Sığınmacıların yerleştirilmesi planlanan yerler, iktidar partisinin  nasıl bir oyun içerisinde olabileceğine yönelik ipuçları veriyor

Sığınmacıları kullanarak demografik yapıyı bozacaklar : Oy vermiyorsanız oy vereni buluruz!

ERK ACARER erkacarer@birgun.net @eacarer

AKP’nin mazlum edebiyatı yaparak, sığınmacılar üzerinden demografik yapıyı bozma çabası, büyük tepki çekiyor. AKP’nin Aleviler, Kürtler ve seküler kesimin bulunduğu yörelerde ‘ele geçirme’ yöntemiyle kamp inşa etme ya da Suriyeli taşınma niyeti, kültürel yapıyı bozmaya ve tek tip bir inancı dayatmaya yönelik tehlikeli bir oyun olarak görülüyor.
AKP’nin kendisine oy çıkmayan yerlerde yeni bir seçmen profili yaratmakla ilgili telaşı başka sorunların da önünü açıyor. Köylülerin meralarına, tarihi alanlara ve jeotermal bölgelere hiç acımadan kıyılmaya çalışılıyor.


Üç örnek bölge AKP’nin planını deşifre ediyor

1. Maraş: Sünni bir set çekecekler

Maraş’ta Alevi nüfusunun yaşadığı habitat bölgesine, Pazarcık’a 27 bin kişilik sığınmacı kampı yapılmak istenmesine yönelik tepkiler büyüyor. Bölge halkı, yapılmak istenen kampın cihatçıları da barındıracağını ileri sürüp “Burada El Nusra kampı istemiyoruz” diyor. Maraş Alevilerinin, 78 Katliamı’na yönelik hafızası düşünüldüğünde endişelerinde ne denli haklı oldukları görülüyor. Öte yandan bölgede cihatçıların cirit atması, hastanelerde radikal İslamcıların bulunduğu iddiaları ve son olarak geçen hafta Maraş’ta yakalan 4 IŞİD’çi bu kaygıları somut hale getiriyor. Aleviler, “AKP’nin yapmak istediğini anlıyoruz” diye özetliyor: “Bizlerin yaşadığı bölgeye Sünni bir set çekmeyi planlıyorlar. Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı verilecek. Bu, daha ilk etapta yüzbinlerce sığınmacının oy kullanması demek. AKP, bizden alamadığı oyu, sığınmacıları kullanarak elde etmeye çalışıyor. Bizim göçe zorlamak istiyorlar. Bu çok tehlikeli bir oyun.”

2. Diyarbakır: Çok tehlikeli bir oyun

HDP Vekili Müslim Doğan, iktidarın Suriyeli mülteciler üzerinden demografik yapıyı değiştirme çabasında olduğunu belirterek; “Sığanmacılar üzerinden böyle bir proje yürütmek çok tehlikelidir. Aleviler ve Kürtler bu durumu kabul etmez” diyor. Sığınmacılara destek vermenin vicdani bir yükümlülük olduğunu ifade eden Doğan, bazı şeyleri birbirinden ayırmak gerektiğine ise şu ifadelerle dikkat çekiyor: “Türkiye’de cihatçı örgütlere yönelik kaygılar üst düzeyde. Söz konusu yerlere kurulacak yaşam alanları içinde DAİŞ çetelerinin örgütlenebileceğini bütün Ortadoğu uzmanları söylüyor. AKP’nin esas amacını da biliyoruz. Yeni bir seçmen profili ortaya çıkarmak istiyorlar. Esas büyük endişemiz ise Kürt ve Alevi bölgelerindeki inanç ve kültür mozağini bozup tek bir inanç sistemine yönelik dayatmanın yapılması.”

HDP’li Doğan, Sur’da yaşanan süreci de bu açıdan ele alıyor: “Acele kamulaştırmanın uygulanacağı koşullar bellidir. Böyle bir kararı, bu koşullar dışında alırsanız başka bir politika yürüttüğünüze ilişkin soru işaretleri ortaya çıkar. Niyetleri belli. Oradaki sosyal dokuyu bozup, farklı bir doku yaratacak ve toplumsal muhalefetin önüne geçmeye çalışacaklar.”


3. İzmir: Başka yer mi kalmadı?

Suriyeli sığınmacıların taşınmak istediği bir diğer bölge ise Dikili. Avrupa’ya geçen sığınmacıların iadesi sonrasında Dikili’ye bir geri kabul merkezi kurulacağı belirtiliyor. Buranın ‘geçici bir merkez’ olacağı iddia edilse de Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, “Valilik ve Kaymakamlık inandırıcı değil” diyor. Tosun; diğer yörelerdeki benzer endişelere şu sözlerle vurgu yapıyor: “Resmi makamlardan yeterli bir bilgi alamıyoruz. Vali Mustafa Toprak, önce ‘Hayır, böyle bir kamp kurulmayacak’ bilgisi veriyor. Ancak ardından, bizi ‘sığınmacıları istememekle ve vicdansızlıkla’ suçluyor. Vekillerimizin soru önergelerine cevap verilmiyor.”
Tosun, “Sadece bir iade merkezi yapacaklarını söylüyorlar ancak bunun doğruluğundan şüphe ediyoruz çünkü ortada bir taşıma ihalesi yok. İhale bir günlük iş değildir” diyor. Tosun, şu bilgileri veriyor: “Eğitim olanakları sınırlı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kamplarda yedi hastalığın artış eğiliminde olduğunu açıkladı. Hastane sayısı yetersiz. Burası turizm bölgesi. AKP’nin öncelik verdiği istihdam alanları ve sanayi bölgeleri var. Kamplar böyle yerlerde olmalı. Halk çok tedirgin. Böyle bir yapılanmada bölge halkı göçe zorlanır.”

***

Asimilasyon mu amaçlanıyor?
Pazarcık’ta halkın tepkilerine rağmen iş makineleri çalışmaya devam ediyor. Maraş’taki Alevi halkı günlerdir direnişte. Kurulan çadırlar, güvenlik güçleri tarafından sökülerek inşaat alanın dışına çıkarıldı. Pazarcık halkı, devletin ısrarına, “Burası bizim arazimiz, bize ait olan yerlere el koyup asimilasyon mu amaçlıyorlar?” diye soruyor. Halk, Maraş’ta direnişin sonuna kadar süreceğini belirtiyor. Talep kısa bir şekilde dile getiriliyor: “Biz burada El Nusra kampı kurulmasını istemiyoruz!” Pazarcık’ta yaşayan Aleviler, konunun kamuoyu tarafından da sahiplenilmesini istiyor. Öte yandan ‘Maraş’ta sığınmacı kampı sorunu’ CHP ve HDP’li vekiller aracılığıyla Meclis gündeminde de tartışılıyor.