Şiir, direnişli ve acılı bir yoldur
2024 Rıfat Ilgaz Şiir Ödülü, şair Fahrettin Koyuncu’nun ‘Dönemeçte Sessizlik’ adlı yapıtına verildi. Koyuncu, “Ilgaz’ın şiirlerini okuduğumda toplum için kendini feda eden toplumcu şair ve yazarları düşünürüm” diyor.

Deniz Burak BAYRAK
Toplumcu gerçekçi yazının mücadeleci kalemi, yazdıklarının karşılığında yaşamı boyunca bedel ödemiş usta Rıfat Ilgaz anısına verilen şiir ödülü bu yıl ‘Dönemeçte Sessizlik’ adlı yapıtıyla Fahrettin Koyuncu’ya verildi.
Tuğrul Keskin, Haydar Ergülen, Çiğdem Sezer, İbrahim Tığ ve Kaan Tanyeri’den oluşan seçici kurul; “Sosyal ve tarihî olgulara insancıl duyarlılığı, bu olaylar karşısında takındığı bireysel tavrı açıklıkla ortaya koyarken, içeriğin şiir dilini gölgelemesine izin vermemesi ve çağının tanığı bir tutum belirleyerek Rıfat Ilgaz şiir yatağından akan bir şiiri günümüze taşıması gerekçesiyle” ödülün Koyuncu’ya verildiği açıklamasında bulundu.
Fahrettin Koyuncu, çeşitli şehirlerde otuz yıl edebiyat öğretmenliği yaptı. İlk şiiri 1988’de yayımlanan şair birçok yerel gazete ve dergide yazılarıyla yer aldı. Başta şiir olmak üzere farklı türlerde yazdığı otuz iki kitabı ve çeşitli ödülleri var. “Toplumcu gerçekçi anlayışla şiirlerini yazan bir şair olarak, Rıfat Ilgaz adına konmuş bir şiir ödülüne katılmayı kendi edebiyatçı kişiliğim adına onur saydım” diyen Fahrettin Koyuncu BirGün’ün sorularını yanıtladı.
Toplumu aydınlatmak uğruna büyük bedeller ödemiş, yaşamını mücadeleye adamış bir yazar ve şair olan Rıfat Ilgaz’ı onurlandıran böyle bir ödüle değer görülmek size ne hissettirdi?
Yarışma sonucunu öğrendiğimde sevincim, mutluluğum tarifsizdi. Çünkü bundan sonra Fahrettin Koyuncu şiirinin yanında Türk edebiyatının 1940 Kuşağı şair ve yazarlarından, toplumcu şiirin önemli isimlerinden Rıfat Ilgaz da yer alacak. Bu ödül, şiir yazan herkesin çok isteyeceği bir ödül. Benim için de çok önemli ve onur verici.
Bir Rıfat Ilgaz şiiri okumak sizde ne tür düşünceler uyandırıyor?
Rıfat Ilgaz, ‘Acılı Kuşak’ da dediğimiz 1940 Kuşağı’nın bir şairi, yazarı. Toplumcu bir yazar. Bu yüzden de başına gelmeyen kalmadı, hayatı hep sıkıntılar içinde geçti. Şiir kitabının adına (Sınıf), bile tahammül edilemeyen bir yazar Rıfat Ilgaz, öyle bir dönemin yazarı, şairi. Onun yazdıkları da -ister şiir olsun ister düzyazı- toplumcu edebiyat anlayışının ürünü olan eserlerdir. Dahası, kendi hayatından yansımaları içeren eserlerdir. ‘Okutma Üzerine’ adlı şiirinde “Sınıf’ın yazarıyım mimli,/ Hababam Sınıfı’nın yazarıyım ünlü,/ Kim ne derse desin çocuklar için yazdım hep// Canım yansın diye/ İşimden atarlar sık sık,/ Acısını hep çocuklar çeker…/ Kendi öz çocuklarım/ Benden önce.” diyen Rıfat Ilgaz’ın şiirlerini okuduğumda Türkiye’yi, onun ‘ahval ve şerait’ini, Türk toplumunu ve Rıfat Ilgaz gibi toplum için kendini feda eden toplumcu şairleri ve yazarları düşünürüm.

ZAMANIN RUHUNA TANIKLIK
‘Dönemeçte Sessizlik’ adlı kitabınızda incelikli bir dille zamanın ruhuna tanıklık eden bir biçemi yeğliyorsunuz. Sizi yapıtınızı kaleme almaya iten etkenler nelerdi? Kitabın çıkış noktasını ve içeriğini açar mısınız?
Şiir kitabımda yer alan şiirler 2014-2020 yılları arasında yazıldı. Hiçbir kitabımın bir önceki kitapla aynı olmasını istemem. Yazdıklarım benim şiirlerim olsa da her kitapta farklı bir yoldan gitmeyi, dilde farklı denemeler yapmayı, kendimi şiir yolunda bir adım daha öteye taşımayı amaçlarım. Dönemeçte Sessizlik’te de bunu yapmaya çalıştım. Türkçeyi, en iyi, en rafine şekilde kullanmaya, onun bütün olanaklarından yararlanırken bu olanakları geliştirmeye, ona kendimce katkılarda bulunmaya çalıştım. Yazarı, şairi yaşadığı zamandan sorumlu olan, olması gereken biri olarak gördüğüm için ben de yaşadığım zamana ve coğrafyaya tanıklığımı yansıtmaya çalıştım bu kitaptaki şiirlerimde. Okurun anlayamadığı, duyumsayamadığı, nüfuz edemediği bir şiirin kimseye bir yararının ve etkisinin olacağını düşünmüyorum. Şiirselliği yitirmeden, şiirin dinamiklerini göz ardı etmeden okura, topluma ulaşacak ama göndermeleri ve ipuçlarıyla, şair öznenin de tahmin edilebileceği şiirlerdir Dönemeçte Sessizlik’teki şiirler. Şunu demek istiyorum: 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde, Türkiye’de yaşayan bir şairin yaşadıklarından izleri yansıtmaya çalıştım kitabımda. Bunu ne kadar yapabildim? Bu kararı, kitabımı okuyanlar ve zaman verecek.
Günümüz edebiyatında ‘şiir’i nerede görüyorsunuz?
Şiir kitaplarının gördüğü(!) ilgiye bakıldığında ortada bir tezat var: Şiir seviliyor, yazılıyor, dinleniyor ama okunmuyor. Teknolojik gelişme (yapay zekâ) ve hız çağının dayatmaları, şiiri sadece dijital alanla sınırlı olmaya zorlayacak gibi görünse de şiirin buna direneceğini ve dilin öncü kolu olarak bu zorluğun üstesinden geleceğine inanıyorum. Kafasını kaldırıp kendinden topluma bakan şairin ve onun yazdığı şiirin yolunun sonsuz açıklıkta olduğunu düşünüyorum.
Şiir, edebiyat tarihimizin toplumcu gerçekçi damarında, geçmişte direnişin bir yolu olmuşken bu direniş hâlâ sürüyor mu?
İtiraz yolu, direniş yolu, zorlu bir yol, sıkıntılı bir yol, acılı bir yoldur. Göze alınması, hele hele yürünmesi zor, çetin bir yoldur. Şiir de dilin öncü güçlerinden biri olarak her zaman bu yolda ön saflarda olmuştur. Şiirini bu yola çıkaran şairlerin (Nâzım Hikmet, Rıfat Ilgaz, Hasan İzzettin Dinamo, Ahmed Arif…) yaşadıkları, diğer şairlere bu yolun zorluğunu ayan beyan göstermiştir. Günümüzde yazılan şiirde toplumcu damar zaman zaman belirse de bu şiirde daha çok bireysellik ve kapalılık ön plana çıkmaktadır. Bu da kapitalist anlayışın ve hız çağının şaire dayatmasıdır bir yerde. Önce bu anlayışa karşı direnmesi gerekiyor günümüz şairinin ve yazdığı şiirin. Sonrası gelir.
Ödül, Rıfat Ilgaz’ın memleketi Cide’de, Cide Belediyesi tarafından 6 Temmuz’da, Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali’nde yapılacak törenle sahiplerine verilecek.