Doç. Dr. Kaliber, "Göç sorununu çözmek için üçüncü bir ülkeye ekonomik yardımlar yapıp mültecileri oraya hapsetmek yerine geldikleri ülkelerle ilişkiler kurulması ve hayat standartlarının yükseltilmesi gerekli” dedi.

Sığınmacı krizi parayla çözülmez

Umut Serdaroğlu

Polonya ve Belarus sınırında gerçekleşen göçmen krizi giderek büyüyor. Haziran ayından beri devam eden göçmen sorunu Polonya tarafından sınırların kapatılması sonucu birçok göçmenin sınır bölgesinde yığılmasına neden oldu. Polonya polis kayıtlarına göre 3 bin 500’den fazla sığınmacının akıbetinin belirsizliği devam ediyor. Bu süreç içerisinde göçmenler soğuk hava şartları ve Covid-19’un pençesinde hayatlarını sürdürmeye devam etmeye çalışıyor.

Yaşanan krizde Avrupa Birliği belirli yaptırımlar uyguluyor olsa da bekleyiş içerisindeki sığınmacılara yönelik herhangi bir yardım şu anda söz konusu değil.
BirGün’e konuşan Altınbaş Üniversitesi’nden Doç. Dr. Alper Kaliber, AB’nin göçmen krizi çözümü için Belarus’a karşı gerçekleştirdiği yaptırımların yeterli olmadığını ve bu yaptırımların çoğunlukla göçmen trafiğine yardımcı olan kişilere, kurumlara veya turizm ajanslarına yönelik olduğuna dikkat çekti.

Yaptırımların uzun vadede de herhangi bir sonuç getirmeyeceğini ekleyen Kaliber, “AB’nin göçmenler konusunda çok daha kapsayıcı ve uzun vadeli çözümlere ihtiyacı var çünkü göçmenlik mevzusu günümüzün gerçeği ve nerde nasıl ortaya çıkacağı belli değil” dedi.

Sınırdaki sığınmacıların durumları hakkında doğru bir bilgi edinemediklerine dikkat çeken Doç. Dr. Kaliber, “10 kişiden fazla göçmenin öldüğü söyleniyor. Açlık ve soğuktan dolayı bu ölümler daha çok artabilir. Uluslararası yardım kuruluşlarına bölgenin açılması gerekiyor ve bunun için Avrupa Birliği’nin daha yapıcı politikalar izlemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kaliber sürecin bu şekilde devam etmesi halinde Belarus’a komşu olan Letonya ve Litvanya üzerinden de Baltık ülkelerine doğru yoğun bir göç akışının ihtimal dâhilinde olduğunu belirtti.

Diğer taraftan Kaliber, Lukaşenko’nun seçilmesinin ardından AB’nin Belarus yönetimine karşı kullandığı negatif söylemler ve uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Lukaşenko’nun bu krizi bir “rövanş” olarak kullandığını aktardı.

AB ve Rusya arasında karşılıklı sözlü atışmaların olduğunu belirten Kaliber, “AB ve Rusya arasında daha geniş bir çatışma var. AB açıkça Rusya’yı Belarus’u kışkırtmakla suçlarken Putin de AB’nin yaptırımlarını itibarsızlaştırmak istiyor” dedi. Lukaşenko’un ise yaptırımlara rağmen geri adım atmamasında Rusya’nın payı olduğunu söyleyen Kaliber, “Belarus’a yapılan yaptırımlar bir anlam ifade etmiyor çünkü Rusya bu yaptırımları kolaylıkla tazmin edebilir” dedi.
Ukrayna üzerinden gerçekleşen gerilimin de bu süreçte ayrı bir rol oynadığını söyleyen Kaliber, yaşanan göçmen krizinin Ukrayna sorununun yakın zamanda tekrardan gündeme gelmesine yol açabileceğini belirtti.

FİKİR AYRILIKLARI SÜRECİ ETKİLİYOR

Çözümü etkileyen bir başka konunun ise Avrupa Birliği ülkelerinin göçmen politikalarında fikir ayrılıkları olduğunu söyleyen Kaliber, “Macaristan ve Polonya gibi ülkeler mülteci lafını bile duymak istemiyor ve hatta sosyal demokratlar tarafından yönetilen Danimarka gibi kimi İskandinav ülkeleri de buna dâhil. Bunun sebebi ise bu ülkelerin aşırı sağa rehin kalmış olmaları. Her ne kadar popülist sağ partilerin gücü azalıyor gibi dursa da savundukları değerler sağ siyaseti içerisinde ana akım hâline geldi. Bu durum ideolojilerinin hiçbir şekilde zayıflamadığını aksine daha yerleşik bir hâle geldiğini gösteriyor. Hatta sol merkez partilerin de İskandinav ülkelerindeki mülteci karşıtı söylemlerine bakıldığında göçmen karşıtı tavrı benimsemiş olduğu görülüyor” diye konuştu.

Ülkeler arası anlaşmazlıktan dolayı AB’nin göçmen konusunda bütünleştirici bir strateji yaratamadığını belirten Kaliber, bundan dolayı AB’nin son dönemde göçmen politikasının hep sorunlu olduğunu ve temelde üç saç ayağına dayandığını ekledi. Bunların güvenlikleştirme, dışsallaştırma ve ekonomik yardımlar olduğunu aktaran Kaliber, “Güvenlikleştirme ile AB göçü güvenlik sorunu olarak algılayarak göç akışını engellemek için gözetim teknolojileri gibi araçları kullanarak güvenlikçi tedbirlere başvuruyor. Dışsallaştırma ile sorunları kendi sınırları dışında çözebilmek için geri kabul anlaşmaları karşılığında vizelerin geri verilmesini sağlıyor. Ekonomik yardımlar ile de tekrardan göçmen sorununu kendi sınırları dışında tutabilmek için göçmenlerin transit geçiş olarak kullandığı ülkeler ile ekonomik yardıma dayalı anlaşmalar sağlayarak sorunu çözmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

AB’nin Ukrayna ve Moldova gibi ülkeler ile görüşerek sınırdaki göçmen krizini çözmeye çalışmasının da ekonomik yardımlar ile gerçekleştirmeyi planladığını söyleyen Kaliber, “Göç sorununu çözmek için üçüncü bir ülkeye ekonomik yardımlar yapıp mültecileri o ülkeye hapsetmek yerine geldikleri ülkeler ile daha doğrudan ilişkiler kurulması ve hayat standartlarının yükseltilmesi gerekli” dedi.

DUVAR ÖRMEK EMEK VE PARA İSRAFI

Polonya’nın parlamentodan sınıra duvar örülmesine yönelik yasa geçirdiğini ve cumhurbaşkanı tarafından da kabul edileceğini aktaran Kaliber şu ifadeleri kullandı: “Örülecek duvarın masrafları AB tarafından karşılanacak gibi duruyor. Ancak duvar örmek gereksiz bir emek ve para israfı çünkü duvarın da göçü durduramadığı birçok yerde görülüyor. Diğer taraftan 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ile yeni bir döneme girildiği düşünülürken birçok ülke sınırlarında duvarların örülmeye başlanması aslında duvarların dünyasının geri döndüğünü bizlere gösteriyor.”

***

Bir günde 98 göçmen alıkonuldu

Malatya’nın ardından İzmir ve Muğla’da yurtdışına geçmek için botlarla denize açılan 98 göçmen alıkonuldu. Önceki gün Malatyapolis tarafından göçmenlere yönelik düzenlenen operasyonlarda 32 göçmen alıkonuldu. Dün ise botla denize açılan göçmenlere Sahil Güvenlik Güçleri operasyon yaptı. İzmir’in Dikili ve Çeşme ilçeleri açıklarında, denizde mahsur kalan 50 göçmen alıkonuldu.

Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Çeşme'nin Karaada açıklarında can salı içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisini aldı. Bölgeye sevk edilen Sahil Güvenlik ekipleri, can salındaki 29 göçmeni alarak kıyıya çıkardı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde, 16 metrelik fiber teknenin motor arızası vermesi sonucu aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 48 göçmen kurtarıldı, 1 şüpheli gözaltına alındı.