Geçtiğimiz hafta TBMM’dekibir komisyon görüşmesine AK Parti İstanbul milletvekili İsmet Uçma’nın sözleri damgasını vurdu. T24’ün haberine göre Uçma, “Gezi’de 77 düvelle savaştık. Çanakkale’de olduğu gibi.” ifadelerini kullandı.

Şizofreni; düşünüş, duyuş ve davranışlarda önemli bozuklukların görüldüğü, hastanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı, genellikle gençlik çağında başlayan bir ruhsal hastalıktır. Psikiyatrik rahatsızlıkların tanısında başvurulan DSM IV’te şizofreni teşhis kriterleri şöyle sıralanır: 1

Hezeyanlar. 2- Halüsinasyonlar.3- Dezorganize konuşma. 4- İleri derecede dezorganize ya da katatonik davranış. 5- Negatif semptomlar, afektif düzleşme, aloji (konuşma/fikir fakirliği) ya da avolusyon (irade kaybı).

Değerli milletvekili (yedi de değil) 77 düvelle savaştıklarını söylerken, belki de bir bildiği vardır, diye düşünmüş olabilirdik. Aylardır duyup gördüklerimizden sonra ise ancak “geçmişler olsun” diyerek devam edebiliyoruz.

1. Hezeyanlar: Gezi’nin arkasında Otpor var. Faiz lobisi de var. İstanbul trafiğini Geziciler bilinçli olarak kilitliyor. Darbe yapacaklardı, bu amaçla başbakanlık ofisini işgal etmeye kalktılar. Ali İsmail’i arkadaşları dövdü.
2. Halüsinasyonlar: Cami’de içki içtiler. Polisimize gerçek mermiyle saldırdılar. ABD’deki Occupy eylemlerinde 19 kişi öldü. Gezi’de 77 düvelle savaştık.
3. Dezorganize konuşma: Yayında mıyız? Brezilya’dan sevgi ve selamlar. Oukl. Rö.
4. İleri derecede dezorganize ya da katatonik davranış: Marmaray’ı alelacele hizmete sokmak (29 Ekim’de açılması planlanan Marmaray, elektrik/elektronik yüksek mühendisi olan ve Marmaray projesinde 8 yıl görev yapan Rıza Behçet Akcan’ın raporuna göre şu haliyle büyük güvenlik riskleri taşıyor. TMMOB’un paylaştığı rapora göre elektronik güvenlik sistemi hazır değil, yapılan deneme seferleri yetersiz ve tünele su dolması halinde başvurulacak bir acil güvenlik planı mevcut değil). Çılgın proje Kanal İstanbul’da ısrar etmek (Türkiye’nin sayılı deniz bilimcilerinden -affedersiniz ODTÜ’lü- Prof. Cemal Saydam’a göre, Kanal İstanbul projesi hayata geçirilirse on yıl içinde boğaz kokuşmuş yumurta gibi kokacak, 30 yıl içinde ise Marmara Denizi’ndeki hayat tamamen bitecek).
5. Negatif semptomlar, afektif düzleşme, aloji (konuşma/fikir fakirliği) ya da avolusyon (irade kaybı): “Ben merak ediyorum dünyanın çeşitli yerlerinden bu olaylara karışanlar nasıl geldi? Sanatçılara mahalle baskısı uygulayanları milletim bilsin.. Şimdi ben buradan bazı okul müdürlerine öğretmenlere sesleniyorum. Ben bu tür okul müdürlerini okullarımın başında görmeye asla müsaade edemem.. Aynı şekilde üniversiteler. İmtihan var ama sınav iptal ediliyor miting için.. Medyaya şiddet uygulayanları milletim görsün. Türk ekonomisine zarar vermek için açıklama yapanları kendi ülkesine kastedenleri milletim anlasın.. 18 gün boyunca sokak sokak terör estirenlere, başörtülü kardeşime el uzatanlara yanında bebeği olduğu halde hem anneye hem bebeğe el uzatanlara. Dolmabahçe Camisi’ne ayakkabılarıyla giren alkol kullananlara gereken hesabı mutlaka soracağız.”

Eski bir dost, “akıl odur ki, güzellik yaratır” derdi. Teşhiste amaç teşhir ya da alay değil, şifadır. Zaten psikiyatrik kavramlar da, konunun uzmanı olmayan benim gibiler tarafından hem de toplumsal alanda kullanıldıklarında şüphesiz ki sadece amatör bir akıl yürütmenin aracı olabilirler.

Yine de, “Gezi’den sonra hiç bir şey aynı kalmayacak” derken bu kadarını beklemiyorduk herhalde.