Ankara’da şehrin merkezinde, Önder Mahallesi’nde zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan sığınmacılar yaşıyor. Sığınmacılar, Suriyeli oldukları için “hak etmedikleri” söylemlere maruz kaldıklarını ifade ediyor.

Sığınmacılar, artan göçmen karşıtlığı nedeniyle endişeli: Savaşı gören bilir

Nisa KÜÇÜK

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan milyonlarca göçmen, bir yandan yaşam savaşı verirken diğer yandan geçim derdiyle boğuşuyor. Etkin bir göçmen politikası bulunmayan AKP’nin belirsiz uygulamaları ile de mücadele ederek yaşamlarını sürdürmeye çalışan sığınmacılar, son dönemde artan “göçmen karşıtı mesajlar” nedeniyle endişeli olduklarını anlatıyor.

Ülkedeki sığınmacılara yönelik tartışmaların artmasının ardından hedef haline gelen ilk kesim Suriyeliler oldu. Yıllardır Türkiye’de yaşam mücadelesi veren Suriyeli sığınmacıların Ankara’da yaşadıkları mahallelerden biri olan Önder Mahallesi’nde de çok sayıda aile, ırkçı saldırıların hedefi haline gelmekten korktuğunu ifade ediyor. Halep’ten gelen Suriyelilerin yoğunlukta yaşadığı Önder Mahallesi’nde, birçok aile, yıkık dökük, duvarları bile olmayan yerlerde yaşıyor. Mahalledeki birçok sığınmacının Türkçe bilmemesi de yaşamlarını zorlaştırıyor.

SİGORTASIZ ÇALIŞIYORUM

Önder Mahallesi’ne Halep’ten göç eden İ.B, yaşadıklarını BirGün’e anlattı. 23 yaşındaki İ.B, yedi yıldır Türkiye’de yaşadığını söyledi. Türkiye’de bir çantacıda çalıştığını ifade eden İ.B. göç hikâyesini şöyle anlattı: “14 yaşımdayken savaş başladı. Savaştan önce okula gidiyordum, savaş başlayınca okullar kapandı ben de işe başladım. Tornacı oldum. Bir kardeşim savaşta öldü, bir kardeşim kaçırıldı. Sonra ailemle Halep’ten Azez’e, oradan da Kilis’e geldik. Sonra arabayla Ankara’ya gelebildik. Buraya annem, babam ve kardeşlerimle birlikte toplam on iki kişi geldik. Ben ortanca çocuğum. Burada bir çantacıda sigortasız olarak çalışıyorum.”

Ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını söyleyen İ.B, “Türkiye’de iki küçük kardeşim okula gitti. Okuldakiler kardeşlerimi Suriyeli olduğumuz için istemedi. Kardeşlerimi dövdüler. Kardeşlerim bu yüzden okulu bıraktı” dedi. Kardeşlerinin şu an çalıştığını kaydeden İ.B, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Biz burada çalışıyoruz. Parayla ev, araba aldığımızda, ‘Bak Suriyeli arabaya biniyor, ev alıyor’ deniyor. Bunları diyen çocuklara ne diyeceğiz? Ücretsiz hiçbir şey aldığımız yok. Ben sabah, akşam çalışıyorum. Bir sorsalar nasıl oldu, çalışıyoruz... Türkiye’de ‘o Suriyeli, bu Suriyeli’ ayrımı var. Biz sadece yaşamak istiyoruz.”

savasi-goren-bilir-904263-1.

İLK İKİ YILIMIZ İYİYDİ

Türkiye’de yaşadığı ayrımcılık yüzünden göç etmek istediğini söyleyen İ.B. “Avrupa’ya gitmek istiyoruz. Göç etmek zor ama Kanada’ya gitmek istiyorum. Ne zaman kabul ederlerse ailemle birlikte gideceğiz. Türkiye’de Suriyelilerin daha fazla kalacağını düşünmüyorum. Belli, bizi göndermek istiyorlar. Bolu Belediye Başkanı bizim gitmemizi istediğini söyledi. Türkiye’ye geldiğimiz ilk iki yıl Türkler çok iyiydi. O dönem bize ‘Gel arkadaş’ diyorlardı. İki sene sonra, ‘Suriye’ye git’ denilmeye başlandı. Niye böyle davranıyorlar, bilmiyorum. Beş parmağın beşi bir olmuyor, iyi olanlar da var kötü olanlar da” diye konuştu.

SAVAŞ NEDİR BİLMİYORLAR

Türkiye’dekiler savaş ne bilmiyor diyen İ.B sözlerini şöyle bitirdi: “Buradan bir Türk ile birlikte Suriye’ye gitsek bir saatte gördüğü şeyler yeterli olur. Savaştan önce Türkiye’ye ziyaret için gelmek istiyordum, çok merak ediyordum. Şimdi ‘Suriye’ye ne zaman gideceğim’ diyorum. Suriye televizyonuna bakınca ağlıyoruz. Orada sevdiklerimizin mezarını arıyoruz. Suriye’yi çok özlüyorum. İlk geldiğimde Ostim’de çalıştım. Bir hafta çalıştım, bana 250 TL verdiler. Normal işçiye verilen paradan az para verdiler. Bizim sigortamız yok. Hastaneye parasız gidemiyoruz. İlk geldiğimizde sağlık hizmetleri ücretsizdi, şimdi sigorta istiyorlar ama patronlar sigorta yapmıyor”

savasi-goren-bilir-904266-1.

SAVAŞ BİTSİN GİDECEĞİM

Beş senedir Türkiye’de yaşayan Abdülselim S. ise Önder Mahallesi’nde bakkal işletiyor. 46 yaşındaki Abdülselim S, “Buraya eşim ve iki çocuğumla birlikte geldim. Bir çocuğum savaşta öldü, bir çocuğumun elini kestiler. Suriye’de kızımın bileziklerini alıp kolunu kestiler” dedi.

Hayatının çok zor olduğunu söyleyen Abdülselim B, şunları söyledi: “Suriye’de ev var, araba var ama hayat çok zor, savaş var. Halep’ten Kilise çok zor vardık. Yollar çevrilmiş olduğu için 45 dakikalık yere saatler sonra vardık. Türkiye’de çalışıyoruz, ekmeğimize bakıyoruz. Savaş bitsin hemen Suriye’ye gideceğim. Buradaki mallarımızı da satmayacağız, buraya bırakacağız.”