Hatırlanacak olursa özel sigorta endüstrisi ve Demokrat Parti elitleri, Bernie Sanders’ın 2020 başkanlık kampanyasını ve devlet-ödemeli sağlık sigortası sistemine doğru hızlı bir ilerleme hayalini baltalamak için ittifak kurmuşlardı.

Sigortasız Amerikalıların Covid-19 kâbusu

Meagan Day

Hâlihazırda başka sağlık sorunları olan yetişkinler, koronavirüse yakalanmaları durumunda ciddi şekilde hastalanma veya ölme riskiyle karşı karşıyalar. Bu da sigortalı olma ihtimali en az olan insanlarda oldukça sık karşılaşılan bir durum.

Amerika’daki hastalık kontrol ve önleme merkezleri, Covid-19’a yakalanmaları durumunda ciddi risk altında olan iki grup belirledi: Yaşlılar ve hâlihazırda başka sağlık sorunu olan insanlar.

Salgın Amerikan nüfusunda hızla yayılırken hükümetin en iyi tabirle “gözden çıkarmak” olarak nitelendirilebilecek yetersiz politika, milyonlarca insanın yaşamını tehdit ediyor. Ne var ki, bu insanların sağlıkları ve hatta yaşamları risk altındayken en azından 65 yaş üstü olanların Medicare sistemi sayesinde sağlık sigortası var. Hiç değilse bu yaş grubunun tıbbi endişeleri bir de fahiş faturalar ile karşı karşıya kalma ihtimalleri ile perçinlenmiyor.

Ancak aynı güvence 65 yaş üstü olmayan ve başkaca sağlık sorunları bulunan yetişkinler için söz konusu değil. ABD, tüm vatandaşlarını kapsayan bir sağlık sigortası sistemine sahip olmadığı için milyonlarca Amerikan vatandaşı ya sigortasız şekilde yaşıyor ya da kısıtlı bir sigorta sistemine dâhil edilmiş durumda. General Internal Medicine Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, nüfusun yüzde 17’si böylesi bir yüksek risk grubunda yer alıyor.

Araştırmacılar, tüm ihtimaller hesaba katıldığında, virüse yakalanmaları ve yetersiz sigortaya sahip olmaları durumunda 18.2 milyon Amerikalının Covid-19’u oldukça ağır geçireceğini öngörüyor.

Bu konu üzerinde çalışan Harvard Üniversitesi akciğer hastalıkları uzmanı Adam Gaffney’nin başında olduğu araştırmacı ekibi de hangi grubun daha fazla risk altında olduğu ve yeterli sigortaya sahip olmadığı üzerine bir araştırma yürütmüşler ve yeterli sigortaya sahip olmayan grubun aynı zamanda virüse yakalanma ihtimali en yüksek grup olduğunu belirlemişlerdir. Buna göre astım, kalp rahatsızlığı, obezite ve diyabet gibi rahatsızlıklara sahip olan yetişkin nüfus, aynı zamanda düşük gelirli, kırsalda yaşayan, etnik azınlık grupları içinde yer alan ve Medicare kapsamına girmeyi reddetmiş nüfusla ciddi bir kesişim gösteriyor.
Diğer bir deyişle, bu salgın sırasında COVID-19’a yakalanarak ciddi şekilde hastalanma riski altında olan grup, aynı zamanda yeterli sigortaya sahip olma ihtimali en düşük olan grup.

Bu noktada, gelir seviyesi, hem yetersiz sigortaya sahip olma, hem de risk altında olma durumunu belirleyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu konu üzerine yürütülen bir araştırmaya göre de, yıllık geliri 15 bin doların altında olan vatandaşlar, yıllık geliri 50 bin dolar üzeri olan vatandaşlara göre iki kat daha fazla risk altında ve üç kat daha fazla yetersiz sigortalı ya da tamamen sigortasız bir şekilde yaşıyorlar. Aynı araştırma ayrıca Asyalı Amerikalılar dışındaki etnik azınlıkların beyazlara kıyasla daha çok risk altında, sigortasız ya da yetersiz (kısmi) sigortalı olarak yaşadığını ortaya koyuyor.

Pandemi esnasında tıbbi yardıma en fazla ihtiyaç duyan insanlar ile buna en az sahip olan insanlar arasındaki örtüşmeyi açıklamamıza yardımcı olacak bir takım etkenler vardır. Ancak bunun sebebi gayet net: Sigortasız insanların hastalığı önleyici tedaviden faydalanma oranları düşüktür ve bu yüzden yaşamları boyunca ciddi sağlık sorunları yaşamaya daha eğilimlidirler. Bu yüzden her iki grup da yaşamlarını tehdit eden ağır hastalıklardan etkilenmeye müsaittirler ve bu hastalıkları tedavi ettiremezler.

Araştırmacılar bunlar dışında önemli bir endişeyi daha dile getirdiler: “Maliyet kaygıları ve hastaneye yatmanın finansal yükü yüzünden tedavinin gecikmesi riskiyle yüzleşmek.” Tedavinin gecikmesinin ise iki önemli sonucu var: Eğer tedaviye hızlıca erişemezlerse sadece hasta insanlar ölmez; ayrıca bu insanlar kendilerini kurumsal bir ortam haricinde karantinaya alamadıkları için virüsü başkalarına bulaştırabilirler. Oysa hastaneye gitselerdi iyileşme şansları daha yüksek olacaktı ve nüfusun genelinden ayrılarak virüsün yayılmasını hafifleteceklerdi.

Araştırmacıların görüşlerine göre şuan sigortası olmayan 18 milyondan fazla insan yüksek riske sahip. Gerçekten de çalışma yayımlandıktan sonra, mayısın ortasında, Kaiser Family Foundation karantina yüzünden işini kaybederek sağlık sigortasını yitiren 27 milyon insanın, 6 milyonunun sağlık sigortası için hak sahibi olmadığını kaydetti. Elbette tam olarak kaç insanın sağlık sigortasını kaybettiğini bilebilmek mümkün değil ancak tahmini sayı milyonlarda. Ve bu insanlar virüsle karşılaşırlarsa risk daha da artacak.

EĞER 'MEDICARE FOR ALL' OLSAYDI

Çalışmayı hazırlayan araştırmacıların tümü Ulusal Sağlık Sistemi doktorlarıdır. Ve pek tabii ki: Medicare For All sistemine sahip olsaydık virüse karşı tehdit altındaki her iki gruba giren insanların sayısı sıfır olacaktı çünkü bir grup zaten tamamen yok olacaktı.

Medicare for All sistemi içinde herkes sağlık hizmetinin kapsamından faydalanacak ve sağlık hizmetleri ilerici vergi sistemiyle diğer kamu malları gibi finanse edilip ücretsiz olacaktı. Şuan nadiren doktora gidebilenler daha sağlıklı olup hastalıkları önleyen sağlık sisteminden yaşamları boyunca faydalanabilecekti.

Gerçek bir evrensel sağlık sistemi karşısındaki engelleri şöyle sıralayabiliriz: Yerleşik çıkar ilişkileri ve en çok da özel sağlık endüstrisinin menfaat sahibi ortaklarıyla birlikte kendi ekonomik çıkarlarını korumak için demokratik süreçleri manipüle ederek etkilemesi. Özel sigorta endüstrisi multi-trilyonluk bir endüstri. Ve bunun kilit oyuncuları siyasetçileri menfaatleri için kullanarak halkı, aslında kendileri için faydalı olacak yüksek vergi sisteminden soğutuyor.

Hatırlanacak olursa özel sigorta endüstrisi ve Demokrat Parti elitleri, Bernie Sanders’ın 2020 başkanlık kampanyasını ve devlet-ödemeli sağlık sigortası sistemine doğru hızlı bir ilerleme hayalini baltalamak için ittifak kurmuşlardı. Ancak başkanlık ihtimali yok olduğunda bile Sanders’ın ana politikası, ülke çapında çoğunluğun desteğini arkasına almıştı.

Salgın, adeta sorunu basitleştirerek önümüze getirmiş oldu: "Tek gerçekçi çıkış yolu: Herkesi kapsayan bir sağlık sigortası. "

Kaynak: Jacobin
Çeviren: Oğuzcan Ünlü