Sezar'ın hakkı yok
Cae­sar, Ro­ma’nın aris­tok­rat ai­le­le­rin­den Ju­lii Ca­se­ar’a men­sup­tu. Ai­le so­yu­nun kıs­men Al­ba kral­la­rı­na kıs­men de
Caesar, Roma’nın aristokrat ailelerinden Julii Casear’a mensuptu. Aile soyunun kısmen Alba krallarına kısmen de tanrıça Venüs’e uzandığı iddiasındaydı. Koca Casear’ın, annemler Rumeli göçmeniymiş, babamlar da Çorumlu demesi beklenemez tabi. “Baba tarafım kral, anne tarafım tanrıça” diyerek ortada dolaşan insanların yönettiği bir yer Roma Cumhuriyeti.
HAYATI, SANATI VE ESERLERİ
Caesar kendi yaşıtı aristokratlar arasında en parlak kariyere sahipler olanlardan biri. Cumhuriyet’te tepe yönetimine gelmek için geçilmesi gereken tüm makamlara seçilip bir de üzerine konsül seçildiğinde henüz 40 yaşındaydı.
Caesar, konsüllük dönemi sona erince Güney Alp bölgesine yönetici olarak atandı ve hızını alamayıp İngiltere’ye kadar ne var ne yok fethedip Roma tarihinin en şanlı şöhretlilerinden biri oluverdi. Amacı Galya’nın muzaffer fatihi olarak Roma’ya dönüp tekrar konsül seçilmekti. Ancak siyasi rakiplerinin önünü kesme ihtimali ortaya çıkınca işler karıştı.
Eski ittifaklar yeni siyasi bilek güreşinde kırpılıp yıldız olunca, Caesar eski müttefiki Pompey’in yönetimindeki Roma Senatosu ordusuna, asi bir general olarak savaş açtı.
Neticede Caesar’ın orduları kesin bir zafere ulaşınca, Ceasar da Roma’nın tek hâkimi oldu. Kendisinden önce yönetimi zorla ele geçirmiş komutanlar gibi davranmadı ve çoğu karşıtını affetti. Bunlara meşhur hatip Ciceron ve metresinin oğlu Brütüs de dahil.
Senato güdümlü de olsa işlemeye devam etti ve Roma elitinin çok da hoşlanmadığı kararlar almaya başladı.
VESAYET MESAYET
Caesar her ne kadar krallığını ilan etmese de hâkimler, yüksek bürokratlar onun hâkimiyetindeydi, Senato’nun önemli bir kısmı kendi adamlarından oluşuyordu.
Bir süre sonra Caesar’ın diktatörlük yönetiminin Senato ve Cumhuriyetin sonu olduğunu düşünenler çoğaldı. Milattan Önce 44 yılında, Roma takvimine göre Mart’ın 15’inde Senatoda 40 kadar senatör Caesar’ın üzerine çullanıp adamcağızı bıçaklayarak öldürdü. Katiller arasında eski hasımları da, eski dostları da vardır.
Suikastçı senatörler, despot bir adamın elinden Cumhuriyet’i kurtardıklarını düşünmekteydi. Öyle ki Caesar’ı öldürdükten sonra Cumhuriyet’in kurtuluşunu temsilen azat edilen kölelerin taktığı başlığı bir sopaya takıp gezdirdiler.
KİM HAKLIYDI?
Caesar’ı indirenler özgürlükleri ve cumhuriyeti mi savunuyorlardı yoksa yerleşik düzenin çıkarlarını mı koruyorlardı?
Caesar teker teker Cumhuriyet kurumlarını budayarak krallığını mı ilan edecekti yoksa kurumları reforme ederek oligarşiyi kırmak peşinde miydi?
Brütüs bir hain miydi yoksa Shakespeare’in dediği gibi “En asil Romalı” mı?
Bu soruların muhtemelen bir yanıtı yok. Kaldı ki yanıtın da aslında bir anlamı yok. Çünkü haklı olan ne Caesar, ne Brütüs, ne de Pompey idi.
Haklı olan, zamanında Caesar’ın da, Brutus’un de temsil ettiklerine yani Roma’ya karşı kölelerin isyanını başlatan Spartacüs idi. O zaman genç bir subay olan Caesar büyük ihtimalle köle savaşında Spartacüs’e karşı savaşıyordu ve binlerce kölenin çarmıha gerilmesine nezaret ediyordu. Caesar’ın iç savaşta yendiği Pompey ise köle savaşının sonunda yakaladığı 5.000 savaş esirininin hepsini öldürmesiyle gurur duyuyordu.
Yani bu hikâyenin tüm baş aktörleri konu köleler olunca birleşip, Spartacüs’e karşı birleşmişti.
Kim bilir aradan zaman geçip de bu kez kendi aralarında savaşırken onlara “Yiyin birbirinizi” diyenlere ne çok kızmışlardı.
Neticede Spartacüs’ün önderliğindeki köleler yenilmişti. Onları yenenler aralarında on yıllarca itişip kakıştıktan sonra uzlaşmanın bir yolunu buldu. Köleler ise köleliklerine devam etti.
Roma’da efendilerinin sokakta karşılaştıkları dost ve düşmanlarının isimlerini efendilerinin kulaklarına fısıldamakla görevli köleye nomenclator denirdi. O nomenclatorlardan, nomenklaturaya giren pek görülmemiştir.
Yani her ne ararsan, Spartacüs’te ara; Casear’da, Brutüs’te, Pompey’de değil.
Marx, Spartacüs’ten “antik proletarya’nın hakiki bir temsilcisi” diye boşuna bahsetmiyor.
Bugün de 21. yüzyılın proletaryasının kendini temsili, herhalde Caesar’ların Pompey’lerin kavgalarından daha az önemli değildir.