İşlerin yolunda gitmediğini gören Cumhurbaşkanı Erdoğan yol arayışlarına girdi. Bir yandan içeride partisini ve Cumhur İttifakı’nı bir arada tutmaya çalışırken, diğer taraftan ülke ülke gezip sıcak para bulmaya çalışıyor.

Sıcak para için nafile seferler

BirGün ANKARA

Dün gerçekleştirilen AKP MKYK toplantısından sonra sözcü Ömer Çelik bir kez daha başkan adaylarının Erdoğan olduğunu duyurdu. Hem Cumhur İttifakı hem de AKP Erdoğan dışında bir isimle yola devam edemeyeceklerini ifade etmiş oldular.

Aksini düşünen fazla insan olmamakla birlikte AKP içinden ya da Cumhur İttifakı bileşenlerinden kopma, diğer partilerle birleşme gibi senaryolar söylenmedi değil. Açık parçalanma ve büyük kopuşlar yaşanmasa da merkez kaç eğilimleri her geçen gün artıyor.


Erdoğan, bu eğilimleri ortadan kaldırmak için parti örgütüyle sürekli bir araya gelirken bazı isimlerle de doğrudan görüşmeler yapıyor. Parti içinde önemli görevlerde bulunan bir isim, bir grup gazeteciyle yapılan sohbette AKP’nin bir arada güçlü bir şekilde durmasının ilk koşulunu ekonominin düzelmesi olarak açıklarken “Bu yetmez. Mutlaka dışarıdan desteğe ihtiyaç” var diyerek cephenin genişletilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Erdoğan’ın izlediği seçim yoluna baktığımızda böyle bir çabanın varlığından bahsetmek mümkün.

YÜKSELİŞ İÇİN ACİL PARA LAZIM

Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile arayı düzelttikten sonra hızla kendini Orta Asya’ya attı. Orada başta Türkmenistan olmak üzere bir dizi görüşmede bulundu. BAE’nin 10 milyar dolarlık yatırım sözünden sonra Asya’dan ne kadar geleceğine dair henüz bir açıklama yapılmadı. Ama bir başka açıklama daha var ki o da Erdoğan’ın ne kadar zorda kaldığını gösteriyor. Erdoğan, en kısa sürede İsrail ve Mısır’da elçiliklerin açılacağını duyurdu. Ve nihayet uçağa binerek daimi para kaynağı Katar’a uçtu.

Faizlerin indirilmesinin, ülkenin iyice ucuz hale getirilmesinin, AKP iktidarının istediği kaynağı oluşturmadığı/oluşturmayacağı anlaşıldı. Batı ülkelerinin ya da ülke içindeki büyük sermayenin Erdoğan’ın çağrılarına kulak vermeyeceği belli oldu. Dolayısıyla Erdoğan için Orta Asya ve Körfez ülkeleri dışında alternatif kalmamış oldu. Ama buradan gelecek paranın hem miktarı hem de zamanlaması Erdoğan’ın derdine derman olmayacak.

AKP yönetiminin “yeniden seçim kazanabiliriz” mesajı parti örgütünü ve seçmeni ikna etmeye yeterli olmayacak. Kamuoyu yoklamaları bu kesimlerde bile sorun olduğunu gösteriyor. Bu kesimlere bir de asker-sivil bürokrasi ve ittifakı büyütmeyi hedeflediği farklı isimleri de eklemek lazım. Her ne kadar Saadet Partisi’yle ilgili markaj sonuç vermediyse de Erdoğan’ın benzer girişimlerde bulunduğu bilgileri geliyor. HÜDAPAR’la yetinilmeyerek farklı eğilimdeki Kürt partiler ve çevrelerle dolaylı ilk tur görüşmelerinin yapıldığı biliniyor. Buna benzer girişimler ülkenin batı tarafında da başlatıldı. Erdoğan’ın bugün partide aktif olmayan hatta eleştirel tutum alan isimlerle diyalog süreci istediği kulislerde konuşuluyor. Bu isimlere kızgın olduklarını bile dahil etmiş.

Bu görüşmelerden henüz beklenen sonucun çıkmadığı yine AKP’li isimler tarafından dile getirildi. Çağrılan isimler işi biraz yavaştan alıyor. Daha önce her çağrıya koşarak gelen isimlerin şimdi neden ağırdan aldığını sorduğumuz AKP’liler “Havanın değişmesi için kamuoyu yoklamalarında okun yukarıya doğru göstermeye başlaması gerekir” sözleri durumu ifade ediyor.

Kamuoyu yoklamalarında ekonomik kriz açık ara yurttaşın birinci meselesi olduğu sürece bu gösterge değişmeyecek. İçeride uygulanan ekonomik programın dış finansmanla desteklenmesi gerekiyor. O yüzden Erdoğan’ın yılsonunda günlerinin önemli bölümünü havada geçireceğini söyleyebiliriz.