam olarak çalışma alanını görmüş değiliz ama yine de Münevver bizlere bilim dersi verecek. Olağanüstü Maceralar 2 ve Esrarengiz Hikayeler’e göndermeler yaparak konu bütünlüğü sağlanmış ve açıkçası eski bir kaç düşman görmek yüzümüzde bir tebessüme yol açıyor. Esasen büyük bir düşman olabilecek bir tarikatın bir anda gözden kaybolması çok mantıklı olmazdı zaten.

Seyfettin ve Aziz’i sıklıkla baş başa vererek olayları değerlendirmelerine alışmaya başladık ancak İstanbul, Galata Köprüsü ve Sultanahmet Camii sanırım hiç bu kadar güzel bir karede buluşmadı. Ayrıca bizim Nostaljik olarak andığımız tramvayı da bu karenin içinde görmek bir an da olsa bizi eskiler hakkında düşünmeye zorluyor. Galata Köprüsü’nde yaşanacaklara özellikle dikkat etmenizi istiyorum. Çünkü sadece hikayemize değil belki de tüm Seyfettin Efendi maceralarına yön verecek bir olayın başlangıcı. Devam kısımlarında Seyfettin Efendi’nin eski dostlarından biri ile tanışıyoruz ancak bu dost bize cevaplardan çok sorular getiriyor ve açıkçası geçmişi bu kadar bilinmeyen karakter gizemi Seyfettin Efendi için doğru tarz.

Seyfettin Efendi ve teşkilatı hakkında taşlar biraz daha yerine oturuyor ancak Esat elimizde ki en gizemli karakterlerden biri. İlerleyen sayılarda ne olur bilemem ama Esat hakkında bir tanımlama yapamamak beni düşündürüyor. İsmail için ekibin güç kaynağı, Münevver için mucit, Aziz için doktor ve Seyfettin Efendi için beyin demek artık çok net ama Esat için gizemli adam ve İsmail’in sık sık zıtlaştığı dostu demekten öteye gidemiyorum.
Yunus Nadi’nin hikayeye katılış şekli ve Seyfettin Efendi’nin çözmeye başladığı davanın bir anda olduğundan daha büyük bir dava haline gelmesi, hatta tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir boyut kazanması Seyfettin Efendi ve teşkilatını da büyüten bir adım olmuş. Bu sayıda Seyfettin Efendi ve Teşkilatı ile tanışmamız sona erdi. Onları tamamen tanıyor değiliz ama şu apaçık bir gerçek ki artık onlar cinayetler ya da toplumsal olaylarla ilgilenmelerinin dışında çok derin ve çok önemli meselelere bulaşacaklar. Görebildiğim ve anlayabildiğim kadarıyla bundan sonra Teşkilat çok büyük yasadışı kişiler ve kurumlarla ilgilenecek. Peki ama İsmail, Aziz, Münevver, Esat, Kara Sebahat ve yeni tanıdığımız eski dostlar... Hatta Seyfettin Efendi aslında kim ve geçmişlerinde nasıl yan yana geldiler? En azından Seyfettin Efendi’nin eğitimi hakkında fikir sahibi olabilirdik... Ben artık ilerleyen sayılarda Seyfettin Efendi’nin yumuşak karnı olacak bir aşk hikayesi beklemeye başladım bile!

Çizgi roman sektörünü takip ettiğim için uzunluğunun da böyle olması gerektiğinin farkındayım ama ya daha sık ya da daha uzun hikayelerde görmek isterim Seyfettin Efendi’yi. Konu nereye gidiyor ve nelerle karşılaşacağımız gibi sorular hala gizemli kalmış olsa da Seyfettin Efendi’yi film olarak da görmek isterim. Müthiş bir dönem filmi olacak tarihsel altyapıya ve donanıma sahip.

Devrim Kunter
Seyfettin Efendi Yayınları 2015