Sezona  bakış-II

Geçen yazıda, geride kalan Premier Lig sezonunda yıldızı parlayanları, futbolun en görkemli sahnesinde alkışı hak edenleri yazmıştım. Ama sevinenlerin, parlayanların yanında hüsranlar, hayal kırıklıkları, sevdalılarını üzenler de var elbet. Onları da hatırlayalım, malum futbol sadece sevinenlerden, şampiyonluklardan ibaret değil, içinde gözyaşı ve hüsran da var…

2016-2017 sezonunda sadece üç mağlubiyet alarak 93 puanla şampiyon olarak kapatmıştı Chelsea, Batı Londra’nın zenginler kulübü. Bir sezon sonra 9 mağlubiyetle ilk dörde girmeyi başaramadılar. 2000 senesinden beri 15 teknik direktör değiştiren, şampiyonluk kupasını kaldırdığı sezondan sonra bile hocayla yolları ayıran Abramovich’in, Conte ile devam etmesi mümkün olmayacaktır sanırım, velhasıl gelsin yeni hoca…

Şampiyonluk hedefiyle başladığı sezonu 6. sırada tamamladı Arsenal, 2018 senesinde deplasmanlarda sadece üç puan toplarken sezonda 13 yenilgileri var. Deplasman karnesi küme düşmüş West Brom kadar berbat, Fransız hocanın 22 senelik serüvenindeki en kötü sezonu, üstelik geçen sezonda olduğu gibi ligi ezeli rakibin altında bitirdiler. Wenger’in hüzünlü vedasından sonra şimdilerde yeni hoca arayışındalar ama kulüpte tepeden tırnağa değişimin kaçınılmaz olduğu da bir gerçek. Yeri gelmişken, Mesut Özil’e dair yazmadan geçmeyelim. Hakkındaki en iyi yorumu geçenlerde Evening Standard gazetesinde okumuştum. “Çok iyi bir takımı süper yapacak kadar yetenekli ama iyi bir takımı çok iyi yapacak kadar değil!” diyordu yazar. Sezon sonunda takımdan ayrılan Wenger, geride iyi kadro bıraktığını, üç takviye ile zirveye oynayabileceklerini dile getiriyor sıklıkla. Yaşlanmış olmasına verelim, malum takımın deplasman karnesi bile o tezini çürütmeye yeter herhalde…

Sezonun hayal kırıklığı yaratan takımlarından West Ham United, Doğu Londra’nın köklü ama hüzünlü takımı. Nice tarihi gün görmüş Upton Park Stadından sonra taşındıkları yeni mabetleri yaramadı, bu sezon kalelerinde küme düşen Stoke City kadar gol (67) gördüler, evlerinde oynadıkları 19 maçın 7’sini kaybettiler. Ama mali açıdan bereket getirdi Olimpiyat Stadı, 19 maçta 966.980 taraftarı ağırlarken maç başına 56.881 taraftar ortalaması yakaladılar…

İki sezondur lige son haftalarda tutunurken bu sezon kurtarıcıları Marko Arnautovic oldu. 29 yaşındaki 1.92’lik Avusturyalı ligde 10 gol kaydetti. En son 2006-2007 sezonunda Zamora ligde 11 golü bulmuştu. Yani onların da golcüden yana pek yüzleri gülmüyor. Everton maçı öncesinde, o güzel yaz akşamında karşılaştıkları Manchester United karşısında 3-4-2-1 dizilişinde çıkıyor, topa yüzde 41 oranında sahip oldukları devreyi kalecileri Adrian’ın gününde olması sayesinde golsüz kapatıyorlardı. 31 yaşındaki İspanyol kaleci 2013 senesinden beri West Ham’ın kalesini koruyor. Sakatlığı nedeniyle kadroda yer alamayan Lukaku’nun yokluğunda iki forvet Sanchez ve Lingard ile sahaya çıkan Mourinho’nun takımı Pogba’nın çalışkanlığına rağmen gol yollarında etkisizdi. Tevekkeli değil Belçikalı’nın yokluğunda genç forvetlerini eleştiriyor Portekizli. Yüzünü güldüren ise 21 yaşındaki orta saha oyuncusu Scott McTominay, gelecekte adını sıkça duyacaksınızdır sanırım. 59.902 taraftarın önünde iki takım da gol bulmayı başaramazken bordo mavililer sıkıntılı geçen sezonun sonunda lige tutunmanın sevincini yaşadı. Hatırlatmadan geçmeyelim, Ligde Manchester United ile 44 kez karşılaşmışlar, sadece 5 galibiyetleri var. Mourinho, takımının ikinciliği garantilediği maçtan sonra Federasyon Kupasını kazandıkları takdirde sezonu başarılı olarak gördüğünü vurguluyordu…

Ama beterin beteri var, düşmeler ve çıkmalarla geçen zamanlardan sonra 2007-2008 sezonunda Premier Lig’e yükselmişti Stoke City. 10 sene sonra ligi sonuncu sırada bitirerek küme düştüler. Kim bilir, belki Arnautovic’i West Ham’a göndermemiş olsalar şansları olurdu ama futbolda transfer işinde fena yanılmak da var. İnanmayan küme düşen West Brom’un sezon başındaki transferlerine göz atsın. Çinli forvet Zhang Yuning için 6,5 milyon Sterlin ödediler ama takımla bir kez bile sahada yer almayan 21 yaşındaki golcüyü (!) Werder Bremen’e kiraladılar. Kaderin cilvesi, Alman takımında da forma şansı bulamadı 21 numara…

Düşen son takım sezonun son haftasında belli oldu, Galler’in “Kuğuları” Swansea City 2011 senesinde yükseldiği Premier Lig’e veda etti, üstelik Galler’in diğer takımı Cardiff City’nin onların bıraktığı yeri kaptığı sezonda. 2013-2014 sezonunda UEFA Kupasında parlamış, son 32’de Napoli karşısında elenmişti Swansea City. Geçen sezon takımı sırtlayan Sigurdsson ve Llorente’yi elden çıkarıp, yerlerine eski oyuncuları Bony ve Ayew’i transfer ettiler. Transferine 18 milyon Sterlin ödedikleri Ayew bırakın golü, çoğu maçta kaleyi bile bulamadı…

Madem Galeano ile başladık ilk yazıya, sezonun hüsranlarını, düşenleri anlattığımız bu yazıyı da ondan bir alıntıyla bitirelim:

“Tarih, asla elveda demez, görüşmek üzere der!” Başta 30 sene aradan sonra iş bilmez ellerde küme düşen güzel insanların takımı Gençlerbirliği olmak üzere tüm düşenlerin en kısa zamanda dönmeleri temennisiyle…